Kalp yetersizliğine kapsamlı bakış

ÜLKEMİZDE kardiyovasküler hastalıklar alanında pek çok klinik araştırma yapılmış olmasına rağmen halen yeterince ulusal verilere sahip değiliz. Kalp yetersizliği bu hastalık gruplarından biri. Zira kalp yetersizliği dünyada olduğu gibi Türkiye’de de erişkinlerde hastane yatışı ve ölümlerin önemli bir nedenini oluşturmaktadır.

Haberin Devamı



2023’TE 15 MİLYON OLACAK
Kalp Yetersizliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehdi Zoghi’nin verdiği bilgilere göre; kalbin kasılma ve/veya gevşeme gücünün azalmakla birlikte nefes darlığı ve/veya ayaklarda şişlik gibi durumların ortaya çıktığında kalp yetersizliği (KY) olarak tanımlanıyor. Kalp yetersizliğinin görülme sıklığındaki artışın başlıca nedeni yaş ortalamalarının artması ve KY’e neden olan kalp damar hastalıklarının ve risk faktörlerindeki artış. Bu durum Türkiye için de geçerli olmakla birlikte önümüzdeki yıllar içinde 2-3 kat artacağı, yani 2023 yılında 14-15 milyon olacağı öngörülüyor. Kalp yetersizliği konusunda diğer endişe verici tablo ise pek çok kanser çeşitlerinde daha ölümcül olması. Dolayısıyla KY’den korunma ve etkin tedavisi son derece önem arz ediyor.

YÜZDE 24 DİKKATSİZLİK
Kardiyovasküler Akademi Derneğinin genç araştırmacı ekibiyle Türkiye’de yapılan en büyük çalışmalardan birine imza attıklarını dile getiren Prof. Dr. Mehdi Zoghi, Journey HF-TR (Kalp yetersizliği hastaların hastane içi yolculuğu) başlıklı çalışmaya bin 606 hasta ve 37 merkezin katıldığını aktardı. Çalışmada diğer Avrupa ülkeleri ve ABD’ye göre farklılıklar tespit ettiklerini anlatan Zoghi’nin verdiği bilgiler şöyle:
“Her ne kadar kalp yetersizliğinin nedenleri olarak hipertansiyon ve koroner arter hastalığı öne çıkması açından benzerlik gösterse de ülkemizdeki kalp yetersizliği hastalarımız daha genç ve hastane içi ölüm oranlarımız daha fazla olmaktadır. İlk defa kalp yetersizliği teşhisi konulan hasta oranı yüzde 17 iken kalp yetersizliğinin kötüleşmesine bağlı hastaneye yatışların yüzde 24’ü hastaların diyetine dikkat etmeyip ilaçları düzgün kullanmamasına bağlı idi. Bu konudaki en büyük sorun hastalık süreci ilerledikçe alınması gereken ilaç sayısının artıyor olmasıdır. Bu çalışmadaki hastaların yüzde 69’u 5 veya üzeri ilaç almakta idi. Yoğun bakımda kalış süresi ortalama 3 gün, hastanedeki yolculuk süreci ise ortalama 1 hafta olarak saptandı.
Ülkemizdeki kalp yetersizliğine bağlı ölüm oranlarını diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslanabilir düzeylere çekmek için kalp yetersizliğinin farkındalığını artırmakla birlikte güncel tanı ve tedavi yöntemlerini daha etkin bir şekilde kullanmamız gerekmektedir.”

Yazarın Tüm Yazıları