Kendinizi şımartmanın en müthiş yolu!

REKLAMVARİ başlıkla kadınların ilgisini çektiysem hemen devam ediyorum.

Haberin Devamı

Manikür-pediküre ne kadar vakit harcıyorsunuz? Bir ayda kuaförde geçirdiğiniz saati hesapladınız mı? Her gün yüzünüze krem sürmek, makyaj yapmak, saçınızı fönlemek için giden dakikaları bir toplasanıza. Almayacağınız giysiler için vitrinlere bakmak, dizi seyretmek, arkadaşlarınızla dedikodu yapmak... Ne kadar vakit gidiyor bu “kendini iyi hissetme” amaçlı aktivitelere?

Ben kendinizi iyi hissetmek için en kral öneriyle geliyorum şu an! 40 yaşın üzerindeyseniz yılda sadece bir saatinizi vereceğiniz muhteşem bir kendini şımartma yöntemi.

Hayatınızı uzatacak. Güzelliğinizi, gençliğinizi koruyacak. Moralinizi düzeltecek.

Meme kanseri kontrolünüzü yaptırın arkadaş!

Belli yaşa kadar iki senede bir, belli bir yaştan sonra her sene, bir saatinizi veriverin, gidin doktora, kontrolünüzü yaptırın. Kendinizi muayene etmeyi de öğrenin, duşta saç kremi sürmekten daha az vakit alır. 

Haberin Devamı

Türkiye’de her 8 kadından biri bir dönem depresyona giriyor. Her 8 kadından biri migren ağrıları çekiyor. Her 8 kadından biri şiddete uğruyor.

Her 8 kadından biri de meme kanserine yakalanıyor! Yukarıda saydıklarımdan sizin kontrol edebileceğiniz, hayatınıza nasıl bir etkisi olacağı size bağlı olan, hazırlık yapıp hafif atlatabileceğiniz tek şey meme kanseri.

Bundan sonra cilt bakımında, saç kremi kullanırken, manikürde filan bu aklınıza gelsin. Kendini şımartmak isteyen önce meme kontrollerini yaptırır.

Madem ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı, belki benim de böyle bir bakış açısıyla bir faydam olur...

DÜNYANIN AZGIN DÖNEMİNE DENK GELDİK

HERKESİN herkesle kavga ettiği, şiddet dolu, bağıran liderlerin, öfkeli kalabalıkların, değiştirilme peşinde karmakarışık, göçmenlerin yığıldığı sınırların zirve yaptığı yıllara denk geldik iyi mi?  Dünya karışık.

Bu esnada Irak referandumu konuşulurken, İspanya’da Katalanlar, “Biz ayrılıyoruz” dedi. Dün ise İspanya Anayasa Mahkemesi referandum yasasını hükümsüz ilan etti.

Irak 1945’ten, İspanya 1955’ten beri Birleşmiş Milletler üyesi.

Bazıları bu referandumları BM’nin Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ndeki “Halkların kaderini tayin hakkı”na dayandırıyorlar.

Haberin Devamı

Ancak uluslararası hukukçular daha az konuşulan, ama daha önemli bir BM maddesini dikkat çekiyor. Diyorlar ki “Uluslararası hukukun en önemli yapıtaşı, ülkelerin “Toprak bütünlüğüne saygı ilkesidir”. Zaten Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 2. maddesinde Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletlerin amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar” diyor.

Bir de bölünüp ayrılma örneklerinin uluslararası hukuk ve BM tarafından uygun bulunan durumlarından bahsediyorlar.

Haberin Devamı

Litvanya ve Estonya’nın Sovyetler Birliği’nden, Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması veya Çekoslovakya’nın ikiye bölünmesi gibi. Ama bunların da en önemli özelliği ana ülkenin rızasının olması. Yani “Sen beni istemiyorsan, ben seni hiç istemiyorum” demesi. Irak ve İspanya’da bu yok.

Ne işin var bunlarla, sen komedyensin, değil mi? Ama geleceğimizi merak ettim, araştırdım, yazdım.

Öte yandan dünyanın geldiği noktada, hukuku, kuralı kim takar, BM tarafsız mıdır, öyle olsa da etkili midir?

2. Dünya Savaşı’ndan ders almış milletlerin aklı başında ruh hali geride kaldı. Bence dünya, tarihinin en deli, en kuralsız dönemlerinden birini yaşıyor. Yakın gelecekte yeni bir “Ağzı yanmış, acı çekmiş, bitmiş, artık barış ve güven isteyen Birleşmiş Milletler Topluluğu”na ve yeni bir antlaşmaya ihtiyacımız olmamasını şiddetle diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları