Faruk Doğa Üründül
Faruk Doğa Üründül
Faruk Doğa ÜründülYazarın Tüm Yazıları

EuroLeague’de 17.Maç: Sana Paella Yaptım

Faruk Doğa Üründül yazdı.

Haberin Devamı

Nil Karaibrahimgil’in “Kek” melodisiyle;

“Kuru soğanları küp küp doğradım önce,
Kabuğunu soyduğum domatesleri kestim ince ince,
Kafa olarak EuroLeague’e döndüm, uyandım… sana Paella yaptım…”

İspanya coğrafyasında, özellikle Valencia bölgesinde meşhurdur “Paella”. EuroLeague’in 17. maçında, zorlu geçmesi beklenen deplasmandan çok lezzetli, geleneksel bir yemek ortaya çıkardık.

Takımlardaki eksikliklerin doğal akışı gereği, iki ekipte fiziksel gücün ön planda tutulduğu 5’lerle parkeye çıktılar. Bizim Jason Thompson’la savunacağımız Dubljevic’e karşı faul yapmadan devam ettiğimiz her saniye, galibiyetin anahtarı olacaktı. Nitekim Amerikalı uzunumuz, Vesely yokluğunda rakip oyuncuya atletizmiyle kolay top aldırmadı. Bu savunmamız Valencia’yı tüm ritimden kopardı ve boş şutları bile atamamaya başladılar. İlk 7.30 dakikada skor üretemeyen rakip, ilk EuroLeague maçına çıkan Garcia’nın sayılarıyla 5 sayılık seri yakalayabildi. Takımımızın bu sezon dalgalı performanslarına çokça şahit olduk. Bazen ilk saniyelere böyle vurucu başladığımızda, son çeyreğe girdiğimizde kolumuzu kaldırıp yumruk atacak gücümüz kalmıyor. Ancak takım halinde skor yükünü dağıtıp buralardan çıkabiliyoruz. Farkın düşmemesi için en önemli faktör olan; “pas tempomuzu” neyse ki ilk yarı boyunca düşürmedik. Üzerine takım halinde atılan özgüven şutları (Datome-Sloukas) ve Ahmet Düverioğlu’nun enerjisiyle maç üzerinde hakimiyeti ele aldık. Fakat yaşadığımız yalancı bahar, Valencia’nın savunmasıyla sona erdi. Maçın ilk yarısında, sezonumuzun özetine tanıklık ettik. İlk iki çeyrek boyunca fark yarattığımız anlarda, 10 asiste karşılık sadece 3 top kaybı yaptık. Valencia bizi yakaladığındaysa, 5 asiste karşılık olarak 3 top kaybı yaparak tüm ritmimizi kaybettik.

Haberin Devamı

İlk yarıda, 2/17 ile 3-sayı atan rakibin, reaksiyon göstereceğini beklemek çok yanlış olmaz. Üçüncü çeyreğe 4/5 dış atışla başladılar ve daha önemlisi Valencia savunmasında artan sertliğin sebep olmasıyla, yaşadığımız hücumdaki tereddütler büyük soru işaretleri yarattı. Neyse ki Thompson ve Sloukas, saha içinde yaratmakta zorlandığımız lider oyuncular olarak ortaya çıktılar. Yunan oyun kurucunun formsuzluğuna isyan edercesine, top paylaşımını arttırmasıyla ofanstaki ritmimizi tekrar yakaladık. Ahmet’in oyuna girmesi, aynen ilk çeyrekte olduğu gibi takımın enerjisini yükseltti. Dubljevic’in üzerinden bulduğu 4 sayı ve 2 asist, yıldız oyuncuyu zihinsel açıdan oyundan kopardı. Melli’nin tüm istatistik kağıdını doldurması da eklenince, son çeyrekte farkı 17 sayıya kadar çıkarabildik.

Haberin Devamı

Bu sezonki Fenerbahçe Doğuş, hücumdaki pas temposu üzerinden enerji üreterek varlığını sürdürebiliyor. Enerji olayını biraz daha açmak gerekirse; statik hücumla, dinamik hücum farkını yaratan faktör. Biz, ofansta hareketlendikçe, havuza düşen ribauntları da topluyoruz. Alamadıklarımız içinde mücadele ederek, rakibe hızlı hücum şansını vermiyoruz. Ama bu enerjiyi tüm maça yayamayacağımız bir gerçek. Momentumu kaybetmeye başladığımız anlar için taşıyıcı oyuncuyu bulmamız gerekiyor. Valencia karşısında bu isim Sloukas oldu. Dixon’ın maç kondisyonuna ulaşmasıyla, yani 15 dakika yerine 25 dakikaları görmeye başlamasıyla lider oyuncu boşluğu dolacaktır.

Haberin Devamı

Şarkının devamında sanki Sarı-Lacıvertli takımımızı anlatmış;
“İnsan neler yapar isteyince,
Bu bir şey değil düşününce…”

 

Yazarın Tüm Yazıları