Dolgulu projeye yargıdan ‘DUR’

“Bodrum’da yaklaşık bir yıl önce Tilkicik Koyları Girişimi oluşturulmuş” demiştim geçen ağustosta ve eklemiştim: “(Koylarımız, kıyılarımız ve denizimiz büyük tehdit altında) sloganıyla bölgede planlanan dolgu ve marinayla mücadele başlatılmış.

Haberin Devamı

 

Sözcü Murat Kaynar, şöyle diyor: (Amacımız asla ekonomik bir değer yaratmanın önüne geçmek değil. Hedefimiz ilerideki nesillere tertemiz bir deniz, yaşanabilir kıyılar ve dengeli bir ekosistem bırakmaktır. Bunun için Bodrum Tilkicik Koyları’nda dolguya ve marinaya hayır diyoruz.)


GİRİŞİM NE DEMİŞTİ
Kaynar, 158 kişinin Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma davası açtığını da ileterek, eklemişti: (Bodrum Tilkicik koylarının her iki tarafına marina/yat limanı yapılması denizimizin, kıyılarımızın ve koyumuzun sonu olacaktır. Burası bir göle, bir laguna dönüşecek, ekosistem hızla bozulacaktır. Buradaki projeye karşı alacağımız başarı elimizi diğer işgale karşı kuvvetlendirecektir. Bundan dolayı, birlikte hareket etmemiz, pasif kalmayıp atak olmamız, beklemek yerine harekete geçmemiz zorunluluğu bulunmaktadır. Unutma sen yoksan, denizimiz de yok olacak!)”

Haberin Devamı


YÜRÜTMEYİ DURDURMA
Ve de Tilkicik Koyları Girişimi’nin çabası sonuç verdi. Mahkeme, projeye ‘dur’ dedi. Girişim, Orhan Veli’den, “Deniz kızları mı dersin, kuşları mı dersin; Bayramlar, seyranlar mı dersin, şenlikler, cümbüşler mi” alıntısıyla yaptığı açıklamada, Muğla İdare Mahkemesi’nin, Bodrum - Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda yapımı planlanan proje kapsamındaki kıyı düzenleme, dolgu ve iskele için verilen “ÇED gerekli değildir” kararının yürütmesini durdurduğunu şöyle duyurdu:


FELAKETTEN DÖNÜLDÜ
“Akdeniz fokları ve posidonia çayırları başta olmak üzere, uluslararası sözleşmelerle korunan türlere ev sahipliği yapan koyumuzu yok edecek proje engellenmiş ve büyük bir çevre felaketinin eşiğinden dönülmüş oldu.”
Girişim sözcüleri mahkeme kararındaki bazı gerekçeleri de sıraladı:
● Projelerin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı hükümlerine uygun olmadığı,
● ÇED gerekli değildir kararının jeolojik açıdan yeterli inceleme ve öneri geliştirmeye olanak tanımadığı,
● Projelerin çevresi ile yaya ve taşıt ulaşımının ilişkilendirilmemiş olduğu,
● Çevrede sürdürülmekte olan konut ve otel projeleri ile de ilişkisinin kurulmadığı,
● Projenin çevredeki kumsallar ve kıyı kullanımları üzerindeki etkisinin incelenmediği,
● Proje tanıtım dosyasının şehircilik ilkeleri ve imar mevzuatı açısından yetersiz olduğu,
● Özellikle sadece villa sakinlerinin kullanımı için (denize girme, güneşlenme vb. amaçlar) doğal yapıya müdahale edilerek toplam 11.700,97 m2’lik alanın kıyı ve iskele alanı olarak düzenlenmesinde kamu yararı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği,
● Bölgenin Önemli Doğa Alanları içerisinde yer aldığının mutlak göz önünde bulundurulması gerektiği,
● Alanda tüm inşai faaliyetlerden kaynaklı olumsuzluklara rağmen bir yarı tahrip olmuş karasal henüz tahrip edilmemiş denizel habitat bulunması,
● Bu gerekçelerle dava konusu ÇED gerekli değildir kararının kamu yararına, mevzuata ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı...”
Geçen yazının başlığıyla sonlandırıyorum: UNUTMA SEN YOKSAN DENİZ DE YOK OLACAK...

-----

Haberin Devamı

 
BİR DERTLEŞME FIRSATI

Yara deşen
su yazısı

SEVGİLİ Adnan Kaya, geçenlerde belediyelerin su tarifeleri kararlarını yansıttı köşesinde. Efendim tarifede indirim yapan da var, yılbaşından sonra zam öngören de. Kaya doğal olarak, “İndirim yapanlar neden bugüne kadar bekledi, biri zam yaparken diğeri nasıl indiriyor” gibi sorular yöneltti.
RAKAMLARA BAKINCA
Adnan Kaya’nın yazısını okurken bir yaram da deşildi doğrusu. Çeşitli kez tartışma konusu oldu, gerekçeler dile getirildi, ama ben yine de bir faturadan örnek vereyim. TOPLAM SU TÜKETİM BEDELİ: 22.90... Atık su bedeli: 18.70, Çevre Tüketim Vergisi: 2.80, Katı atık toplama bedeli: 11.83... KDV, falan filan derken, ÖDENECEK TUTAR: 62 lira... Yapacak bir şey yok, yalnızca dertleştim...

-----

SÖZ SİZİN

BİR YAKINMA

Haberin Devamı

Gözü rahatsız olanlar
kırdı, ama onarılmadı

BEŞİKTAŞ’ın efsane başkanı Süleyman Seba’nın Bornova Büyük Park’taki heykelinin parmağını kırdılar, henüz onarılamadı. İletelim dedik...

-----

İKİ ALINTI
Nevin Bubik’ten: Yakışırken giyinin... Öğütürken yiyin... Ayaklar taşırken gezin... (Bir yumak mutluluk)
Emine Özek Güryıldız’dan: Yoruma gerek var mı?

 

-----

 
BİR ÇAĞRI:
BU SESE KULAK VERİN

Onlar anamız, karımız, bacımız... Onlar çocuklarımızın anası... Onlar sevgilimiz, nişanlımız. canımız... Onlar mahalle, okul, iş arkadaşlarımız... Onlar yaşam yoldaşımız... Onlar sevgi, şefkat, aşk, saygı ister... KADINA ŞİDDETE HAYIR

Yazarın Tüm Yazıları