Film çekmezlerse çekeni bulacağız

2016’da Güney Korelilerin aldığı Mars Grubu, Cinemaximum markasıyla bugün Türkiye’nin en büyük sinema salonu işletmecisi. Bu hafta 3 gün boyunca yazdığım yapımcı-salon işletmecisi krizinin en büyük taraflarından. Ve bu krizde milim geri adım atmıyorlar. O kadar ki; “Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmaz’lar çıkar”... “Onlar film çekmezse çekeni bulacağız”... “Yeni yasa çıksa da mısır promosyonu yapmaya devam edeceğiz” diyecek kadar... Mars’ın Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar o kadar net konuştu ki, “Şirketin Koreli CEO’su Dong Won Kwak da böyle mi düşünüyor” diye sordum. Aslı Hanım; “Elbette. Onun adına konuşuyorum” dedi.

Haberin Devamı

Yapımcılarla salon işletmecilerinin bir araya geldiği salı günkü toplantıda Mars adına siz de var mıydınız?

- Salı günü yoktum ama ondan önce yapılan birkaç toplantıya katıldım.

Bütün yapımcılar, sizin kârınızı promosyonlarla arttırdığınızı ve kendi paylarının artmadığını söylüyor. Siz buna karşı ne diyorsunuz?

- Basına olay “savaş başlıyor” gibi yansıdı ama böyle bir durum söz konusu değil. Mars bir savaşın içinde değil. Türkiye’deki misyonumuz bu değil. CJ Grup, Mars’ı satın aldığından beri yapmaya çalıştığımız, Türkiye’nin her ilinde sinema kültürünü yaymak. Bu yüzden Doğu, Anadolu, Karadeniz, her ilde sinema salonu açmak istiyoruz. Şirket, Türkiye’ye 800 milyon dolarlık yatırım yaptı. Önümüzdeki 5 yıl için de Kore’den onaylı 200 milyon dolarlık bir yatırım planımız var.

Haberin Devamı

Şu an kaç sinemanız var?

- 107’nci sinemamızı haftaya Ankara’da açacağız.

Kaç perde demek bu? Piyasanın yüzde kaçına denk düşüyor?
- 905 perdemiz var. Piyasanın yüzde 34’ü demek.

Kaç koltuk?

-  Türkiye’de koltuk sayısı 312.222... Bizim 122.048 koltuğumuz var. Bu da yüzde 34’e tekabül ediyor.

İzleyici bazında Mars’ın pazar payı kaç?

- Yüzde 44.2...

Önümüzdeki 5 yılda 200 milyon dolarlık yatırımla kaç salon daha açmayı hedefliyorsunuz?

- İlgilendiğimiz lokasyonlar var, buralarda salon açmak için görüşmeler yapıyoruz. 2019’da 19 yerde daha salon açacağız. Bunlar uzun vadeli planlar. Bir de bu rakamı perde değil sinema salonu olarak söylüyorum. Daha görüşme aşamasındayız, bunlar uzun vadeli planlar.

Bir salonda ortalama kaç perde var?

- Ortalama 5 perde.

Film çekmezlerse çekeni bulacağız

5 YILDIR AYNI PARAYI ALIYORLARSA BAŞKA  ŞEYLERi SORGULASINLAR

Yapımcılar sizin mısır ve meşrubat kampanyalarıyla bilet fiyatlarından payınızı artırdığınızı söylüyor.

- Evet, onların menü kampanyası ve toplu satışla ilgili problemleri var. Yapımcıların bize söylediği 5 yıldır aldıkları gelir artmıyor.

Haberin Devamı

Doğru değil mi? Bilet başına 4.5-5 lira arası pay alıyorlar...

- O filmine, kaç kişinin promosyonlu bilet aldığına göre değişir. Ama günün sonunda şuna bakmak lazım, biz menü bilet dediğimiz kampanyayı 1 yıl önce yapmaya başladık. Yani 5 yıldır aynı parayı alıyorlarsa, başka şeyleri sorgulamaları gerekiyor.

Neyi mesela?

- Başka bir şey var altında.

