Artık çıtayı biz belirleyeceğiz

Güncelleme Tarihi:

Artık çıtayı biz belirleyeceğiz
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2013 00:00

Biz Oyuncular’ın Cihangir’deki BO Sahnesi, 18 Mart Pazartesi perdelerini ‘Adolf’ oyunuyla açıyor. Nilüfer Bıyıklı ve Levent Özdilek’in ortak hayallerini gerçeğe dönüştüren sahneyi ziyaret ettik. Siz röportajımızı okurken inşaat bitmiş, BO Sahne ilk ziyaretçilerini ağırlamak üzere son hazırlıklarını tamamlıyor olacak. Levent Özdilek, tüm süreci anlatıyor...

Haberin Devamı

Nerden çıktı Cihangir’in kalbinde bir sahne açma fikri?
- Bu sahne 40 yıllık hayalimdi. Çıtası yüksek, kaliteli oyuncu ve rejisörlerin söyleyecek sözü olan oyunlar sahneleyeceği özel bir mekân yapmak... 40 yıllık hayal gerçekleşiyor artık. Bir kere BO Sahne’nin özelliği kültür merkezi olması. İçinde sinematek, dans, müzik, oyunculuk okulu var. Burak Sergen, ben, Murat Karasu gibi isimler eğitim verecek. Önümüzdeki sene konservatuvarlaşmaya gideceğiz. Çok özel ekipler yani, inanamazsın.
40 yıl sonra neden şimdi?
- Kırkım çıktı! Yani emekli oldum Devlet Tiyatrosu’ndan. Ki daha emekli olacak yaşta değilim. Her şeyi devletten ya da birtakım kurumlardan bekleyerek sanat özgürce icra edilemez. Tamam, benim de 39 yıllık büyük emeğim ve saygım var. Ama her şeyi devlet kapısından beklememeli. İnsanlar ellerini taşın altına koysun. Açıkçası ben bu dizi ve filmlere ilk başlayanlardanım. Daha TRT zamanından. Ama benim jenerasyonumda belki 100 katım, çok büyük paralar kazananlar var. Ata, yata, yazlığa, bilmem neye yatırdılar. Bu, onların tercihi. Ben belki onların onda biri kadar kazandım ama buraya yatırıyorum. Sadece elimi değil bütün kafamı, gövdemi koyuyorum bu taşın altına. Belki bu da kapak olur! Ben olmayan paraları buraya koyuyorum. Altı aydır bununla uğraşıyorum. Bak, iki senede en az sekiz tane dizi reddettim. İhtiyacım yok mu? Var. Ama buraya verdim bütün enerjimi.

Haberin Devamı

TİYATRO EĞİTİMİ DİYE CİNAYET İŞLENİYOR

Var olan pek çok sahnenin kapatılıp, otel veya AVM’ye dönüştürüldüğü bir zamanda “Nasıl bir işe kalkıştım ben” dediniz mi hiç?
- Of, hiç sorma! Ama yine Cihangir’deki Biz Oyuncular’da zaten vardı okulumuz. Bir araştırdık, sadece İstanbul’da 60 tane oyunculuk eğitimi verdiğini iddia eden oluşum var. Bu çocuklara diplomalar falan da veriliyor. Ama hocaların kim diyorsun. Hiçbir geçmişi, eğitimi olmayan insanlar cinayet işliyorlar. Sonra onları düzeltmek mümkün olmuyor. Biz de dedik ki kardeşim, biz çıkalım doğru dürüst eğitim verelim. Müthiş bir ekip kurduk ve büyüyoruz.
BO Sahne’de neler olacak peki?
- Bir sinematek kuruyoruz. Ayrıca ustalara saygı günleri yapacağız. Atıf Yılmaz’dan Yılmaz Güney’e, çağdaş sinemanın önemli isimleri Zeki Demirkubuz’dan Derviş Zaim’e pek çok yönetmenin filmlerini göstereceğiz. ‘Kısa İyidir’ diye bir projemiz var. Son 5 yılda çok iyi sinemacılar çıktı. Ama filmleri büyük sinema salonlarına giremiyor. Küçük salonlarda üç bin kişiye belki ulaşabiliyor. Biz burada filmlerini göstereceğiz. Dans tiyatrosu için Türkiye’nin en iyi koreograflarıyla anlaştık. Dans eğitimi verecekler. Çok hoş bir kafe-restoranımız olacak. Bunlar dışında akustik konserler yapacağız. Bülent Ortaçgil, MFÖ, haber verdik Sezen’e (Aksu) belki o, Emre Aydın... Hep iyi müzik yapan isimler yani. Çıta her alanda önemli. Böyle başka bir yer olduğunu zannetmiyorum.

