İdealin peşinde  

 Haziran 2014... O dönem ikamet ettiğim İstanbul’dayım, telefonum uzun uzun çalıyor. Karşıdaki ses “Ağabey, Göztepe Kulübü Mehmet Sepil’e devrediliyor.

Haberin Devamı

 

Sen İzmirlisin, basın toplantısına katılmak istersin diye düşündüm” diyor, “Tabii ki” diye cevap veriyorum. Bomonti’deki bir otelin 32. katındaki toplantı salonunda karşımıza çıkıyor başkan. Önce basın toplantısı tamamlanıyor. Ardından 10-15 dakikalık özel bir sohbet şansı buluyor, Göztepe’ye ait ‘acil eylem planı’nı dinliyorum.

 

Ocak 2018... Aradan 3.5 yıl geçmiş. 2014’teki ilk gün “Heyecanlı, iddialı ve Göztepeli bir işadamı” olarak gördüğüm Mehmet Sepil, bu kez acil eylem planının önemli bölümünü hayata geçirmiş, iki alt ligde aldığı Göztepe’yi Süper Lig’in iddialı takımları arasına sokmuş, özgüvenli, rahat ve kendi ifadesiyle “İşi öğrenmiş” bir başkan olarak karşımda. Yanında kendisi gibi pozitif bir beden diline sahip, Göztepe’deki performansıyla sınavı geçmiş, iyi bir teknik direktörden öte ‘güzel insan’ olduğuna inandığım Tamer Tuna ile birlikte ilk yarıyı değerlendiriyor.

 

Haberin Devamı

Öncelikle şunun altını çizelim… Ne mutlu ki Göztepe’ye, Türkiye’de görmeye aşina olduğumuz türden günü kurtarmayı kutsayan, transfersiz nefes alamayan, mali gerçeklere bakmadan kulüplerinin parasını çar-çur eden bir yönetimi yok!

Evet alınacak sonuçlar, Göztepe’nin ligi kaçıncı sırada bitireceği, Avrupa’ya gidip gidemeyeceği önemli olabilir.

Ancak şurası net ki, Mehmet Sepil daha çok ‘büyük resimle’ ilgileniyor.

 

Peki o resimde ne var? Kendisine de sorduğum gibi, 5 yıl sonraki Göztepe’yi nasıl hayal ediyor?

1- Süper Lig’de düzenli olarak ilk 5 sıra için mücadele veren bir Göztepe.

2- Mali disiplin ve dengelerine sıkı sıkıya bağlı olarak borçsuz ilerleyen bir Göztepe.

3- Kendi stadına geçmiş, yüzde 100 doluluk oranına ulaşmış, kazansa da kaybetse de alkışlanan bir Göztepe.

4- Futbolun sadece tüketen yönünde değil, üretici kısmında da söz sahibi olan, akademiden oyuncu yetiştiren, forma veren ve vitrine çıkardığı bu oyuncuları ihraç eden bir Göztepe.

Haberin Devamı

5- Sadece futbol değil, farklı branşlarda da yerini alan, söz sahibi olan ve bu şekilde kulüp kültürünü büyüten bir Göztepe…

6- Tüm bunları sağlayan profesyonel kulüp yapılanmasını tamamlamış bir Göztepe.

 

Ki, tüm bunların toplamı da “ideal bir kulüp nasıl olur” sorusunun yanıtı aslında. İşte Sayın Sepil, tam da bu ‘ideal’in peşinde. Ve emin olun, Türk futbolunda pek eşi olmayan, kişilerden, oyunculardan, teknik adamlardan bağımsız, kulüp kültürüyle, ekonomisiyle ve camiasının gücüyle öne çıkan, gidenin yerini doldurabilen bir Göztepe’yi yaratmaya çalışmak, bugünkü “Jahovic gidecek mi, Tamer Hoca uzun yıllar takımda kalacak mı?” sorularına yanıt aramaktan çok daha değerli.

 

Yazarın Tüm Yazıları