Size göre altında ne olabilir?

- Biz Mars Sinema olarak piyasanın sadece yüzde 38’iyiz. Yüzde 62’lik bir sinema daha var orada. Çok küçük sinema salonları var. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum ama doğru raporlama yapmayan, biletleri çok daha ucuza satanlar var. Benim fiyatlarım her yerde bellidir. Lokasyon bazında bir standartım var. Ama Doğu’da 3 liraya bilet satan da var. Fiyatlar bu kadar değişirken, yapımcıların bize değil yüzde 62’ye bir bakmaları lazım.

Haberin Devamı

1 yıl öncesinde mısır promosyonu yok muydu?

- Hayır, 1 yıl önce çok az lokasyonla başladık.

Mars’ın eski sahibi Muzzafer Yıldırım döneminde yoktu yani...

- Yok... 1 yıl önce çok az lokasyonda başladık. Nisandan sonra da daha büyük şehirlere gitmeye başladık. Dediğim gibi burada başka bir şeyi sorgulamak lazım. Olay bu değil.

Anadolu’daki bilet satışından mı kaynaklanıyor tüm mesele?

- Bilet fiyatları her yerde değişiyor. Ben çok büyük bir yatırım yapıyorum. Benim salonu bırak, bir perdemi açmam için yaptığım maliyet 400 bin dolar. Bu yüzden benim bilet fiyatım diğerlerine göre daha yüksek. Ama 3 liraya bilet satan da var. Anadolu’ya, küçük yerlere bakmak lazım. Olayı Mars’la genelleyemeyiz.

Haberin Devamı

Ama sektörü domine eden sizsiniz, bu yüzden yapımcılar da Mars diyor başka bir şey demiyor...

- Evet çünkü en büyük Mars. Kurumsal bir tek bizi muhatap görüyorlar.

Neden diğer salon sahipleri uzlaşmaya yanaşırken siz yapımcıların payını artırmayı kabul etmiyorsunuz?

- Diğer sinema salonları sahiplerinin beyanlarını bilemem ama benim bildiğim kadarıyla onlar da bu konudan şikayetçi.

Bilet dahil sektörde her şeyin fiyatı artarken yapımcıların 5 yıldır aynı parayı alması haksızlık değil mi?

- Olayımız bizim kârımızın artması değil. Türkiye’deki sistem şöyle, bilet satışı gelirinden ne elde ediliyorsa bunun yarısı sinemanın, yarısı yapımcınındır. Onun kârı artmıyorsa, benimki de artmıyor zaten.

Haberin Devamı

Ama siz promosyonlarla gelirinizi artırıyorsunuz...

- Bilet 10 lira, mısır 10 lira diyelim. 20 lira vermeniz gerekirken ben size bu hizmeti 15 liraya sunuyorum. Bu aslında benim de payımı düşürüyor. Zaten kampanya tüketicinin lehine olan bir şeydir. Şanlıurfa, Mardin ve Bingöl gibi illerde bilet satışları yüzde 45 ve 55’e kadar çıkıyor, çoğu kampanyalı satıştan bilet alıyor. Demek ki tüketici bunu tercih ediyor.

 WHATSAPP’TA SiNEMA YAZINCA  MISIR iKONU ÇIKIYOR

Yapımcılar, “Artık mısırın yanında bizim filmimizi satmaya başladılar” diyor.

- Mısır konusunda nedir bu hassasiyet? WhatsApp’ta bile sinema yazınca, yanında mısır ikonu çıkıyor. Film ve mısır bir bütün. Benim mısır vermem, niye bu kadar rahatsız ediyor? Film izlerken mısır yeriz, bu bir gelenektir. İzleyiciye biletin yanında böyle kampanya yapmamı engelleyecek bir şey yok.

Yapımcılar filmlerini vizyona sokmazsa yine mısır satabilecek misiniz?