Haberin Devamı

ZUHAL OLCAY VE SELÇUK YÖNTEM AYNI SAHNEDE BULUŞACAK

Cihangir’de böylesi bir binayı nereden buldunuz?
- İnsanlar inanamıyorlar... Çünkü Cihangir’in binaları sınırlıdır, böyle bir mekân olamaz deniyor. Burası 300’erden 900 metrekare, 3 kat. Boş bir otoparktı. Karadenizli, cıva gibi bir müteahhit arkadaşımız var. O buraya çok yakışıklı bir bina yaptı. O yaparken biz de Biz Oyuncular’ın kurucusu Nilüfer Bıyıklı’yla birlikte kafasına girip adamı razı ettik. Başka insanlar inanılmaz paralar teklif ettiler bina için ama o vermedi. Erol Kaya adı, çok önemli bir adam gerçekten. Bize burayı açtı, inandı. Biraz Çılgın Türkler’deniz işte. Bak bu kadar da iddialı söylüyorum. Bundan sonra yaptığımız işlerle tiyatrocular çıtanın üstünde olabilen ya da olamayanlar diye iki gruba ayrılacak. Müthiş bir enerji, ivme ve kalite kazandıracağız sahne sanatlarına. Öyle “Ben yaptım oldu”yla olmaz bu işler.
Adolf’tan sonra sırada hangi oyunlar var, belli mi?
- Adolf’un bıyığından, beden dili ve hitabetinden, propagandasında kullandığı bütün jest ve mimikler Şarlo’dan alıntıdır. Şarlo’nun o kısa ve ani hareketleri... İkinci olarak Şarlo’yu yani Charlie Chaplin’i sahneye getireceğiz. Kimin oynayacağı da belli şimdiden ama hiç sorma, söylemem. Çok önemli bir yönetmenle anlaşmak üzereyim. Bir de üçüncü oyun da bomba! Dün gece anlaştık daha. Şimdi al sana çıtayı gösteriyorum... Türkiye’de ilk defa biz Selçuk Yöntem ve Zuhal Olcay’ı aynı sahnede bir araya getiriyoruz. Türkiye’nin en önemli yönetmeni Yücel Erten sahneye koyacak. Oyunculara ve rejisörlere bak. Oyunun adıysa “Hamlet For You” (Size Özel Hamlet). Müthiş bir oyun. Ve Selçuk ve Zuhal’i ne hallerde gördüğünüze inanamayacaksınız... Yani burada boş konuşmuyoruz.

Haberin Devamı

Artık çıtayı biz belirleyeceğiz

Bütün dünyanın nefret ettiği adam olmak

BO Sahne’nin ilk oyunu ‘Adolf’. Sahnenin kapılarını açtığı 18 Mart akşamı prömiyer yapacak tek kişilik oyun, Hitler’in Berlin’deki sığınağında geçirdiği son 12 saati anlatıyor. Burak Sergen, dünyanın en nefret edilen adamını kendi ölüm kararını verirken yaşadığı iç çekişmelerle sahneye taşıyor. / Fotoğraflar: Mehmet TURGUT

