Aşırı sıcaklara dikkat

Basra Körfezi’nden gelen sıcaklar, yurdun tamamını etkiliyor. Kuzey bölgelerde sıcaklıklar 35, güneyde 40 derecenin üzerine çıkıyor. Hatta güneydoğuda 43-44 dereceleri görüyor.

Aşırı sıcaklar var. Basra Körfezi’nden gelen sıcaklar, yurdun tamamını etkiliyor. Kuzey bölgelerde sıcaklıklar 35, güneyde 40 derecenin üzerine çıkıyor. Hatta güneydoğuda 43-44 dereceleri görüyor. Ve hatırlatmaları ard arda sıralıyoruz:

1- Öğle saatlerinde direkt güneş ışınlarına maruz kalmayın.

2- Bol bol alkolsüz sıvı tüketip, ağır yemeklerden uzak durun.

3- Günlük işiniz için açık havadayken, güneşlenirken, hatta denizdeyken koruma kremleri kullanın.

4- Kulakları ve boynu kapatacak şekilde şapka kullanın.

5- Pamuklu kıyafetler tercih edin.

6- Bebeklerinizi ve evcil hayvanlarınızı araçlarınızda kilitli bırakmayın.

7- Yaşlılar aktivitelerini yavaşlatmalı, öğle saatlerinde mümkün mertebe dışarı çıkmamalı.

8- Bu hatırlatma yetkililere; kimsesizler ve evsizleri koruma amaçlı klimalı ortamlara ihtiyaç olabilir.

Sıcaklıkların aşırı değerlerini yitirişi pazartesi günü olacak.

ETKİ-TEPKİ

Şu dünyada neden kardeş kardeş yaşayamıyoruz? Neticede atmosferin zorunlu misafirleriyiz ve hani patron muamelesi görmek, tamamen onun kurallarına göre oynansın istemiyor belki, ama en azından bir abi tadında saygı göstermek gerekmez mi? Mecburen yani. Bakın atmosferi tanıyıp, oyunu kurallarına göre oynasak, belki zarar görmeyeceğiz. Zira meteorolojik olayların tamamı tabiatta yeni düzenlemeler için. Yalnızca atmosfer de değil, örneğin yer sarsıntıları; düşünsenize dünya üzerinde bugüne değin ne kadar insan yaşamış? Bu insanların hepsi yemiş, içmiş, eğlenmiş, savaşmış, yakmış, yıkmış sonra da hayatlarını tamamladıklarında kendi bedenleri de toprakla bütünleşmiş. Yenilenmeden 4 milyar yıl hizmet veren başka bir müessese biliyor musunuz? Bu yer hareketleri olmasa, yer altından yenilenmiş toprak çıkmasa, nasıl 4 milyar yıldır hizmet verebilirdi? Atmosfer de aynı şekilde 4 milyar yıldır hizmet veriyor. İnsanların soluk alıp vermesinden dev sanayilerin saldığı kükürt ve karbondioksite, ozonu seyreltmekten yukarı seviye uçuşlar ile stratosferik kirlenmeye kadar bir çok noktada atmosfere müdahale ediyoruz. Fizikte her hareketin bir karşılığı vardır. Birisi sizi iterse, geriye doğru düşersiniz. Yani ileri doğru hareketi nötrleyecek bir geri hareket oluşur. Ya da, bir otomobil diğerine çarptığı anda, o hareketi nötrleyecek şekilde ya diğer arabanın şekli bozulur, ya da aksi yöne doğru savrulur. Etki-tepki kanunu bu; biz atmosferi karıştırıyoruz, o da bize karşılık veriyor. Netice itibariyle atalarımız doğru söylemiş "etme bulma dünyası" diye.

Bakın bu yaz sıkı sıcaklar var. Amerika’da, Avrupa’da, dünyanın bir çok noktasında sıcaklar nedeniyle insanlar yaşamlarını kaybediyor. Seller meydana geliyor, yine yaşam kayıpları oluşuyor. Soruluyor; "bahsedilen felaket senaryoları ne zaman gerçekleşecek?" diye. Aslında gerçekleşmeye başladı bile, ama yüzyılın hızlı yaşamı, savaşlar gibi bu atmosferik dev kayıpları da kanıksattı bize. Meteorolojik nedenlerle yıllık yaşam kaybı 150 bin civarında, bu yeterli değil mi?

Öte yandan mahvettiğimiz atmosferdeki ısınmayı geri çevirmek için bilim adamlarının yeni önerisi kükürt kullanımı. Kükürt, karbondioksitin aksine (karbondioksit ısıyı tutuyor ve atmosferde hapsediyor) güneş ışınlarını geri yansıtıyor. Atmosfere ekstra kükürt takviyesi ile güneş ışınlarının daha fazla geri yansıtılacağı tahmin ediliyor. Ve biz burada "yapmayın çocuklar, yapmayın, bunlar sahalarda görmek istediğimiz hareketler değil" diyoruz :) Hep söylüyoruuuum, aslolan atmosfere en alt seviyeden müdahil olmaktııııııııııııııır. Belki bu tür bir müdahaleyle de kontrol edilemeyen bir reaksiyon başlar. Sizce böylesi bir kumara cesareti olan var mıdır? "Dünyanın haline bak! Ortalık cesur insan dolu, görmüyor musun?" derseniz, çok da haksız sayılmazsınız.
Yazarın Tüm Yazıları