- Türkiye’de sadece 4 yapımcı yok, birçok yapımcı var. Ve aslında yapılan seyirciye saygısızlık. 4 yapımcı filmini vermek istemeyebilir, bu ticari bir karardır, açıkçası buna diyecek bir şeyimiz yok. Allah korusun, şimdi bir yapımcıya bir şey olduğu zaman hiç film çekilmeyecek, sektör bitecek mi? Hepimiz battık mı?

Ama sözünü ettiğimiz sektörün en büyük yapımcıları ve yıldızları...

- Aslında sektörde o kadar yetenekli isimler var ki, biz de onları çıkarmaya çalışıyoruz.

Kore’den gelip pazarı mı karıştırıyorsunuz?
- Pazarı karıştırmıyoruz, daha çok çeşitlilik sağlansın diye pazara oyuncu çıkarıyoruz. Yılda film izleyen seyirci sayısı 70 milyon. Bu ne demek? 1 kişi yılda 2 kere bile sinema izlemeye gitmiyor Türkiye’de... Bu kabul edilemez bir şey.

YASA ÇIKSA DA MISIR PROMOSYONU YAPACAĞIZ

Yeni sinema yasası “Eğer promosyon yapacaksan film yapımcısıyla sözleşme imzalaman gerekiyor” diyor. Bu duruma ne diyorsunuz?

- Bir hukukçu olarak şunu söylüyorum, Rekabet Kurulu’nun bununla ilgili belli yaptırımları var. Yapımcının bilet fiyatı ve kampanyaya müdahale etmemesi gerekiyor. Bu hukuka aykırı bir şey. Ben de yapımcılara bunu anlatmaya çalıştım, “Bakın müdahale edemezsiniz, bu yasal değil. Müdahale etseniz de ben karışamam” dedim. Çünkü karışırsam, şirket olarak başım belaya girer. Bu kanun teklifi bu koşullar altında Rekabet Kurulu’nun kararına aykırı. Bu böyle olmamalı. Teklif geçer, kanunlaşırsa bir hukukçu olarak çok üzülürüm. Ama tabii ki yapımcı filmini vermek istemiyorsa vermeyebilir. Bu onun ticari kararıdır.

“Bu kanun teklifi yasalaştığı zaman da biz kampanya yapmaya devam edeceğiz” mi diyorsunuz?

- Evet, bu benim ticari hakkım.

“Bunu yapan firmalarla çalışacağım, yapmayan firmalarla çalışmayacağım” iddiasında mısınız?

- Ben “çalışmayacağım” demiyorum. Yapımcı benimle çalışmak istemeyebilir. O, onun kararı. Saygı duyarım.

Dolayısıyla bu yasa piyasada çok şeyi değiştirmeyecek...

- Evet, çünkü beni böyle bir şeye zorlayamazlar. Ben kampanya yapabilirim, istemeyen yapımcının filmiyle anlaşmayız.

Peki neden “Ben kampanya yapmaya devam edeceğim ama yapımcıya da pay vereceğim” demiyorsunuz...

- Kampanyada yapımcı da biletten kendine düşen payını alıyor. Benim anlamadığım yapımcı, benim payımdan da mı istiyor?

Evet! Çünkü satılan ana mal onların...

- Bu gerçekten sınırları aşan bir duruma gidiyor. O zaman yapımcı da benim dövizle ödediğim kirama ortak olsun. Dövizle kira alınmasını yasaklayan bir tebliğ var, ancak ben yabancı yatırımcıyım diye ondan yararlanamadım. Ben hâlâ kiramı euro ve dolarla ödüyorum.

Sizin şirketinizin ülkesi Kore’de yapımcı bilet başına 6.5 dolar kazanıyor. Niye?

- Orada da gişe paylaşımı yapılıyor.

Ama yapımcıya düşen 6.5 dolar...

- Oradaki bilet fiyatlarına bakmak lazım. Çünkü sistem aynı, gişe hasılatı yarı yarıya paylaşılıyor. Bir de şu var, ben biletimin
fiyatını belirlemek de özgürüm. Bilet fiyatını kampanya ile düşürmem rahatsız ediyor ama ben bilet fiyatını kampanyasız da düşürüp sürümden de kazanabilirim.