/images/100/0x0/55eafd8bf018fbb8f8a3d38f

Adolf ne anlatıyor?
- Hitler’in Kavgam ve vasiyetnâmesinden oluşuyor. Hitler baskı rejimlerinin sayılı diktatörlerinden bir tanesi. Churchill’i, Mussolinni’si, Saddam’ı, Franco’su... Bana göre bunların en babası Hitler. Oyun, onun doktrinlerinden bahsediyor, neyi niçin yaptığından. Burada Hitler’i aklamıyoruz, yaptığı veya dedikleri doğrudur demiyoruz. Tam tersi yanlıştır diyor ve bir de sizin gözünüzden nasıl görünüyor diye soruyoruz. Çünkü çabuk unutuyoruz.
Özellikle Avrupa’da, aslında tüm dünyada, tabii Türkiye’de de ırkçılık yeniden hortlamış durumda. Bugün ‘Adolf’u sahneye koymanız durum karşısında bir söz söyleme ihtiyacından mı?
- İşte şu söylediklerini tekrar gözden geçirelim. Aynı kapıya çıkıyoruz seninle. Unuttuğumuz baskı rejimlerini, şu diktatörlerimize bir daha bakalım şöyle bir. Çünkü dünya bu tarafa doğru kaymaya başladı. Yani az önce adını saydığımız zat-ı şahanelerinin yaptıklarını insanlar tekrar gündeme getirmeye ve onların peşinden gitmeye başladılar. O yüzden “İyi güzel de Hitler’in ne olduğunu biliyor musunuz?” sorusunu sormakta fayda var. Onun için bu tür metinlere ihtiyaç var. Zaten kavramlar artık birbirinin içine girdi. Biraz ayrıştırmak gerek. Kimin hangi söylemi, kavramı kullandığı iç içe girmiş durumda. Biraz şunları birbirinden ayıralım.
Hangi kavramlar mesela?
- Oyundan örnek vereyim. Diyor ki “Demokrasiyi yola çıkarken kullanın ama iktidara geldiğiniz zaman demokrasiden hemen kurtulun”. Birtakım ülkelerde de böyle olmuyor mu? Gayet demokratım diye geliyor başa. Koltuğa oturduktan sonra başlıyor baskı uygulamaya. Söylem herkesin söylemi gibi oldu. Ama geleceğin artık böyle olmaması gerek. İşte bu oyunlarla akılda sorular uyandırmak şart. Ben demokratım diye ortada dolaşıp özgürlükleri kısıtlayanları görmezden gelen ‘tatlı su demokratları’ var bir de. Günümüzde de bunlar çok fazla. Aman bana dokunmadığı sürece o yılan yaşasın diyor. Ona ne, ben paramı kazanıyorum, sevgilim var, evim barkım çoluğum çocuğum var, ben orada mutluyum, diyor. Halbuki kapısını biraz aralarsa sokar baskı kafasını içeri. İşte bu oyun onu anlatıyor.
Türkiye’ye bakarsak?
- Türkiye artık dünyanın çok önemli bir ülkesi. Dünya düzenine dair bir şey söylüyorsan, Türkiye’nin de demokratik haklara, özgürlüklere saygılı bir ülkesi olması gerek. Dünyanın önemli ülkelerinden biri olacaksa insanca yaşama hakkına saygı gösteriyor olmalı. Onun için oynuyoruz biz bu oyunu.
Her oyundan oyuncusunun aklına en çok kazınan birkaç söz vardır. Kafanızda Adolf’tan en çok hangi cümle dolanıyor?
- O kadar çok slogan cümle var ki... Bak bir şey söyleyeceğim, çok hoşuna gidecek. Ama bunların hepsi Hitler’in sözleri. Birini söyleyeceğim... “Ölüm her türlü sorunu çözer, insan yoksa sorun da yok.”

Haberin Devamı

Sahneler zinciri kuracağız

/images/100/0x0/55eafd8bf018fbb8f8a3d391

Düşüncemizde BO Sahneler zinciri kurmak var. İstanbul içinde ve ileride belki başka şehirlerde de açacağız. Ütopik geliyor değil mi? Ama illa ödenekli tiyatronun sahneleri olur diye bir şey yok. Ödeneksiz tiyatronun da olur. Türkiye’de inşaat sektörü çok büyüdü. Bu adamlar çok büyük paralarla müthiş siteler, binalar yapıyor. Yapsın kardeşim altına bir kültür sanat merkezi. Biz hepsine talibiz. Her yer AVM, otopark mı olacak?... Biz dünya, Avrupa ve Türkiye turneleri yapacağız. Ama oyunlarımızı sadece kendi sahnemizde oynayacağız.

Çocuğu dans ederken anne baba oyun izleyecek

Haberin Devamı

Çocuk yürümeye başladığında Cihangir’de götürebileceğin hiçbir yer yok. Hep yanında götürürsün. Alt kata çocuk kulübü kuruyoruz. Hem drama hem çocukları geliştirecek oyunlar, eğitmenler tarafından öğretilecek. Çocuğu olanlar bir oyun izlemeye veya dans kursuna gidemez mesela. Ama gelecek burada anne dans eğitimi alırken, çocuğu gayet hoş bir ortamda iki saat güzel vakit geçirecek. Ya da o eğlenir öğrenirken anne baba oyun izleyecek.

Dostluğunuz ne zaman başladı?

LÖ: Ankara yıllarında, Devlet Tiyatrosu’nda. 30 senesi vardır. Rahmetli Alev Sezer değerli bir oyuncu ve ağabeyimizdi. Burak’ın dayısının oğlu, kuzenidir. Zaten hocamız Semih Sergen’in de oğlu, biliyorsun. Ama Alev de onun hayatında, oyunculuğunda çok önemli. Yıllarca ben ve Alev hem sahnede hem özel hayatımızda birlikte olduk. Burak’la bizi Alev bir araya getirdi. Bizde her jenerasyon, kendinden sonra gelenlerin içinden birkaç tanesini seçer.
BS: Bizim disiplinde öyle bir ağabeylik geleneği var. Oyunculuğumda Semih Sergen’den önce esas Alev etkili oldu. Alev Levent’i, Levent beni seçmişti. O seçtiğin kişiye daha çok özen gösterirsin. Müzik zevkinden, giyim tarzına, hatta aşklarına kadar yaşam tarzlarınız birbiriyle uyuşur. Ama bu seçim konuşarak olmaz. Hissedersin birbirini. Yoksa aralarınıza almazlar zaten.

Adolf, 18-19-22-23 Mart tarihlerinde saat 20.30’da BO Sahne’de. Adres: Ağa Hamamı Sokak No. 18 Cihangir, İstanbul. (212) 251 37 41.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!