Faruk Doğa Üründül
Faruk Doğa Üründül
Faruk Doğa ÜründülYazarın Tüm Yazıları

EuroLeague’de 11.Maç: Dama mı, Satranç mı?

Her bölümüyle efsaneleşen “House of Cards” dizisinde, Frank Underwood (Kevin Spacey) karakteri, kendi aleyhinde sonuçlanacak entrikalar zincirinden kurtulma metodunu şu sözlerle anlatır; “If you don’t like how the table is set, turn over the table.” (Eğer oyun masasının kurulumunu sevmediysen, masayı devir.)

Haberin Devamı

 

Fenerbaçe Doğuş’un, Barcelona Lassa’ya uyum sağlayıp/sağlamayacağı veya iyi olduğumuz oyun tarzına rakibi mahkum edip/edemememiz, maçın galibini belirleyecek en önemli faktördü.

Sezon başından beri, 10 saniye içinde hücum etmeye çalışan Barcelona Lassa’nın temposunu damaya, Fenerbahçe Doğuş’uysa 24 saniyeyi kullanan ve refleksleri yerine aklıyla oynadığı setleri satranca benzetebiliriz. Nasıl ki dama doğası gereği daha hızlı bir oyunsa, satranç ise daha çok düşünmeyi ve olasılıkların hesaplanmasına ihtiyaç duyar. Maçın sadece ilk periyotundaki 28-22’lik skora bakarak bile Barcelona Lassa’nın temposunu yavaşlatamadığımızı görüyoruz. Hücumda yanlış top kullanmamız, rakibin hücum ritmini yükseltti. 5/5-3 sayı isabeti ve 8 asistin de bu skora yardım ettiğini söylemek çok da yanlış olmaz. Neyse ki ikinci çeyrekte Barcelona temposunu doğru kısa baskısıyla bozduk ve onları zor şutlar atmaya zorladık. İlk 10 dakikada 28 sayı yerken, ikinci çeyrekte 6 dakika boyunca sadece 3 sayı yememiz maçın hakimiyetini ele geçirdiğimizin göstergesi gibiydi. Hücumda da, Wanamaker’ın bu sezon geliştirdiği sırtı dönük oyun üzerinden doğru ofansif setleri uygulamamız, skor üretmemizi sağladı.

Haberin Devamı

İkinci yarıya Vesel-Thompson uzun ikilisiyle başlayıp, savunma momentumunu devam ettirmek istedik. Fakat Thompson’nın hareketli kısaların karşısında yavaş kalması zaman zaman problem yaşamamıza sebep oldu. Neyse ki hücumda acil durum çekicimiz Sloukas takımımıza set hareketliliği ve yaratıcılık getirdi. Üçüncü çeyreğin bitimine 5 dakika kala rakibi öyle bir sıktık ki, çözüm üretici oyuncu olarak Koç Sito Alonso tarafından Navarro oyuna alındı. Hayattan rengi alın, geriye ne kalır reklam sloganı gibi Barcelona Lassa’dan da ritmi alın geriye ne kalır sorusunun cevabını bularak son çeyreğe başladık. Kısaca hiçbir çözüm üretemediklerini gördük ve son çeyreğe 13 sayı önde girdik. Maçı sertleştirip mücadeleye ortak olmaya çalışan rakip, özellikle Hanga’ya potaya hareketlendiği anlarda topla buluşturdu ve farkı tek haneli sayılara indirmeyi başardı. Fakat Fenerbahçe Doğuş çözümleri o kadar içselleştirmiş ki, takım bir an olsun paniklemiyor. İkinci yarıda toplam “1” top kaybı yapmamız ve ilk çeyrekte 28 sayı potamızda görürken, tüm ikinci yarı boyunca sadece 30 sayı yememiz zaten galibiyeti getiren en değerli istatistikler olarak göze çarptı.

Haberin Devamı

Kötü şut atabilirsin (bugün %39 ile 3 sayı isabeti bulduk), daha az asist yapabilirsin (17-15), daha fazla ribaunt verebilirsin (36-31) ama asla kolay sayı yememelisin mottosu bu sezon da bizi şampiyonluğa götürecektir. Takımımızın, önce rakibin enerjisini çekmesi, akabinde yavaş yavaş tüm maçın hakimiyetini almasına alıştığımız için övgü pintisi olmaya başladığımızı düşünüyorum. Geçen sezondan farklı olarak bu sezonki takım, ne yapabildiğini ve ne zaman yapması gerektiğini çok daha iyi biliyor. İlk periyotlarda maçlara çok fazla asılmamasının sebebi de, 10 dakikalık savunma sertliğini karar anlarına saklanmak istenmesi. Yazının başındaki Frank Underwood özdeyişi gibi; eğer damada kaybedeceksen, masayı devir ve yeni bir satranç masası kur. Aynı bu akşam aldığımız 83-68’lik galibiyetimizdeki, tempoyu kendi belirlediğimiz anlar gibi.

Yazarın Tüm Yazıları