Aşk için ölürüm

Ondört senelik müzik yaşantısını bir anda bırakabilir Cenk Eren. Eğer buna değecek bir aşk bulursa... İlkleri başlatan adam Cenk Eren. Nam-ı diğer ‘‘Gecelerin Adamı.'' Meyhanede şarkı söyleme akımını başlatan O. İlk olarak çıkıp Dedikodulu Meyhane'de şarkı söylediğinde çok eleştirilmiş. Peçete atma modasını başlatan O! Ondört senedir profesyonel anlamda şarkı söylüyor. Canını acıtan çok kişi olmuş. Unkapanızedelerden yani! Önümüzdeki günlerde yeni kaseti çıkacak. ‘‘Genç kızların hayranlık duyduğu yeni popçulardan değilim'' diyor. Onun hayran kitlesi orta yaş grubu kadınlarmış. ‘‘Neden'' diye sorduğumuzda ağzımızın payını alıyoruz! ‘‘Olgun bir erkeğim de o yüzden. Karşısındaki kadına değer veren, gerçek bir kadın olduğunu hissettiren bir erkeğim.''

Ben asıl peçete modasına takıldım, nasıl başladı bu moda?

Çok sevdiğim bir grup arkadaşım beni dinlemeye gelmişlerdi. Programım sırasında da bir köşede mutlaka su ve bol peçete bulundururum. O peçetelerden birini şakalaşmak amacıyla buruşturup onlara fırlattım . Sonra bir baktım herkes birbirine peçete fırlatıyor.

Eskiden sanatçılara gül atılırmış. O zamanlar sanatçıya daha fazla değer verilirmiş gibi geliyor.

Ona bakarsanız gülünde dikenleri vardı. Sonra ben çiçeklerin koparılmasını istemiyorum. Üstelik peçete atmak çok masrafsız.

Peçete için de ağaçlar kesiliyor ama.

Peçete atmanın saygısızlıkla alakası yok. Bence herşeyin altında bir kötülük arayan zihniyet çıkarıyor bunları.

Sizce iyi bir gece kulübü şarkıcısı nasıl olmalı?

Benim gibi! (Gülüyor) Bir kere işin mutfağını iyi bilmeli. Gece kulüplerinin içinde pişmeli. Gündemi iyi takip etmeli. Ayrıca gece kulübünde konser gibi program yapamazsınız. O zaman sizi kimse dinlemez. İnsanlarla beraber eğlenebilmelisiniz.

Siz eğleniyor musunuz kendi programınızda?

Tabii.

Üzüntülüyseniz rol mü yapıyorsunuz? Sıkıntınızı çekmek istemeyebilir insanlar?

O tür insanlar da bana gelmiyor zaten! Benim dinleyicilerim bellidir. Ondört yaşında ailesiyle gelen, yirmi yaşında tek gelmeye başlıyor. Yani bir devamlılık var. Biliyor musunuz ‘‘bir nesli gördüm'' diyebilirim.

Bir çok gece kulübü şarkıcısı cinsel tercihi belli değilmiş gibi görünüyor. Bu onlar için bir avantaj mı?

Böyle düşünülmesine karşıyım. Yaşar, Kenan Doğulu, İzel, Serdar Ortaç... Bunların cinsel tercihi belli değil mi ? Gece kulüplerinin yüzde sekseni cinsel tercihi belli ve kendini kanıtlamış isimlerden oluşuyor. Yüzde yirmisine ise birşey diyemem. Kendi tercihleridir. Bu arada lezbiyen bir kadın şarkıcı vardır. Fakat kimse anlayamaz. O yüzden insanları töhmet altında bırakmamak lazım.

Gece kulübüne sizi dinlemek isteyen geliyor. Televizyonda ise sizi istemeyenlerin de evine konuk oluyorsunuz. Eleştiri aldınız mı hiç?

‘‘Çok yapmacık gülüyorsun'' diye bir faks geldi. Programın kasetini bir daha izledim. Haklıydı. Bazen ‘‘Didem'le birbirinizi üzmeyin'' diye telefon ediyorlardı.

Peki Didem Taslan'la iyi anlaşıyor muydunuz?

Elbette. Zaman zaman programın içeriği açısından tartıştığımız oldu. Ama kavga etmedik.

Programınız sırasında şarkınızın sözlerini unuttunuz mu hiç?

Çoook. ‘‘Bir dakika şarkıyı unuttum. Şu repertuar defterine bir bakayım'' diyorum. Dedim ya ben çok doğal bir insanım. ‘‘Aa! Bu da bizden diyor'' insanlar. O insanlardan bir ayrıcalığınız yok. Onlar da benim yaptığım işi yapabilirler. Biraz müzik eğitimi alması yeter. Okullu olması şart değil.

Peki halk‘‘Aman bunun yaptığı da bir iş mi? Ben de yaparım''dediği birini star yapar mı?

Çok güzel bir soru bu. Yapar. Mesela İbrahim Tatlıses halkın içinden gelmiş bir insan. Üstelik star. Bazen ünlüler halktan uzak gibi görünür. Bunun sebebi yapısı, bulunduğu ortam, çevresi olabilir.

Şöhret arttıkça kararlar tek başına verilmiyor anlaşılan.

Danışmanlara ihtiyaç var. Onlar eli, ayağı oluyor insanın.

Diyelim ki aşık oldunuz. Danışmanlarınız bu aşkı onaylamazsa ne olacak?

Aşkım buna değecekse herşeyi bırakırım. Şarkı söylemekten mi büyük keyif alıyorum, yoksa O'nun teninin kokusunu duyarak uyanmaktan mı? Eğer O ağır basarsa arkama bile dönüp bakmam.