Arı sütü Hayat veren iksir

Kozmetik markaları her dönemde kadınları güzelliğe götürecek yeni keşifleriyle dikkat çekiyorlar.

Son yıllarda ise ürünlerin içeriklerinde kullanılan doğal maddeler öne çıkıyor. Bunlardan biri de uzun yıllardır besin olarak bildiğimiz arı sütü.

Şimdilerde özellikle saç bakım ürünlerinde sıkça rastladığımız bu doğal maddenin aslında oldukça ilginç bir hikayesi de bulunuyor. Arı sütü, işçi arıların gırtlak bezlerinden salgılannan besleyici değeri oldukça yüksek olan bir ürün. Arıların neden arı sütü ürettiklerinin cevabı ise oldukça ilginç; işçi arıların kraliçe ve genç arıları beslemek amacıyla izledikleri bir yol bu. Dolayısıyla içeriği amacına oldukça uygun. Protein, lipit, amino asit, mineral tuz, oligo element ve glüsid gibi temel besin maddeleri oldukça besleyici olmalarıyla dikkat çekiyor. Böyle olunca da insanın aklına bu kadar önemli bir besin maddesiyle beslenen kraliçe arının işçi arılardan genetik olarak ne farklı olduğu sorusu geliyor.

Kraliçe arının en önemli besini

Aslında kraliçe arı ve işçi arı genetik olarak aynı özelliklere sahip. Onları gelişme sürecinde farlılaştıran tek şey diyetleri. İlk 3 gün boyunca tüm arı larvaları arı sütü ile besleniyor. Üç günün sonunda işçi arı larvaları bal ve polen ile beslenmeye başlıyor. Koloni tarafından kraliçe olarak seçilen larva ise arı sütü ile beslenmeye devam eder. Sonuç olarak tüm yaşamı boyunca arı sütü ile beslenen kraliçe arı, işçi arılara göre 45 kat daha uzun yaşıyor. Kraliçe arının ortalama ömrü 5 sene iken, işçi arının ömrü sadece 40 günle sınırlı kalıyor.

Arı sütü güzelliğin hizmetinde

Arı sütünün insanlar üzerindeki etkilerine gelince; insan sağlığına sayısız faydası bulunuyor. Üstelik özellikle son dönemde yapılan çalışmalar, arı sütünün yenileyici güce sahip, hayat veren bir iksir niteliğinde olduğunu bilimsel olarak kanıtlıyor. Kozmetik bilimi cildi ve dokuları yenileyici özelliklerini keşfettikten sonra arı sütü birçok kozmetik ürünün bileşiminde sıkça yer almaya başladı.

Zarif ve çekici kadın

Costume National markasının yaratıcısı Ennio Capasa modadaki keskin çizgisi, sert hatları, erkeksi silüetiyle modern, kendine güvenen seksi kadının markası oldu. Tüm zamanları birleştiren, şıklıkla sadeliği aynı anda yansıtan bir tarzla, özgün, zarif ve çekici kadını yarattı. Tasarımcının giyim sektöründen sonra yarattığı parfümleri de şimdi doğal olarak aynı konseptle parfüm dünyasında yerini alıyor. Fiyatı: 50 ml 157,50 YTL.

Cildinizi aydınlatın

Christian Breton’dan cilde iki aşamada yoğun beyazlık ve ışıltı kazandıracak formül: İlk adımı leke giderici Mela-C kompleks içeriyor. Cellular Booster, tahrişi engelleyen ve cilde ışıltı kazandıran aktif içerik özelliği ile cildi yatıştırıyor. Recovery Mask Expert ölü hücreleri yok ediyor ve beyazlatıcı ajanları harekete geçiriyor.

Fiyatı: 193 YTL.

Liposuction’a alternatif; ultrasonik bölgesel zayıflama

Aslında teknolojinin güzelliğe hizmet etmeye başlamasıyla birlikte estetik uygulamaların da ardı arkası kesilmiyor. Günbe gün yeni bir yöntem kadınlara kusursuz bir vücuda sahip olma hayali kurduruyor. Bunlardan biri de bölgesel zayıflamanın hedeflendiği "ultrason" teknolojisi.

