Armut piş

Yıllar önce televizyonun yaşamımıza girmeye başladığı ilk günlerde gazeteler hayli tedirgin olmuş, pabuçlarının dama atılacağı endişesini taşımaya başlamışlardı...Hatta bir gün o zamanlar çalıştığım Günaydın gazetesinin patronu, ‘‘Biz haberleri fotoğraflarla verirken onlar canlı canlı çekecekler, yakışıklı delikanlıları, güzel spiker kızları oturtacaklar ekranın önüne, hepimizin canına okuyacaklar’’ demişti...Sonra zaman geçti, köprülerin altından çok sular aktı... Ve bugünlere gelindi...Önceleri hepimiz haberi canlı canlı ve de helecanlı olarak TV kanallarından izlemeyi yeğledik...Ama sonraki yıllar, özellikle de özel kanallarda bu haber işi önce epey tavsadı... Daha sonra da neredeyse o günkü gazeteleri eline alıp ekranda okumaya kadar vardırıldı...Tabii bu arada, bir haber bir araştırma uğruna ta dünyanın öbür ucuna gidip karakolluk olan, savaşların içine dalıp, kurşunlar arasında bizlere haber ulaştıran, habercileri, haber programcılarını tabii bunun dışında tutuyorum...Ama şu anda birçok televizyondaki habercilik anlayışı, tam bir ‘‘armut piş, ağzıma düş...’’ durumudur...‘‘Al gasteyi eline... Ver kuvveti diline...’’Benim bu yazıyı yazdığım şu an hangi TV kanalı bu konuda hangi özgün haberciliği yaptı bilmiyorum ama, şu son Alaattin Çakıcı olayında bile TV kanalları bu haberi gazetelerden devşirdiler...Ama neylersin ki onlar da haklı... Habercilik zor zenaattir... Parayla pulla da olmaz, popo meme yerinde hatunlara mangırı bastırıp onları ekrana getirmeye benzemez...CİVCİV ÇIKACAKFotoğrafta gördüğünüz Alaattin Çakıcı'nın kılık değiştirmiş hali değil...O arkadaş NTV spor bölümünde görevli, spor programları da sunan, benim de gerçekten çok beğendiğim Barbaros Çıdal...Programlarını izliyorsanız, Barbaros son programlarına yukarıda görüldüğü gibi, o ‘‘civciv saç’’ modeli ile çıkıyor...Şimdi gelelim yazıyı yazma nedenime...Ekrana böyle gelmeyi düşündüğü için Barbaros'u, ayrıca ona ‘‘Ne lan bu halin?’’ demeyip onu yüreklendiren yöneticilerini kutluyorum... Barbaros çok cesur, çok şirin...Televizyonculuk bir anlamda ‘‘show’’dur... Barbaros da bunun farkında...Zaten insanın kafası civciv kafası olmuş, ne önemi var ki...Önemli olan, kafanın dışı değil, içidir... Yani ‘‘kuş beyinli’’ olmamaktır...Meclis başkan vekili Kamer Bey'in deyişiyle... Anlayana davul zurna... Anlamayana sivrisinek çok... Bilmem anlatabildim mi?..MASUMUM HAKİM BEYBildiğiniz gibi bunca yıldır dünyayı, ekonomik, askeri, teknolojik dört bir yandan düdükleyen Amerika, sanki yetmiyormuş gibi bir süredir de af buyurun Clinton'un pipisini devreye sokmuştu...Aylarca süren ‘‘Clinton sizin nerenizi elledi?..’’, ‘‘Şeyindeki ben sağ tarafta mıydı, sol tarafta mı?..’’ tartışma ve soruşturmalarından sonra, Clinton'un ‘‘Ben Monica'ya gıda yardımı yapıyordum...’’ şeklindeki savunması da para etmedi...Kadın cazgır çıktı... Sonunda Clinton olanı biteni itiraf etmek zorunda kaldı...Ama ben bu konuda gene de Clinton'u suçluyorum... Dikkat edeceksin, bu tip geveze kadınların ‘‘ağzına’’ düşmeyeceksin bir kere...Clinton bu işten en ufak bir ceza görürse, iki elim tüm Amerikan yetkililerin elinde olur...Zira bizim memlekette yıllardır milletin anasını şaapıyorlar, ne yaptığını itiraf eden var, ne de bu işten ceza alan...
Yazarın Tüm Yazıları