Yerli otomobile ÖTV şakası

GEÇTİĞİMİZ hafta Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yapılan fahiş zamma ilişkin tartışmalar sürerken, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün yerli otomobil çalışmaları hakkındaki açıklamaları biraz gölgede kaldı.

Haberin Devamı

Özetle Bakan Özlü yerli otomobilin yaygınlaştırılması ve piyasaya güçlü bir giriş yapabilmesi için Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) muaf tutulacağını kaydederek, en az 3, en fazla 5 ismi bir araya getiren bir ortaklık modeli kurulacağını ifade etti. Bakan Özlü yerli otomobilde önceliğin ise elektrikli motor, batarya ve yazılım teknolojisinde olacağını, kullanımı yaygınlaştırmak için de teşvik edici düzenlemeler yapılacağını söyledi.

Bu açıklamaları duyan bazı gazete ve internet siteleri haberi manşetlerine taşırken aslında Özlü’nün söylediklerini pek bir araştırma ihtiyacı hissetmemişti. Öncelikli olarak zaten en başından bu yana yerli otomobilin elektrikli olacağını biliyoruz. Yani bakanın önceliklerinin bu yönde olacağını söylemesi yeni bir şey değil. Ama en kritik nokta ve herkesin büyük bir gelişme olarak yansıttığı konu yerli otomobilin ÖTV’siz olacağıydı. Şaka mı yapıyorsunuz? Bugün Türkiye’de benzinli ve dizel araçların ÖTV’si yüzde 45’ten başlayıp yüzde 160’a çıkarken, elektrikli otomobillerin ÖTV’si sadece ve sadece yüzde 3. Yerli otomobil eğer normal konvansiyonel motorlardan birine sahip olsaydı, ÖTV desteği gerçekten büyük bir adım olurdu. Ama bakanın bahsettiği muaf tutulacak ÖTV oranı sadece 3. Bu teşvik inanın hiç bir babayı yiğit yapmaz. En başından beri söylüyorum yine tekrarlayayım; yerli otomobili cazip hale getirmek için devletin alım garantisi vermesi lazım. Örneğin; “Yılda 50 bin adedini biz alacağız” demeli ki, taşın altına elini sokanlar sıraya girsin. Aksi takdirde bu işe bu şartlarda sadece zorla girilir.

Haberin Devamı

BOYNUZ KULAĞI GEÇTİ
GEÇTİĞİMİZ hafta dikkatimi çeken haberlerden biri de Reuters’in yayınladığı Volkswagen Grubu ile bünyesindeki Skoda arasında yaşanan gelişmeydi. Bilmeyenler için Çek otomotiv markası Skoda tam 26 yıldır Alman Volkswagen Grubu’nun bünyesinde bulunuyor. Bugün ağırlıkta olarak Çek Cumhuriyeti’ndeki üç fabrikada üretim yapan Skoda, geçtiğimiz yıl 1 milyon 126 bin 500 adetlik satışla tarihi rekora ulaştı. Yani 20 yıl önce yıllık satışı 200 bin adedi bulmayan Çek marka, Volkswagen’in sinerjisinden çok iyi yararlanarak yepyeni modelleri devreye sokup hızlı ve kârlı bir büyüme gerçekleştirdi. Düşünün ulaştıkları 1.2 milyar Euro’luk kârla Audi’yi bile geride bıraktılar. Volkswagen, emisyon skandalı dolayısıyla gerçekleşen sorunlarla uğraşırken Skoda’nın bu rekor rakamları açıklaması, VW Grubu markaları arasındaki rekabeti her zamankinden daha üst noktalara taşıdı. Reuters’in haberine göre Alman otomotiv devi, Çek markanın üretiminin bir kısmını Almanya’ya taşıyarak, ortak kullanılan teknolojiler için daha fazla para ödemeye zorlamak istiyormuş. Volkswagen böylece haksız rekabet olarak gördüğü Alman teknolojisi ve ucuz işçi kombinasyonunun önüne geçmeyi planlıyormuş. Bunun Türkçesi, “Siz Çek Cumhuriyeti’nde bizim teknolojilerimizi kullanıp ucuz işgücüyle daha uygun fiyata otomobiller üretiyorsunuz. Bu adil değil.” Aslında elektrikli otomobillerin üretimi öncesinde Volkswagen gruptaki baş marka konumunda olduğunu diğer firmalara tekrar hatırlatmak istiyor gibi. Sonuçta Alman üretici, Çek markayı sahip olduğu satış rakamları ile hem bir tehdit hem de çıkış yolu olarak görüyor. Volkswagen dernekleri, Skoda modellerinin üretimlerinin tam potansiyel ile çalışmayan Alman fabrikalarına yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyor, böylece azalan Passat ve Golf modellerinin üretimlerinin yerinin doldurulması planlanıyormuş. Yani benim anladığım yakın bir zamanda Skoda otomobillerinin fiyatları yükselebilir.

Yazarın Tüm Yazıları