 ZARAR EDEN YAPIMCI NEDEN “RECEP İVEDİK”İN 6’NCISINI ÇEKSİN

  Yapımcılar para kazanıyor mu?

- Tabii kazanıyor, kazanmasa niye bir daha film çeksin? Zarar eden yapımcı neden “Recep İvedik”in 6’ncısını çeksin? Ya da “Mucize”nin ikincisi çekilsin? Bir ticari teşebbüs, zarar ettikten sonra bunu tekrarlar mı?

Timur Savcı, “Böyle devam ettiği sürece seneye film çekmeyeceğim” diyor.

- Yapmayabilir, yapanı bulacağız... Alternatif her zaman vardır. Ben firmam adına söylüyorum Türk seyircisini filmsiz bırakmayacağım.

Bu yapımcılarla değil o zaman...

- “Bu yapımcılar” dediğiniz 4 yapımcı değil mi?

Daha fazla...

- Hadi 5 olsun... Türk sinema seyircisi 5’ten büyüktür. Onlar bu resti çekerken, Türk halkının “Ne oluyor” demesi lazım. Kimi cezalandırıyorsun? Cebine girecek para için Türk halkını mı cezalandırıyorsun?

Halkı cezalandırmıyor tabii ki... Şöyle bir haksızlık var, sizin kâr marjınız ve piyasada film yapım maliyeti bu kadar artarken onlar 5 yıldır 5 lira alıyorlar.

- Ama o noktada Mars’ı neden sorguluyorlar?

E bilet fiyatını siz yükseltiyorsunuz...

- Bu piyasanın yüzde 38’iyim.

Seyirci olarak?

- Onda da yüzde 44.

Yarısı yani, seneye yüzde 60 olacaksınız.
- Bir yılda o kadar artış çok iddialı olur. Geri kalan yüzde 55’lik seyirci nerede? Pazar tek ben değilim.

Pazarın en büyük oyuncususunuz...

- Evet, en kaliteli hizmeti sunanım. O yüzden de bu kadar çok dikkat çekiyorum.

AVM’deki yüksek kira fiyatlarını ödemeyi kabul ettiğiniz için küçük sinema salonu işletmecisini yok ettiğiniz söyleniyor.

- Bunun için de suçlanıyor olamayız değil mi?

Mesela buraya bin dolar kira isteniyor. Ben pazarlık yaparken, sen gelip bin 200 dolar veriyorsun. Beni bitiriyorsun...

- O zaman senin programın çok reyting alıyor ve çok reklam geliyor. Ben de sen reklamı kabul etme bana gelsin diyeyim. Böyle bir şey olur mu?

Olmaz...

- Bu saçmalık... Sinema açtığım için sorumlu tutuluyorum. Bununla gelene ben gülerim.

SALONLAR BOŞ KALMIYOR

  Yapımcıların “Gişe yapsak bile filmlerden zarar ediyoruz. Bu da bizi film çekmemeye itiyor” sözlerine ne diyeceksiniz?

- Hiçbir yapımcının zarar ettiğini düşünmüyorum. Tek yapımcı onlar değil, bu ülkede iyi film yapan birçok yapımcı var. Onların filmleri o tarihte vizyona girmeyince, sinema salonları boş kalmıyor.

Ama Cem’ler Şahan’lar, Yılmaz’lar olmazsa 70 milyon kişi izlemeyecek, toplam gişe de 10 milyona düşecek...

- Onların yerine alternatif filmler tabii olacak. Mesela yazın kimse neden film çekmiyor, onu da sorgulayalım.

Seyirci az oluyor...

- Evet, ama herkes bir yerde bir fedakarlık yapmak zorunda... Sen benden fedakarlık isterken neden yazın film çekmiyorsun? O zaman bunu düşün.

Ata Demirer’in filmi geçen yıl mayıs ortasında vizyona girmişti...

- Mayıs, düşük sezon değil zaten. Okullar kapandıktan sonra haziran ve temmuzda niye hiçbirinin filmi yok? O yönden bakınca tek düşünülen kazanılan para, benim kazandığım para.

