Annem yanlış yoldayken beni doğru yolda tuttu

Güncelleme Tarihi:

Annem yanlış yoldayken beni doğru yolda tuttu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2011 00:00

Brooke Shields, Psychologies dergisinin İngiliz edisyonuna kapak oldu.

Haberin Devamı

 Derginin sorularını da yanıtlayan dünyaca ünlü oyuncu, küçük yaşta spot ışıkları altında geçen yıllarından doğum sonrası depresyonuna, Tom Cruise ile yaşadığı tartışmadan annesiyle olan ilişkisine dair merak edilenleri anlattı.

İnişli çıkışlı, dikkat çekici bir kariyere sahipsiniz.
- Çok sağlam bir ‘hayatta kalma’ mekanizmam var. Eğer istediğim şeyler bana teklif edilmemiş olsaydı, konsantrasyonumu başka yöne çevirir, bütün enerjimi ona verirdim. Üniversiteden mezun olduğumda, dört yıldır ortalıkta olmadığım için film endüstrisi benim için çok heyecanlı değildi. Tabii ki bu, benim açımdan zor bir durumdu. Önüme kırmızı halılar serecekler zannetmiştim ama sermediler! (Gülüyor) Ben de bir süre tiyatroda çalıştım. Kadınlar için yazılmış olan en güzel rolleri canlandırdım. Kendimi yiyip bitireceğime, özgüvenimi yeniden kazandım. Ben yapı olarak, oturup bir şeylerin olmasını bekleyecek biri değilim.
Mücadeleci birine benziyorsunuz. İnatçı mısınız?
- Evet inatçıyım. Benim inancım aynen şöyle; “Eğer partiye davet edilmiyorsan, o zaman kalk kendi partini ver”. Okuldaki en uzun boylu kişi olduğum için erkek çocuklar bana çıkma teklifi etmiyordu. Ben de kendim birini seçer, ona çıkma teklif ederdim. Bana göre ya zor ve trajik durumları kabul eder, altında ezilirsin ya da “Bu hiç adil değil, nasıl adil hale getiririm?” diye düşünüp harekete geçersin. Kurban psikolojisi hiç benlik bir durum değil. Tabii ki benim de bir sürü güvensizliklerim var; hatta bazen kendimi yiyip bitirir, yorgun düşerim. Ama sonra kendime “Tamam, şimdi ne yapacağım?” diye sorarım.

DEPRESYONU YAZARKEN BİRAZ ÇEKİNMİŞTİM

Doğum sonrası depresyonuyla ilgili anı kitabınız birçok kişiyi etkiledi. Başka kitaplar da var mı planlarınızda?
- Yeni bir anı kitabı yazmayı planlıyorum ama bunun için büyük bir dönüm noktası gerekiyor ve onun ne olduğunu henüz bilmiyorum. Belki doğum günü olabilir. İlk kitabın başarısı, konuşulması gereken bir konunun o güne kadar gizli kalmış olması yüzündendi. İlk başlarda yazarken biraz çekinmiştim ama sonra bu tecrübenin hayat değiştiren tecrübelerden biri olduğunu hatırlayarak kendimi ikna ettim. Yayıncım bana yazar olarak hangi takma ismi kullanacağımı sorduğunda ona “Dalga mı geçiyorsun? Bu benim hikayem” dedim.
İkinci bebeğinizle de doğum sonrası depresyonu yaşadınız mı?
- Hayır. Bu, biyokimyasal bir durum ve ben artık nasıl başa çıkacağımı biliyordum. O zamana kadar neyin neden olduğunu çok iyi öğrenmiştim. Onun için ikincide her şey yolunda gitti. Bu küçücük, harika şeyi görünce “Şuna bak! Ne kadar güzel” dedim. Yaşadığım, ilk bakışta aşktı.

BU SEKTÖR BENİ YİYİP YUTMADI

Annenizin hasta olmasına çok üzüldük.

