En çok hangi Türk dizisi izleniyor

SAĞIM Atlantik Okyanusu, solum Akdeniz. 15 kilometre karşımda Avrupa; ayaklarım Afrika toprağında. Dalgalar 5 kat büyüğüm, güneş alev alev batma hazırlığında.

Haberin Devamı

 

Sanki online ya da canlı coğrafya dersindeyim. Az sonra öğretmenim Melis Hanım yanımda belirecek, “Evladım bak, al işte sana Cebelitarık Boğazı” diyecek.
Ah keşke, bütün dersleri böyle işleseydik ya hocam. O zaman asla unutmazdım bütün konuları. Beynime beynime kazınırdı tüm detayları. Çaktırmadan bir midye kabuğunu cebime atıyorum. İzmir’e götürmek üzere. 3 tel saçım benden kopup, çoktan rüzgarın peşine takıldı. İlelebet Tanca’da kalma niyetiyle.

En çok hangi Türk dizisi izleniyor

Bu nasıl bir mutluluk
Doğa her daim mutluluk verir senin gibi bana da. Ama işte bak geldik 2 haftalık bir yolculuğun daha sonuna.
Seyyahların Prensi İbni Battuta’nın seyahatnamesinin peşinde belgeselimizin ilk etabını tamamladık. İnan çoook eski yıllarda zor bulunurdu Türkiye’yi bilip tanıyan yurt dışında. Bir kere Taş Devri esnasında trenle Japonya’yı katetmiş, şehrimin adını duyan tek bir Allah’ın kuluna rast gelmemiştim.
Bir defasında da Amerika’da stajyer öğretmen girmişti dersimize ve nereli olduğumu sormuştu. “Türkiye” dediğimde Marslıymışım gibi bakmış ve duvarda asılı dünya haritasında memleketimi göstermemi istemiş ve ilk kez böyle bir ülkenini adını duyduğunu söylemişti. Düşün öğretmen olacak bir de. Amerikalı nesiller yetiştirecek.
Neyse ki ilerleyen yıllarda Türkçe konuştuğumuzu duyanlar “Vay Tarkan hoşgeldin” demeye başladılar. Sağolsun Tarkan sayesinde kuzu kuzu karşılandık. Hele UEFA’daki başarısından sonra Galatasaray’ın, yabancı ellerin sokaklarında “Gassaray gassaray cim bom bom” diye alkışlandık. Sanırsın o golleri bizzat biz attık.
Şimdi İzmir’i duyunca “Yoksa Karşıyaka’dan mısın?” diye soran bile çıktı. Çünkü artık yer gök, inim inim Türk dizileriyle inliyor. Herkes en az birkaç cümle Türkçe konuşuyor. Türkiye’yi bilmem ama Fas’ta en çok “Beni Affet” adlı Türk dizisi izleniyor.

Haberin Devamı

Kıvanç’ı sakladılar
Yıllar önce Ayşe Arman bizi Dubai’de MBS kanalına götürdüğünde Kıvanç Tatlıtuğ’u küçücük bir odaya kapatılmış görünce hiç şaşırmamıştık mesela. Saklamakta haklılardı. İnan kanalın önünde biriken binlerce kadın, Behlül’ü çiğ çiğ yemeye hazırdı. Tahmin edersin artık Arap ellerinde bir Polat Alemdaroğlu, bir Kıvanç Tatlıtuğ Ömer Şerif’ten bile daha ünlü. Mesela bize argan yağı satmaya çalışan kadın “Ah” dedi, “Bulsam sizin dizilerdeki gibi birini, işi gücü bırakır derhal evlenirim.” Dükkandaki erkek çalışanları çatlatırcasına üzerine basa basa... Yan yan onlara baka baka...
Bak argan yağı demişken, Fas’a gideceksen eğer sakın şeytana uyup, yoldan çıkma. Gitmeden önce Matt D’avella’nın “Minimalizm” adlı belgeselini izle. İzle ki rengarenk kilimler, kumaşlar, argan kremleri, bakır el işi lambalar, muhteşem resimler aklını başından alıp, cüzdanını kurak bir çöle çevirmesin... Sonra son pişmanlık işe yaramıyor. Sonu yok. Satın almak insanı gerçekten mutlu etmiyor. Bir düşün, insan mutlu mutlu yaşamak için aslında ne de az şeye ihtiyaç duyuyor.
Her yolculuğa çıktığında bu cümleleri içinden en az 41 defa tekrarla. Öpüyorum yanaklarından. Sevgi ve sağlık düşmesin yakandan.

Yazarın Tüm Yazıları