Antik İsmet
Güncelleme Tarihi:
Molozların arasındaki tarihi eserleri buluyor, tescil ettirip restoranında sergiliyor. Bu tutkusundan dolayı adı ‘Antik’e çıkan İsmet Şen kurduğu paralel arkeoloji müzesini anlatıyor.
Antik İsmet belki de bütün Büyükçekmece sahilinde karşılaşabileceğiniz en ilginç insan. Bebek Gar, Maksim gibi eski büyük gazinoların yıllarca müdürlüğünü yapmış. Celal Bayar’dan İsmet Sezgin’e öyle anıları var ki, çoğu sinkaflı, anlatmakla olmaz, kendisinden dinlemeniz lazım. Eski Harley’ci... “Eskiden İstanbul’da 30 kişiydik, öle öle, beşimiz kaldık” diyor. Bütün çalıştığı gazinolarda en beğendiği elemanlardan bir A takımı oluşturmuş, 1986’da kendi yerlerini açmışlar. Sanki bir aile gibi geçinip gidiyorlar. O büyük gazinolardan kalan tanışıklarla ağırlamadıkları bakan, ünlü kalmamış. Restoran, Büyükçekmece’de Albatros denilen mevkiin en güzel yerinde, denize sıfır. Akşamüstleri günbatımlarına doyumlar olmuyor. Önünde bir küçük plajı da var. (0212) 882 33 33.
İLK İŞ TESCİL
Antik İsmet’in antikiteye düşkünlüğüyse 1987’de Büyükçekmece sahili doldurulurken ortaya çıkmış. Kamyonlarla dolgu yapmak üzere sahile yığılan molozların içinde antik taşlar fark ediyor, bunları korumaya aldıktan sonra devamı geliyor: Sütunlar, alınlıklar, sütun kaideleri, amforalar... Aralarında Edirnekapı’dan gelen de var, semt balıkçılarından alınan da... İlk iş götürüp bunları tescil ettiriyor, sonra da önüne geçip bu gururlu pozları veriyor.
BALIKLA YOĞURT YENİR Mİ? TAZEYSE, MANTISI BİLE OLUR!
Antik İsmet’in kararında bir mönüsü var. Ne her şeyden fazla döküp döküştürmüş ne de fine dining alternatifsizliğinde. İsmet Şen gazinoda çalıştığı dönemlerden beri restoran alışverişini bizzat yapıyor: Sabahın dördünde en tazesi, en güzeli için balık halinde.
Karides güveç 15 lira.
Ahtapot salata ve diğer soğuk mezeler 3-6 lira.
Balığın kokorecine, kavurmasına aşinayız da mantısını ilk kez yedim, ikinci tabağı istedim. Levrekten yapılıyor, üstüne aynı mantıdaki gibi yoğurt ve acı sos dökülüyor. Tarifini vermiyorlar, gidip kendiniz denemeniz lazım.
Edirnekapı’dan vinçle getirttiğim iki sütun var. Bunları muhafaza edebilmek için dört sene mahkemelerde uğraştım. Ağzım yandı bir kere, artık sütun mutün istemem. Sütunlar Roma değil, Bizans döneminden anladığım kadarıyla. Dört tane var.
Bak bu taşların üstünde zamanında burada yaşamış geyiklerin, keçilerin kabartmaları var. Bir uzman Roma dönemine ait olduklarını söylemişti. Amfora çok...
Balıkçılar bile bulup ortaya çıkarıyor. Kimsenin dönüp yüzüne baktığı da yok. Ama onları bahçede değil içeride sergiliyorum, biri alıp gitmesin.
Meğer bu eski taşları alıp mezar taşı yapan şebekeler varmış. Kolları bana da uzandı ama dik durdum. Bu eserleri mezar taşı yapmaktan kurtardım.
KONTENJAN: SALAŞ
FİYATLAR: MAKUL
SERVİS: SAMİMİ
PUAN: 4 YILDIZ