Arap kadınları kendilerini Gümüş’e benzetiyor

Güncelleme Tarihi:

Arap kadınları kendilerini Gümüş’e benzetiyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2008 00:00

"Gümüş" dizisi, "Nur" adıyla yayımlandığı Arap ülkelerini ayağa kaldırdı.

Haberin Devamı

SONGÜL ÖDEN FOTOĞRAFLARI

Bu ilgiyi Hafta Sonu dergisine verdiği röportajda değerlendiren Öden, "Arap kadınları kendilerini Gümüş’le özdeşleştiriyor. Ama kadın özgürlüğü kimileri için rahatsız edici olabiliyor" dedi.

"Gümüş" dizisi, "Nur" adıyla yayımlandığı Arap ülkelerini ayağa kaldırdı. Öte yandan bazı sahneleri sansüre kurban gitti, hatta dizi İslam karşıtı bile ilan edildi! Hafta Sonu dergisine konuşan Songül Öden, "Kadının özgürlüğü kimileri için rahatsız edici olabilir. Ama halk severek seyrediyor bu dizileri" dedi.

Arap kadınları kendilerini Gümüş’e benzetiyor
  Hayırlı olsun, "Vazgeç Gönlüm"e başladınız. Aşiret kızı Ezra olarak diziye katıldınız. Rolünüzden bahseder misiniz?

- Ezra son derece iddialı bir kız. Hayalleri, ümitleri var. Kadın olarak ayakta durma çabası var. Törenin getirdiği yaptırımlara canı pahasına karşı durma gücü var.

Haberin Devamı

Ezra, kardeşinin hayatına karşılık Davut Ağa ile evlenmek zorunda kalıyor. Siz uzun süredir çekimler nedeniyle Mardin’desiniz. Bu tür evlilikler hálá yapılıyor mu? Duydunuz mu?

- Kadınların erkeklerle eşit olarak algılanmadığı, kadınların hálá değiş tokuş nesnesi, bedel ödeme aracı olarak görüldüğü toplumlarda; ayrıca, törelerin mahkumu olan kadınların ve erkeklerin var olduğu toplumlarda, bu tür evliliklere rastlanması şaşırtıcı değil. Ben bizzat tanık olmasam da bugün televizyonlarda her gün yayımlanan kadın programlarında Ezra’ya reva görülenden daha fenaları gözler önüne seriliyor.  

  "Gümüş" bittikten hemen sonra neden bir diziye başlamadınız?

- Tiyatrodan çok uzak kalmıştım. Sadri Alışık Tiyatrosu’ndan gelen "Kadıncıklar" teklifi beni bir süre için dizilerden uzaklaştırdı. Çok özlemiştim sahneyi. Seyirci ile karşı karşıya kalmayı, kanlı canlı... Şimdi yine tiyatronun özlemini çekiyorum, ama kamera oyunculuğunu da özlemiştim. Şimdi de onunla hasret gideriyorum.

/images/100/0x0/55ea71e7f018fbb8f8806459

Haberin Devamı

Türk dizileri Arap ülkelerini karıştırdı. Sizin "Gümüş" ile Tuba Büyüküstün’ün "Ihlamurlar Altında" dizisinin şöhreti sınırları aştı. Bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türkiye’de dizi sektörü hem nitelik hem de nicelik açılarından bir patlama yaşıyor. Herkese hitap edecek türde dizi çekiliyor. Samimi olarak, inanarak ve objektif olarak söylüyorum: Oyunculuk performansı yüksek diziler bunlar. Çekimler film kalitesinde.

Özel olarak "Gümüş" dizisine duyulan ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

- Arap kadınları kendilerini Gümüş’le özdeşleştiriyor. Onun yaşama tutunma tutkusu, iyiliği, mücadeleci yanı onları etkiliyor ve karısını bu denli seven, her koşulda yanında olan, nazik, yakışıklı, kadın duyarlılığına sahip bir adamı yani Mehmet’i de ideal erkek olarak görüyorlar. Yasal bir aşk ilişkisi, samimi, sıcak aile üyeleri, otoriter ama sıcak bir

Arap kadınları kendilerini Gümüş’e benzetiyor
dede ve muhteşem İstanbul görüntüleri... Ben "Gümüş"ün bir çizgisi olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bazı Arap ülkelerinde, üzerinde sizin ve Kıvanç Tatlıtuğ’un fotoğraflarının yer aldığı çanta, kalem, defter ve kitap kaplarının okullara sokulması yasaklandı. Din adamları da diziyi "İslam karşıtı" ilan etti. Mısır’da samimi sahneler makaslandı. Hatta Yemen’de aile huzurunu bozduğu için yasaklandı. Bu konuda ne diyeceksiniz?

- Kadın özgürlüğü, kadının özgürlüğü, kimileri için rahatsız edici olabilir. Ama şu da unutulmamalı ki; sözünü ettiğiniz diziler sözünü ettiğiniz ülkelerde ticari değer taşıyor. Bağımsız yapımcılar yatırım yapıyor bu dizilere. Sözünü ettiğiniz ülkelerde halk severek seyrediyor bu dizileri. Demek ki ortada bir arz-talep durumu var. Demek ki bazı şeyler değişiyor... Değişimler de hep sancılı olmuştur ama hiçbir zaman da engellenememiştir.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!