- Alzheimer değil ama aşırı alkol kullanımından kaynaklanan bir çeşit demans (bunama). Üzücü, fakat geldiğimiz nokta bu. Bulabildiğimiz kadar çok bilgi edinip ona elimizden geldiğince yardım etmek istiyoruz. Tahmin edebileceğiniz gibi, çok zor bir durum.
Bütün hayatınız boyunca çalıştınız. Çocukluğunuzu spot ışıklarından uzakta yaşamayı dilediğiniz bir zaman oldu mu?
- Şanslıyım ki hâlâ buralardayım ve bu sektör beni yiyip yutmadı. Ben çocukken farklı bir dönem yaşanıyordu. Benim serüvenim çok küçükken başladı. Ama o zamanlar daha saflık vardı. Artık sıklıkla anne rollerini oynuyorum ve bir anda meşhur olan genç aktörlerle çalışıyorum. Bu şöhretle başa çıkabilmek için çok güçlü bir karaktere sahip olmanız gerekir. Benim de güçlü bir karakterim varmış ki hayatta kalabildim. Tabii bu noktada annemin de hakkını vermem lazım; sürekli içip delilikler yaparak ortalığı karıştıran hep oydu. Ben ya uyuyor, ya hazırlanıyor ya da repliklerimi öğrenmeye çalışıyordum.

ANNEM BENİ HEP KORUDU

Anneniz için sorumluluk hisseder miydiniz? 

- Her zaman.
Annenizin sizden sorumlu olması gereken bir zamanda...
- Evet. Kız kardeşim de aynı benim gibi. O da daima kol kanat geren bir tip. Tabii şunu da söylemek lazım; gençleri yiyen bir endüstrinin içindeydim ve bir şekilde annem beni korudu. Beni koruma konusunda o kadar hırslıydı ki, kötü durumların yanımdan bile geçmesine izin vermedi. Bu sebeple ortaya annemle ilgili tuhaf bir paradoks, iki ayrı görüş çıkıyor. Geriye bakıp da nasıl raydan çıkmamışım diye düşündüğümde; bunun cevabı asıl annemin raydan çıkmasıydı. Kendisi yanlış yolda yıprandıkça beni doğru yolda tuttu. Bu sayede benim Holywood’da olan kötü hiçbir şeyden haberim olmadı. Şimdi kötü şeyleri görüyorum ve bu beni mahvediyor ama yaş ve tecrübemle üstesinden gelebiliyorum. O yaşlarda bunları görseydim, tutunabilir miydim emin değilim.
Kızlarınızın erken yaşta oyunculuğa başlamasına izin verir misiniz?
- Benim kadar genç yaşta başlamalarına asla izin vermem. Öncelikle hayatım buna olanak vermiyor. Bencilce olacak ama kendi kariyerimi bırakıp onlarınkiyle uğraşmak istemem. Ama onlar isterse, eğitimlerini aldıktan sonra yardım etmek için elimden gelen her şeyi yaparım.

Haberin Devamı

TOM CRUISE EVİME GELİP BENDEN ÖZÜR DİLEDİ

Tom Cruise, doğum sonrası depresyon için antidepresan almanızın yanlış olduğunu öne sürmüş ve sizin kariyerinizde fazla başarılı olmadığınızı söylemişti. Cruise ile aranız iyi mi artık?

- Evet, Tom özür diledi, ben de teşekkür ettim. Bizzat evimize geldi ve kocam da bize omlet yaptı. Aslında biz bebeklerimizi aynı gün, aynı hastanede dünyaya getirdik. Benim ikinci, Katie Holmes’ün ilk bebeği. İronik bir durum, değil mi? (Gülüyor)

Haberin Devamı

MICHAEL JACKSON BİR DAHİYDİ

Michael Jackson için “Her ikimiz de çok erken yaşta yetişkin olmak zorunda kalmıştık ama birlikteyken eğlenceli zaman geçiren iki çocuktuk” demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?

- Bu çocuklaşma, ikimiz için de bir tür sığınaktı. Her ikimiz de çılgın bir dünyanın içindeydik ama birlikteyken çocuk gibi davranıp masumlaşabiliyorduk. Düşünsenize; kendinizden büyük bir kariyeriniz var ve onu her yere götürüyorsunuz, hatta ona göre davranıyorsunuz. Halbuki şeker yiyip, TV seyredip saçma sapan şeyler yapmanın rahatlığı o kadar güzel ki! Michael’ın bunlara ne kadar ihtiyacı olduğunun farkındaydım ve onunla böyle çocuksu zamanlar geçirmek çok hoşuma gidiyordu. O, başka bir dünyaya aitti adeta ve kesinlikle bir dahiydi. Sanki beyni sürekli hareket halindeydi ve zaman zaman bütün bu karmaşadan uzaklaşması gerekiyordu. Ona bunu yaptıracak çok insan yoktu; ben de hiçbir şey beklemeden yaptım. Herkes arada bir çocuk olmak ister.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!