Çıkan çiviyi bulan yerine taksın

“YURDUN arka tarafına arabayla geçtik. Arabayı burada durdurdu. Ben o sırada arabanın ön tarafında oturuyordum. Bana arkaya geç dedi. (...) Daha sonra burada yaklaşık 10 dakika durduk. Polis geldi. Eğer polis gelmeseydi bir şey yapmazdım, kimseye bahsetmezdim. Utandığımdan dolayı sıkıntılarımı paylaştığım anneme ve amcama da bu durumu anlatamazdım...”

Haberin Devamı

Öz babası tarafından, kaldığı tarikat yurduna bırakılırken istismar edilen 14 yaşındaki çocuğun ifadesinden alındı bu cümle.

Dün Hürriyet’te Mesut Hasan Benli imzasıyla yayınlanan haber sayesinde öğrendik bu iğrençliği...

Tahammül sınırlarımız yerle yeksan olalı çok oldu ama tıpkı kadın cinayetlerinde olduğu gibi bu tip haberler her gün geliyor, her yerden geliyor...

“Vah!” demek, “Yuh!” demek, “Yeter!” demek fayda etmiyor.

Adana’da düğün evinde el kadar çocuğa tecavüz eden sapığın şokunu atlatamadan, öz babası tarafından istismar edilen çocuğu öğreniyoruz işte.

Bela okumak iyi değildir ama şarttır bu durumlarda: Allah belasını versin!

İLK DE DEĞİL SON DA OLMAZ

İlk mi? Hayır!

Son mu? Ne yazık ki manzaraya bakınca bu soruya da “Hayır!” demek durumundayız.

Sokakta istismar var...

Okulda istismar var.

Yurtta istismar var.

Hastanede istismar var.

Karakolda istismar var...

Haberin Devamı

Camide istismar haberleri okumuşuz yahu, ötesi mi var?

Ankara Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi bir kız çocuğu 2016’da okulda Kuran dersine de giren imamın “Gel camiye gidelim dua edelim” diyerek kendisini istismar ettiğini anlatıyordu...

Ameliyathanede istismar var yahu!

Evet, yanlış okumadınız ameliyathanede!

Pisliğin teki 7 stajyer kızı Denizli Devlet Hastanesi’nde istismar etmişti.

Meclis’te istismar var yahu!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli bir pislik, lise öğrencisi stajyeri istismar etti, hepimiz okuduk hayret ve utanç içinde...

Duruşmaya bile gitmeyen sapığın “iyi hal indirimi” alabildiği ortamda ne bekliyoruz ki zaten?

KIYAMET ALAMETİ

Şamanlar, gökteki tanrılarla yerdeki faniler arasında çakılı bir kazık aracılığıyla bağlantı kurulduğuna inanırmış.

Bu kazığın çivisinin yerinden oynaması, çıkması kıyamet alameti olarak görülürmüş; “çivisi çıkmak” deyimi de buradan geliyor.

Duyulmamış rezillikler, kötülükler yaygınlaştıkça gevşeyen ve sonunda çıkan çiviyi bulan “insaniyet namına” yerine taksın.

Yoksa halimiz harap, halimiz duman.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun!

Yazarın Tüm Yazıları