Yapımcılar sizin kazandığınız paraya mı bakıyor?

- Yok, kendi kazandığı paraya bakıyor. Ben herkesin fedakarlık yapması gerektiğini söylüyorum.

CEM YILMAZ OLMAZSA BAŞKA CEM YILMAZ’LAR ÇIKAR

Yapımcılar, siz yokken de 2023’te 100 milyon seyirci hedefliyordu.

- Ama sektör ilerlemiyor, biz bunu görüyoruz. Sektör için kimse bir şey yapmıyor. Biz Mars olarak Güney Koreli yapımcı buraya geldiği zaman bu sektörü nasıl geliştirebiliriz diye baktık. Doğu’ya neden sinema açıyoruz, oradan kâr mı ediyoruz? Hayır, hiçbir kârımız yok. Ama orada bir potansiyel var. Bu insanları sinemaya alıştırırsan, belki 5 yıl sonra bunun bir dönüşü olacak. Yapımcı “Benim gelirim artmıyor” diyor. Ben gelirimi düşünmüyorum, herkesin biraz fedakarlık yapması gerekiyor. Ben Doğu’ya sinema salonu açmasam, onun filmini kim izleyecek? Herkes şapkasını önüne alıp bir düşünsün...

Siz şimdi “Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmaz’lar mı çıkar” mı diyorsunuz?

- Tabii ki de çıkar. Fırsat verilen her yetenek çıkabilir. Biz Mars olarak 2018 yılında yapımcılara film çekebilsin diye 26 milyon lira finansman destek verdik.

Genç yapımcılara mı destek oldunuz?

- Genç diye ayrım yapmadık, tüm film yapmak isteyenlere verdik.

Nasıl veriyorsunuz bunu?

- Nakit olarak veriyoruz.

Filmlere mi ortak mı oluyorsunuz?

- Ortaklık değil. “Biz bu parayı veriyoruz, sen filmi çek, sonra zaten gişeden geri ödenir” diyoruz.

MAHSUN KIRMIZIGÜL ŞİKAYET EDİYOR AMA ONA DA PARA DESTEĞİ VERDİK

Hangi filmler var para desteği verdiğiniz?

- Mesela “Müslüm” var... Dağıtım yaptığımız bütün filmlere bu avansı veriyoruz. Mahsun Kırmızıgül şikayet ediyor ama “Mucize”ye verilen para da bir destek.

Ne kadar destek verdiniz?

- Onu söylemeyeyim şimdi. Ama toplamda yıl boyunca 26 milyon liralık bir desteğimiz var. 

REKLAM GELiRi DÜŞERSE BiLET FiYATI ZAMLANIR

  Reklam sürelerinin yasada 10 dakikaya indirilmesi, sizin için yapımcıların boykot tavrından daha önemli galiba.

- Bizim kimseyi önemsememe gibi durumumuz olamaz. Sadece kararlarına saygı duyuyoruz. Ama reklam meselesi bizim için daha önemli. Çünkü reklam geliri, benim kârımın yüzde 75’i... Üstelik ben bu kârı Türkiye’ye geri yatıyorum. Bu parayla IMAX teknolojisi olan konforlu salonlar açıyorum. Ama reklam süresinin kısaltılması benim kârımı çok ciddi oranda azaltır. Bu yatırımların durmasına sebebiyet verir.

Yeni yasada reklam sürelerinin 30 dakika kalması için Ankara’da kulis yapıyormuşsunuz...

- Kulis doğru kelime mi bilmiyorum ama derdimizi anlatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca reklam süreleri 30 değil 21 dakika.

Diyelim ki yasalaştı ve süre 10 dakikaya indi. Bu bilet fiyatının 40 liraya çıkması mı demek?

- Bilet fiyatlarına tabii bir yansıma olacaktır, tüketici de bundan zarar görür. Büfeden ve bilet fiyatından bizim kârımız yüzde 25. Bu bir sinema operatörü için çok döndürülebilecek bir oran değil. Asıl gelir kaynağı reklam.

Yazarın Tüm Yazıları