Ankara deyince aklıma üniversiteler geliyor

Güncelleme Tarihi:

Ankara deyince aklıma üniversiteler geliyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2013 00:00

İlkokuldan üniversiteye, oradan da akademik kariyerine uzanan yolda hep birinciliklerle adından söz ettiren Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar, özel hayatından Bilkent’e kadar birçok konu hakkında yönelttiğimiz sorulara, ilginç yanıtlar verdi.

Haberin Devamı

Prof. Dr. İhsan Doğramacı tarafından kurulan ve Türkiye’nin ilk vakıf üniversitesi unvanını taşıyan Bilkent Üniversitesi, Prof. Dr. İhsan Doğramacı ve oğlu Prof. Dr. Ali Doğramacı’nın ardından Prof. Dr. Abdullah Atalar’a emanet. Bilkent Üniversitesi’nin rektörlüğünü yürüten Prof. Atalar, ilkokuldan üniversiteye oradan da akademik kariyerine uzanan yolda hep birinciliklerle adından söz ettirmiş. Küçük yaşlarda bilime merak saran Atalar, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nde iddialı olduğu kadar, özel hayatında da farklı bir portre çiziyor. Okulda ders veren, araştırmalar yapan Atalar, kendi deyimiyle evinin “bahçıvanlığı”nı da yapıyor. 3 çocuk sahibi olan Atalar, eşine ve çocuklarına Çin yemeklerinden, pizzaya hatta bahçesinde yetiştirdiği meyvelerden reçel yapacak kadar da maharetli. Ankara deyince akılınıza ilk ne geliyor? sorumuza Atalar’ın verdiği cevap aslında pek de şaşırtmıyor. Atalar, hiç düşünmeden “Üniversiteler” diyor. Ankara Hürriyet olarak bu hafta Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atalar’ı konuk ettik. Özel hayatını ve bilinmeyenlerini konuştuk. Atalar’a yönelttiğimiz soru ve yanıtlar şöyle:

Haberin Devamı

- Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
20.yy’nın en sıkıcı günü diye ilan edilen günde doğdum. 11 Nisan 1954 Gaziantep doğumluyum. 1960 ihtilali olunca Ankara’ya taşındık. Eğitimime Ankara’da devam ettim. İlkokulu Ankara’da okudum. Ortaokulu Deneme Lisesi’nde okudum ve lisede de o dönemde Türkiye’nin tek Fen Lisesi olan Ankara Fen Lisesi’nde okudum. Fen Lisesini birincilikle bitirdim. O yıllarda bilime merakım başladı. Elektrikli şeyler çok ilgimi çekerdi. Telsiz yapmaya merak salmıştım. Lisedeyken elektrik mühendisi olmayı aklıma koymuştum. Üniversite sınavında da birincilikle ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliğini kazandım. Master doktora için de Stanford Üniversitesi’ni seçtim.

- Öğrencilik yıllarınız nasıldı?
Stanford’daki yıllarım zordu aslında. Uçaklar zor kalkıyordu. Telefonla görüşmek zordu. Cep telefonu yok. Amerika’dan ailemi çok pahalı olduğu için de arayamıyordum. Ailemle ya iki ya da üç kez konuşabildim kaldığım süre boyunca. Ama her hafta mektup yazıyordum. Amerika’da da başarılı bir öğrenciydim. En yüksek notları ben alıyordum. Master ve doktorayı bitirdikten sonra ABD’de de birkaç yıl daha kaldım. Araştırmalar yaptım. Makaleler yazdım. Sonra Türkiye’ye dönmeye karar verdim. 1980 yılında Türkiye’ye döndüm. ODTÜ’de çalışmaya başladım. 1986 yılında da Bilkent Üniversitesi’nin kuruluşu ile Bilkent Üniversitesi’ne geçiş yapmam teklif edildi ve geçtim. İlk 6 öğretim üyesinden biriyim Bilkent’in. 

Haberin Devamı

- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Eşim Ayşe’yle tanışmam da yine Bilkent’le ilgili. Bilkent bana lojman tahsis etti. Benim de Ayrancı semtinde bir dairem vardı. Orayı kiraya vermek istedim. Avusturya Büyükelçiliği’nden birisi kiralamak istedi. Ben de kiracıyla görüşmek için büyükelçiliğe gittim. Benim hanım da orada çalışıyordu o sırada. Oraya bir kaç kez gidip gelince tanıştık. 1988 yılında evlendik.

- Çocuklarınız var mı?
3 oğlumuz var. 1990'da ilk oğlumuz oldu. 1994’te ikinci oğlumuz oldu. Hanım çok kız çocuk istiyordu ama üçüncü çocuğumuzda erkek oldu. Büyük oğlum Sinan, Bilkent mezunu. Ortanca oğlum Okan şu an Bilkent Üniversitesi’nde okuyor. En küçük oğlum Baran’da daha 7. sınıfta okuyor. O da Bilkentli.