Bilindiği gibi ultrason teknolojisi uzun zamandır böbrek taşlarının kırılmasında kullanılıyor. Aynı teknoloji şimdilerde bölgesel yağların yok edilmesinde de kullanılmaya başlandı. Görüşlerine başvurduğumuz Op. Dr. Yakup Şensoy ultrasonik dalgaların yağ dokusunda yoğunlaştırılarak yöntemin gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Oluşan enerji yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlıyor. Bu sayede parçalanan yağlar vücudun savunma hücrelerince ortamdan uzaklaştırılıyor. Dr. Şensoy bu işlemin göbek, bel ve basen bölgelerine uygulandığını belirtiyor. Bir el aleti ile gerçekleştirilen uygulamada iğne, sınırlı uyuşturma veya bir ilaç kullanımı gerekmiyor.

DUYULARIN ZENGİNLİĞİ

Parfümler, gündelik hayatımızın lüks anlarını ifade ediyor. Ruhumuzu okşuyor, duyuları harekete geçiriyor. Mevsimin yeni kokularının tenlerdeki değişimini hissetmenin bilimsel bir yöntemi var.

Burundaki koku hücreleri en çok sabahları çalışıyor. Farklı kokuları arka arkaya koklamak bu organımızı yoruyor, ağır kokular da yine burnun kokuları ayırt etme yetisini olumsuz etkilediğinden uzmanlar parfüm satın alırken önce hafif kokulardan başlamak gerektiğini belirtiyor. Kokuları nötralize etmek için de bir kahve tanesini koklamak yeterli oluyor.

Parfümün değerini neler belirliyor

Biliyor musunuz, hissettiğimiz birçok duygu dış dünyadan aldığımız kokular ve parfümlerle yakın ilişki içinde. Limbik sistemde beynin duygu ve hatırlama merkezinde yaşam boyu depolanıyor ve gerektiğinde yeniden geri çağrılıyorlar. Yaşanılan bir olay ya da geçmişten bir kişiyle bağlantılı kokular hatıraların yenilenmesini sağlıyor. Özellikle aromatik yağlar bu konuda oldukça etkili. Koku molekülleri öncelikle burun üzerinde etkili. Ancak banyo sırasında ya da vücuda krem sürüldüğünde de etkisini sürdürüyor. Kişinin kendini iyi hissetmesinde limon, greyfurt, fesleğen ve mine çiçeği öne çıkarken lavanta ve mercanköşk rahatlatıyor. Bir parfümün değeri değişik faktörlere bağlı. Burada özellikle içeriğinde kullanılan hammaddeler önem taşıyor. Az bulunan çiçekler ve bitkiler ve onlardan elde edilen aromalar onların değerlerini belirliyor. Örneğin, iris kokusu için çiçeği değil bitkinin kökü kullanılıyor. Ekildikten ortalama üç yıl sonra toplanabiliyor, kurutulması da iki yıl sürüyor. Bir kilo iris yağı elde etmek için yaklaşık 550 kilo iris kökü gerekiyor.

Estetik Kongresi

Estetik Dişhekimliği Akademisi Derneği tarafından düzenlenen 12. Uluslararası Estetik Dişhekimliği Kongresi, 11-13 Ekim’de İstanbul’da Grand Cevahir Hotel’de gerçekleştiriliyor. Kongre, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın konusunda önemli isimlerini bir araya getiriyor. Yaklaşık 1500 yerli ve yabancı diş hekimine ev sahipli yapacak olan kongrede her biri farklı branşlarda bilimsel çalışmalarıyla tanınan 12 uluslararası konuşmacı sunum yapacak. Türkiye başta olmak üzere birçok ülkeden katılımcının olacağı kongrenin bu yılki teması "Estetik Diş Hekimliğinde İmkansızı Başarmak". Türkiye’nin yakın zamanda diş estetiği ve sağlığı konusunda dünyanın önemli bir merkezi haline getirmeyi amaçlayan EDAD’ın başkanlığını bu yıl Doç.Dr. Ata Anıl üstleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları