ABD'nin yarattığı yapay vize sorunu
ABD’nin Türkiye’den yapılan vize başvurularını askıya alması Türk-Amerikan ilişkilerini dibe çeken bir karardı. Türkiye’de de dünyada da şaşkınlık yarattı.
Uluslararası kamuoyunda hiç destek görmedi. Görmesi mümkün değildi çünkü, ne uluslararası ilişkilerde, ne iki ülke ilişkisinde
ne müttefiklik hukukunda yeri vardı. Absürt bir karardı.
Türkiye de karşılıklılık esası gereği aynı kararı ABD için aldı ve uygulamaya koydu.
ABD’nin bu orantısız, abartılı, dayanaksız kararı, zaten pek iyi olmayan Türkiye-ABD ilişkilerine yapay bir sorun daha ekledi.
ABD böyle bir karar almasının gerekçesi olarak, İstanbul Konsolosluğu’nda çalışan iki Türk vatandaşıyla ilgili gözaltı ve tutuklama kararı verilmesini gösterdi.
FETÖ soruşturması bağlamında, diplomatik dokunulmazlığı olmayan iki Türk vatandaşının soruşturmaya konu edilmesine karşılık, ABD’nin, hem Türk hem de ABD vatandaşlarını mağdur eden bu kararının kabul edilebilir bir yönü yok.
ABD, RUSYA’YA YAPMADI
ABD’li diplomatların neredeyse yarısını sınır dışı eden Rusya’ya karşı böyle bir karar almayan ABD’nin, hukuka uygun şekilde gözaltına alınan iki Türk konsolosluk çalışanı için bu kararı alması hiçbir gerekçeyle izah edilemez.
Bu soruna çözüm aramak üzere bugün bir ABD heyeti Türkiye’ye gelecek. Umalım ve dileyelim ki, ABD heyeti bu yanlıştan dönülmesi için etkili olur ve hem Türk hem ABD vatandaşları mağduriyetten kısa sürede kurtulur.
Türkiye ile ABD arasında yapay vize sorunundan çok daha önemli sorunlar var.
Trump yönetiminin asıl kafa yorması gereken sorunlar, Türkiye ile ABD’yi Suriye’de karşı cephelerde tutan çok ciddi siyasi görüş ayrılıkları ve çıkar çatışmaları.
ABD, Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla bağdaşmayan şekilde PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD ve YPG ile işbirliği içinde. O kadar ki, PKK’nın kontrolündeki bu örgüte 50 bin kişilik orduyu donatmaya yetecek kadar ağır ve gelişkin silahlar verdi.
ABD İLE ASIL SORUN
PKK-PYD-YPG cephesinin Suriye’de ABD askerleri yerine kara gücü taşeronluğuna istekli biçimde soyunması, bu ülkenin kuzeyinde, PKK’nın yöneteceği bir devlet kurma amacı taşıyor. ABD askeri yerine savaşmasının siyasi ödülünü bekliyor. ABD de bu beklentiye uygun hareket ediyor.
Türkiye ile ABD arasındaki asıl önemli sorun budur.
ABD bu tutumuyla Türkiye’ye, bölgedeki ittifaklarını ABD dışında geliştirmekten başka yol bırakmadı. Şimdi bundan yakınması gerçekçi değildir.
Ankara, bu gerçeği de bilerek, İdlib operasyonunu bir ileri aşamaya taşıdı ve Türk askeri İdlib’e girdi. Astana uzlaşmasının gereği olarak İdlib’in içinde Türkiye, dışında ise Rusya güvenliği sağlayacak.
Türkiye bu hamlesiyle hem İdlib’in çatışmasızlık bölgesi olarak korunmasını hem Halep’ten gelebilecek bir göç dalgasının karşılanmasını hem de PKK’nın kontrol edeceği Akdeniz’e kadar uzanacak bir koridorun önlenmesini hedefliyor.
Türkiye bu önlemleri almazsa, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak PKK kontrollü devlet yapısının terör başta olmak üzere her türlü araçla Türkiye’nin parçalanmasına yönelik bir tehdit oluşturacağını biliyor.
HURRİYET.COM.TR
12 MİLYON OKUYUCU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna ve Sırbistan gezilerini yerinde izledik. Cumhurbaşkanı’nın bazı belediye başkanlarına “Kadir Topbaş gibi yapsınlar” çağrısı Hürriyet’in sosyal medya hesaplarında 10.4 milyon okurumuza ulaştı.
ABD ile vize krizi ve İdlib’deki gelişmelere ilişkin haberlerimiz 5 milyonu aşkın okurumuz tarafından okundu.
“Hayatın İçinden”, “Hürriyet Özel” logolu haberlerimiz ise 12 milyon okuyucuya erişti. Cansu Çamlıbel’in Washington’dan yaptığı vize sorununa ilişkin yorum ve perde arkası yazıları 400 bin kez tıklandı.
Kelebek geçtiğimiz hafta da magazin gündemini belirledi. İlk kez Cengiz Semercioğlu’nun yazdığı kamera arkasında yaşanan Yıldız Tilbe-Gökhan Özoğuz polemiği günlerce tartışıldı. Semercioğlu’nun yazısını o gün 500 bini aşkın kişi okudu.
HÜRRİYET DAILY NEWS
Türkiye’nin dışa açılan penceresi Hürriyet Daily News gündemi yabancı okura taşırken en doğru ve en hızlı haber veren gazetelerden biri oldu. Yabancıların yakından ilgilendiği vize krizinin tüm detaylarını, kapsamını ve etkilerini aktarırken, Hürriyet’in yazar kadrosunun yorumlarıyla konuyu tatmin edici biçimde işledi. Türkiye’nin vize krizi ve İdlib’deki operasyonla ilgili diplomatik temaslarını Hürriyet Daily News internet sitesinden saati saatine okura ulaştırdı.
KANAL D VE CNN TÜRK
Kanal D Haber Merkezi, Türkiye’nin gündemine oturan vize krizi ve İdlib operasyonunu sınırdan ve ABD’den canlı bağlantılar, özel röportajlarla aydınlattı.
FETÖ kumpasına uğrayan ve yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar’ın eşi ve ağabeyi konuşmak için Kanal D Haber’i seçti. Kardak kahramanı kumpas mağduru Albay Ali Türkşen de, Meral Akşener’in kuracağı partide siyasete atılma kararını Kanal D’ye anlattı.
Vize krizi ve İdlib operasyonu CNN Türk’te de dakikası dakikasına yer aldı. CNN Türk muhabirleri, İdlib operasyonunu yerinde izledi ve anında ekrana aktardı. Milyonları ilgilendiren yeni üniversiteye giriş sınavı CNN Türk ekranlarında her yönüyle incelendi ve yine milyonlar tarafından izlendi.
HÜRRİYET OKUYUN
Avustralya’dan bir okurumuz, sosyal medya hesaplarından kısa ama özlü bir mesaj göndermiş; “Hürriyet okuyun” diyor, “Gerçekler orada var.”
Kendisine teşekkür ediyoruz.
Okurumuzun da saptadığı gibi haber değeri taşıyan tüm gerçekler Hürriyet’te var.
Hürriyet okuduğunuzda, Hürriyet Dünyası’nı izlediğinizde her haberi bulmanız mümkün. Bu amaçla haber neredeyse Hürriyet orada olmaya büyük çaba gösteriyor.
İdlib operasyonunun başlayacağını geçen hafta sürmanşetten duyuran Hürriyet, Uğur Ergan’ın haberleriyle hem operasyonun başladığını hem de bordo ve mavi berelilerin kente girdiğini okurlarına ulaştırdı. İdris Emen ve Levent Kulu’nun haber, fotoğraf ve yayınlarıyla da gelişmeleri anbean okurlarına ve izleyicilerine yansıttı.
İdlib operasyonuyla birlikte gündeme gelen ABD’nin yarattığı vize krizini de en iyi Hürriyet takip etti. Hem Ankara’dan hem Washington’dan kısa sürede, sorunu nedenleriyle birlikte haberleştirdi. Washington Temsilcimiz Cansu Çamlıbel’in olayın perde arkasını yansıtan haber ve yorumları izlenme rekorları kırdı.
Bir diğer önemli gündem maddesi olan üniversite sınavıyla ilgili detaylar
ve öğrenci ile velileri meşgul eden soruların yanıtları Gamze Kolcu’nun haberlerinde ve Nuran Çakmakçı’nın yazılarında vardı.
Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yapılacak yüzde 40’lık zamla ilgili detaylı çalışma yapan ve zammın aslında yüzde 68’e çıktığını aktaran Emre Özpeynirci’nin analiz/haberleri dikkat çekti. Kamuoyunun bu zammın çok yüksek olduğuna yönelik tepkisi ses getirdi. Hükümet bunun üzerine torba yasa tasarısında geri adım atıp zammı yüzde 40-68’den yüzde 25-50’ye çekti.
Saadet Partisi’ndeki haciz krizi, Necmettin Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan’ın açtığı miras davası Nurettin Kurt’un haberiyle kamuoyuna yansıdı.
Demet Bilge’nin yönetiminde her hafta gündem oluşturan “Hürriyet Ses Ver” sayfamızda bu hafta yer alan Esra Açıkgöz’ün “Kampusta Taciz Var, Tacize Dur De” araştırma haberi büyük yankı uyandırdı.
Ahmet Ercanlar’ın “Ali Koç Fenerbahçe yönetiminden üye listesini istedi, vermediler” haberi spor gündemini sarstı. Ertesi gün Ali Koç da bu haberi doğrulayan bir açıklama yaptı.