Haberin Devamı

- Haftasonlarınız nasıl geçiyor? Hobileriniz neler?
Ben ders vermeyi çok seviyorum ve hala üniversitede ders veriyorum. Araştırmalarıma devam ediyorum. Üniversitenin sahip olduğu şirketler var. Üniversitemizin sahip olduğu şirketler var. Onların görevleri üniversiteye para aktarmak. Benim oralarda da görevim var. Hobime gelince, büyük bir teleskobum var. Gökyüzünü izliyorum. Enteresan gök olaylarını takip edip, izliyorum. Bahçe işleri ile uğraşıyorum. Evin bahçıvanı benim. Herşeyini ben yapıyorum. Bahçemde sebze yetiştiriyorum. 

- Spor yapıyor musunuz?
Haftasonları eşimle birlikte 5 kilometre yürüyoruz. Haftaiçi de spor yapmaya gayret ediyorum. 

- Yemeklerle aranız nasıl? Yemek yapar mısınız?
Yemek yapmayı çok severim. Çin yemeklerini çok güzel yaparım. Oğullarım çok seviyor. Pizza yapıyorum. Hamurunu bile ben yapıyorum. Çok güzel Antep yemekleri yaparım. Vaktim olursa sarma bile yaparım. Bahçemdeki meyve ağaçlarından reçel yapıyorum. 

Haberin Devamı

- Kolesiyon merakınız var mı?
Kolleksiyon merakım yok ama yanımdan bilgisayarımı hiç ayırmam. 1992 yılından bu yana yazdığım bütün mailler duruyor. Saklıyorum. Kağıt sevmiyorum herşey bilgisayarımda. 

- Sanatla aranız nasıl?
Ortaokuldayken keman çalıyordum. Lisede müziğe devam edemedim. Çocuklarıma piyano dersi aldırdım. Başlangıçta ben yardımcı oldum. Küçük oğlum çok iyi çalıyor.

- Evinizde beslediğiniz evcil hayvan var mı?
Evimizde 12 yıldır beslediğimiz su kaplumbağamız var. Küçücükken aldık şu an kocaman oldu. 100 yaşına kadar yaşabiliyor. Ortanca oğlum çok meraklı. Ördek, civciv bile besledik. Civcivler horoz çıktı. Kışın evin içine aldık üşümesinler diye. Çok öttüler evin içinde diye vermek zorunda kaldık. Tavşan besledik bir dönem. Oğlum bir dönem örümcek bile besledi. 

Haberin Devamı

- Ankara deyince aklınıza ilk ne geliyor?
Aklıma üniversiteler geliyor. Ankara üniversiteler şehri. Türkiye’de Ankara araştırma konusunda birinci. En çok araştırma Ankara’dan çıkıyor. Türkiye’nin bilim, öğrenci şehri. İstanbul’daki birçok üst düzey yönetici Ankara’da yetişmiş. 

- Peki sizin aklınıza hiç Bilkent’te rektör olmak gelir miydi?
Hiç gelmezdi. İdari şeylere meraklı da değildim. Ama o şekilde gelişti. Araştırma yapmaya daha meraklıyım. Benim hedefim rektör olmak değildi. Ama Bilkent’i daha ileriye götürmük hedefim. Birçok konuda Türkiye’de örnek olduk. Araştırma kültürünün Türkiye’de yerleşmesine katkımız oldu. Hem üniversitemizin kurucusu İhsan Doğramacı hem de Ali Doğramacı Hocamızın büyük katkıları var. Şu an da benim yapacağım, onların bugüne kadar getirdiği Bilkent Üniversitesi’ni bozmadan devam ettirmek. 

- Öğrencilerinize bu yıla özel müjdeniz var mı?
Yüzme havuzumuzun inşaatı yakında başlayacak. Umarım 1 yıl geçmeden havuzumuzu açmış olacağız. Yemekhanemizi yeniliyoruz. Öğrencilerimiz çok daha uygun fiyata çok daha güzel yemek yiyebilecekler.
İyi bir twitter kullanıcısı olduğunuzu biliyoruz. Biraz da bundan bahsedelim...
Gençlere ulaşmanın en iyi yolu. Bundan bir iki sene evvel başladım. 13 bin 500 civarında takipçim var. Twitter bana uygun çünkü mesajlar kısa. Ben fazla konuşmayı sevmem ve o nedenle tercih ediyorum. Bilkentte bir yerde bir terslik olunca da hemen bana tweet geliyor. Ben de halletmeye çalışıyorum. İlgilileri yönlendiriyorum. Mesela bundan bir yıl önce gece 11’de tweet geldi. “Hocam asansörde kaldım. Şu binada” diye. Hemen o binanın güvenlik görevlisini aradım “Kurtarın” diye. Öğrencimizin sorununu hallettik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!