Ankaralılar Abant’a sahip çıkmalıdır

“ABANT’a Sahip Çıkalım Platformu’, Ankaralıların çok sevdiği Abant gölünün ne hale getirdiği konusunda suç duyurusunda bulunuyor.

Abant Tabiat Parkı sadece ülkemizin değil, bölgemizin hatta dünyamızın en önemli Doğal ve Kültür hazinelerinden birisidir. Ancak ne yazık ki gelecek kuşaklarımıza koruyup geliştirerek, devretmek zorunda olduğumuz bu değerimiz hem de bir kamu Kuruluşu tarafından, hızla yok edilmektedir.
Oysa Abant, hakkında 2 kez yasa çıkarılan ender tabiat harikalarımızdan birisidir. Çünkü, 12000 dönüm genişliğindeki bu doğa hazinesinde, 55 tanesi endemik (bu bölgeye özgü) 664 bitki türü ile 15 tanesi endemik 558 adet hayvan türü, özetle 70 tanesi endemik olmak üzere toplam 1222 adet canlı türü barınmaktadır.
Ne ki, ülkemizin turizm açısından da en önemli alanlarının başında gelen Abant Tabiat Parkı’nın yönetimi Temmuz 2009 tarihinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce Bolu İl Özel İdaresi’ne devredilmiştir.
Kadrosunda, ormancı teknik eleman bulunmayan bu kuruluş, Korunan Alanlar Yönetim ilkelerine, anayasa, yasalar ve altına ulus olarak imza attığımız uluslararası tüm sözleşmelere aykırı biçimde, üstelik akıl, mantık ve estetikle bağdaşmayan yatırım faaliyetlerine başlayarak, parkın tüm güzelliği ve doğal kaynak değerleri yok edilmiş, halen bu yıkım tüm hızı ile sürmektedir.

ABANT’TA YAPILANLAR

Göl seviyesini yükseltmek ve göl yüzeyini genişletmek amacı ile, gölün kuzeyindeki tahliye kanalının önüne, 165 cm yüksekliğinde bir set inşa edilmiştir. Böylece göl aynasında, su seviyesinin yükselmesiyle kıyıdaki bazı restaurant ve iskeleler ile gölün etrafındaki yollar ve yüzlerce bitki türümüzün yaşadığı, vatandaşımızın üzerinde piknik yapabildiği, çayırlık ve meralar ile çam ormanları sular altında kalmıştır. Bunun sonucu olarak kökleri su altında kalan doğal ormanlar kurumaya başlamıştır. Daha sonra;

Su altında kalan yolları kurtarmak için Tabiat Parkında, ağır iş makineleriyle doğal değerleri yıkıma uğratan bir çalışma başlatılmıştır. Onlarca makine yamaçları oyarak ve yeni erozyon sahaları yaratarak, çıkan toprakları da yolların üzerine dökerek, yol seviyesi bazı yerlerde 3-4 m yükseltilmiştir. Bu arada yasalara göre en çok 8 m genişliğinde olması gereken yollar adeta bir oldu bitti ile 12-20 m genişliğine çıkarılmıştır.

Eski yollar yükseltilirken, göl aynasının hemen kenarından yol yapma yasağına rağmen, Milli Parklar Kanunu’nun da belirtilen standartlardan daha geniş yeni yollar inşa edilerek park, yol garabetine dönüştürülmüştür.

Göl etrafında yollar tamamen yeniden yenilenirken, tüm dünyada nesli tükenmekte olduğu için Uluslararası Bern Sözleşmesi gereği, mutlak koruma altına alınan ve kırmızı listede bulunan Su Samurlarının (Lutra lutra) yaşam alanları ve yuvaları bozularak kaybolmalarına, büyük bir olasılıkla ölmelerine neden olunmuştur.

Tüm bunlardan daha vahim olmak üzere, Abant’ın güneyindeki Örencik Yaylası’nda başka bir cinayet işlenmiştir. Bu yayladaki çayır ve meralar dünyada sadece Abant havzasında yetişen endemik bitkiler hiç sayılarak, yayla suları altında kalarak yok edilmeye yüz tutmuştur.

Biraz okuyarak kendimizi geliştirelim

BİZ de gençtik, bilmediklerimiz vardı, hatalarımız, eksiklerimiz vs. oldu ama utanmamız vardı bilemediğimiz bir şey olduğu zaman. Pişkin pişkin sırıtmaz mahçup olurduk. 19.05.2010 gunu bir yarışma programında sözüm ona ‘genç’ bir grup, bizlere ülkemizde gençlerin ne durumda olduğunu gösterdi. Bilgi dağarcıkları bomboş olduğu gibi utanma da yok. Tamam yarışmadır heyecan vardır ama kelimenin tamamı çıkmış neredeyse, bilemiyor; üstüne üstluk hem kendi, hem de arkadaşları sırıtıyorlar.
Gülüyorlar diyemiyorum zira gülme kelimesi durumlarını ifade etmede zarif kalıyor. Biraz geliştirin kendinizi, okuyun, izleyin, araştırın. Güzel konuşma, kelime zenginliği acayip dizilerle, saçma-sapan güldürmece programları, belden aşağı esprilerle kazanılmaz. Bu vatanı hain düşmanlarından canı pahasına alanlar, gençlere emanet etti ama sizin gibilere değil!
Güngör ERCAN
Yazarın Tüm Yazıları