Ankara'daki Davud'lar ve Goliath'ları

İSTANBUL Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi İsmail Aydınlı, Meclis'te bir soru önergesi vererek Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'e bazı sorular yöneltir.

Sorular Türkiye'de hakkında bazı iddialar bulunan bankalarla ilgilidir.

Milletvekili anayasal yetkisini kullanarak, bazı sorulara halk adına yanıt aramaktadır.

Kemal Derviş de, 13 Kasım günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na bir yazı yazarak soru önergesine yanıt verir.

Yanıt denilen, ilgili kuramlardan alınan yazılardır.

Bunlardan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan gelen yanıt son derece ilginçtir.

BDDK Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sorduğu soruya, önce kendi görev tanımını yapan ve sonrasında da ‘‘Sen bana soru soramazsın’’ anlamına gelen şu yanıtı verir:

‘‘....

8) Söz konusu soruya ilişkin bilgilerin verilmesi 4389 sayılı Bankalar Kanu-nu'nun 22. maddesinin 7 numaralı fıkrasının ‘Bu kanunun uygulanmasında ve uygulanmasının denetiminde görev alanlar, görevleri sırasında öğrendikleri bankalar ve bunların iştirakleri, kuruluşları ve müşterilerine ait sırları yetkili olanlardan başkasına açıklayamazlar ve kendi yararlarına kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder. Bu yükümlülüğe uymayan kimseler için bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve iki milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur' amir hükmü gereğince mümkün bulanmamaktadır...’’

Yanıta bakar mısınız?

Türkiye’de benim bildiğin en yetkili kurum Meclis.

Meclis'in sorusuna verilen yanıta bak.

‘‘Sen kimsin ki, bana soru soruyorsun. Milletvekili isen milletvekilliğini bil. Otur oturduğun yerde!’’

Türkiye Büyük Millet Meclisi her şeye yetkili ama son iki yıl içinde Türkiye'nin başına en az 30 milyar dolarlık bela olmuş bankalar hakkında tek bir soru sormaya dahi yetkili değil.

BDDK ise milletvekiline ‘‘Haddini bil’’ diyecek kadar yetkili.

Tabii bu yetkisizlik yorumu tamamen BDDK'ya ait.

Ama anlaşılan Meclis'in BDDK üzerinde de bir yetkisi yok.

Bence en iyisi seçim sistemini değiştirmek.

Boşu boşuna milletvekili seçiyoruz.

Oysa önemli olan kurul üyeleri.

Gerçi o kurulları da o milletvekilleri oluşturdu ya, neyse...

Genel valim sen çok yaşa!


AMERİKA Birleşik Devletleri'nin Ankara'daki Büyükelçisi Sayın Robert Pearson, son derece faal bir adam.

Gazetelerden okuduğumuz ve izleyebildiğimiz kadarıyla ABD Büyükelçisi full time Türkiye'nin sorunlarını çözmekle meşgul.

Yasa taslağı hazırlayan bakanlar Sayın Büyükelçi'nin rezidansına gidip taslak hakkında bilgi verip, görüş alıyorlar.

Zaman zaman Sayın Büyükelçi bakanları ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi alıyor, akıl veriyor.

Sayın Büyükelçi her yerde, herkesle görüşüyor. Bu sayede yoğun bir bilgiye sahip oluyor, bu bilgiler ışığında sağlıklı değerlendirmeler yaparak bizleri aydınlatıyor.

Mesela geçenlerde Sayın Büyükelçi çok önemli bir açıklama yaparak, koalisyonun bozulmayacağını söyledi.

Türkiye'de koalisyon ortaklarının bile çok rahat söyleyemediği bir şeyi Sayın Büyükelçi büyük bir rahatlıkla ifade etti.

Aslına bakarsanız ABD Büyükelçisi Pearson'a teşekkür de etmemiz lazım. Çünkü adam bir anlamda bizim Başbakanımızın fiziki koşulları nedeniyle gösteremediği aktiviteyi gösteriyor.

Yasa tasarılarını inceliyor, okuyor, soruyor, soruşturuyor, akıl veriyor. Böylelikle Ecevit'in açığını da kapatmış oluyor.

Fakat bu yaptıkları büyükelçilik görevi ile pek bağdaşmıyor.

ABD Büyükelçisi Pearson daha çok eskiden İngilizlerin Hindistan'a ve diğer sömürgelere yolladıkları ‘‘Genel Vali’’ tanımına uyuyor.

Fakat anladığım kadarıyla bundan pek rahatsız olan da yok.

Koskoca bakanlar Sayın Genel Vali önünde el pençe divan duruyorlar.

Benim ilkokulda okuduğum kitaplarda Cumhuruyet öncesi dönemde Türkiye'yi Amerikan mandası altına sokmak isteyenler olduğu ancak bunların Atatürk tarafından bertaraf edildiği yazılıydı.

Bu mandacılardan bizim tarih kitaplarında ‘‘vatan hainleri’’ olarak bahsedilirdi.

Bugün ise Atatürk adını ağızlarından düşürmeyenler, Genel Vali'ye rapor vermekten hiç gocunmuyorlar.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Hırsızlar, internet sitelerinde namuslu adam sınıfına atlamaya çalışmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları