Keşke başka çocuğum olsaydı

Defne Barak, dünyanın gündemini oluşturan ünlü kişileri Kelebek’teki köşesinde ağırlayacak. Bu hafta Senatör Hillary Clinton, yüreğinin gizli köşelerinde sakladığı sırlarını, Defne Barak’a açıkladı.

Siyasetten sinemaya, tıp dünyasından sahnelere, televizyondan Beyaz Saray’a kadar her kesimden pek çok ünlüyü bilinmeyen yönleriyle tanıtacak.

Demokrat Parti New York senatörü Hillary Clinton’ın gelecekte ABD Başkanı seçilmesinden söz edilirken, eski Başkan Bill Clinton’ın eşi, onca işinin, omuzlarına yüklenen onca sorunun arasında, açık yüreklilikle bir özlemini dile getiriyor. Kendini bildi bileli büyük bir mücadelenin içinde olmasına, erkeklerle başa baş savaşmasına rağmen, annelik duygusu zaman zaman ağır basıyor.

Ve de sadece bir çocuk sahibi olduğu için pişmanlık duyduğunu belirtiyor. Hillary Clinton’ı fazla tarife gerek yok derseniz yanılırsınız. Senatodaki özel bürosunda beni kabul eden, turuncu pantolon takımlı orta yaşlı bakımlı kadın, ince bir zevkle seçildiği hemen farkedilen mücevherleri ve yüzüne çok yakışan saç modeliyle, dünyanın tanıdığı ‘eski’ Hillary Clinton’dan çok farklı bir görüntü sergiliyordu.

Sohbetimize, elbette politikayla başladık. Çocukluğundan beri, politikayla yoğrulan bu zarif kadın, yaklaşan ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı John Kerry’yi destekleyecek. Peki, ya sonra? ABD’de sonraki Başkanlık seçiminde, Hillary Clinton Başkan adayları arasında yer alabilir mi?

11 EYLÜL’Ü UNUTAMADIM

Hillary Clinton, hayatta ve özellikle siyasette şansa inanıyor. Tabii insanların şanslarını kendilerinin yaratmaları gerektiğini de düşünmüyor değil. Adaylık konusunda ölçülü ve temkinli konuşmaya özen gösteriyor.

Sohbetimizin adaylık sorularıyla çıkmaza girmesini önlemek için de hemen Senato’daki çalışmalarından söz etmeye başlıyor. Senatör arkadaşlarının ona yabancılık çektirmediklerini, herkesle çok kısa sürede kaynaştığını söylüyor. Senatör Hillary Clinton’ın siyasi hayatında hiç unutamayacağı gün de 11 Eylül. O gün yaşananları hatırladıkça, hálá dehşet içinde ürperiyor.

Bir yandan New York halkına olan görevlerini yerine getirmeye çalışırken bir yandan da o gün Manhattan’da olan kızından haber alamamak onu çok üzmüş. Bir anne olarak endişelenirken, bir senatör olarak da halkı teselli etmeye çalışmak elbette kolay değil. Ama Hillary Clinton zor olanı da başarmış.

DAVETLERE BAYILIYOR

Siyasetten, Senato’nun resmiyet kokan havasından biraz uzaklaşıp, Hillary Clinton’ın kendi dünyasından söz etmek istiyorum. Clinton’ların Washington’da, New York’ta birer evleri ve İrlanda’da bir apartman daireleri var.

Hillary Clinton, ‘Senato toplantılarının sürdüğü dönemde pazartesi gecesinden perşembeye kadar Washington’daki evde kalıyorum. Bazen cuma sabahı New York’a gidiyorum. Haftasonlarını, Chappaqua’daki evimizde geçiriyoruz.

Bill de bu evi çok seviyor. Senato’nun kapalı olduğu dönemlerde New York’u bir baştan bir başa dolaşıyorum. Benim için gerçek anlamda yuvam diyebileceğim yer Chappaqua’daki evimiz. Karı koca burada çok güzel günler geçiriyoruz’ diyor.

Hillary Clinton başarılı bir siyasetçi ama o aynı zamanda bir kadın. Kendine ayırdığı özel zamanlarında kadınlık duyguları ağır basıyor. Evinde dolaplarını temizleyip yeniden düzenlemeye, davet planları yapmaya bayılıyor.

Yorucu bir günün sonunda ‘Ben bugün elimden geleni yaptım’ diyebilirse, kendini mutlu hissediyor ve yorgunluğunu unutuyor.

Bill ve Hillary Clinton, sadece birbirlerine ayırdıkları zamanı nasıl geçiriyor dersiniz?

Ünlü karı kocanın bir köpeği var. Bir araba kazasında kaybettikleri köpekleri Buddy’nin yerini, onun bir akrabası olan Seamus almış. Hillary Clinton ve eşi sıradan bir orta yaşlı çift gibi, fırsat buldukça, köpekleriyle birlikte uzun yürüyüşlere çıkıyor. Hillary, sinema tutkunu. Bill Clinton da öyle. Karı koca sinemaya gidiyorlar. Evde oturup güzel yemekler pişirmek, kağıt oynamak, TV’de film izlemek.. İşte Clinton’ların başkalarıyla paylaşmadıkları gizli dünyalarındaki yaşantıları böyle.

GİZLİ DÜNYASI ÇOK SAKİN

Hillary Clinton, tepeden tırnağa siyasete bulaşmış durumda. Oysa Bill Clinton genç yaşta emekli oldu. Çalışan bir kadının emekliye ayrılmış bir kocayla uyum sağlaması zor olmuyor mu? Hillary Clinton, eşinin emekli sayılamayacağını söylüyor. ABD’nin eski Başkanı Bill Clinton, dünyanın dört bir yanında konferanslar veriyor. Eskisi kadar ağır sorumluluklar taşımasa da emekli olduğunu düşünmeye bile zamanı yok. Eski Başkan, ayrıca eşine en iyi bildiği konuda yani siyasette danışmanlık yapıyor.

Her kadının içinde kalmış bazı istekleri vardır. Bunları her zaman dışa vurmaz, kendine saklar. Hillary Clinton’ın da böyle bir isteği olmuş. Tek çocukla yetinmek yerine birkaç çocuk dünyaya getirmeyi düşlemiş.

Ama kocasının ve kendisinin çalışma koşulları buna imkan vermemiş. Bu nedenle de Hillary Clinton, annelik duygularını sevgili kızı Chelsea’da yoğunlaştırıyor. Ellili yaşlarının ortasına gelen Hillary Clinton acaba şu yaş meselesi hakkında neler düşünüyor? ‘Ellili yaşlar, gerçekten harika. Tarihin bu döneminde yaşayan bir kadın, bir Amerikalı kadın olduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum.

Sağlığım yerinde. Maddi açıdan benim ve ailemin hiçbir sıkıntısı yok. Bu arada kadınları hesaba katmayan toplumların kendilerine zarar verdikleri gibi, dünya için de tehlike oluşturduklarını iyi anladım. Bu nedenle zamanımın büyük bir bölümünü tüm dünyadaki kadınlara destek vermeye ayırıyorum’ diyor.

Hillary Clinton, kendini çok iyi yetiştirmiş, başarılı bir siyasetçi ve de tüm dünyada hayranlık uyandıran fedakar bir eş.

Bu özelliklerini kime ya da kimlere borçlu olduğunu merak etmeyin. O, her şeyi annesiyle babasına borçlu olduğunu kelimelerin üzerine basa basa söylüyor.

Oyunculuk hayali

Bu başarılı kadın da çocukluk yıllarında diğer yaşıtları gibi geleceğe dönük hayaller kurmuş. Önce astronot, daha sonra gazeteci olmak istemiş. Bir ara oyunculuğu da aklından geçirmiş. Sonunda avukat olmuş. Bugün 85 yaşında olan annesi, Hillary Clinton’a zaman zaman öğütler veriyor. Ailenin üç kuşak kadın temsilcilerinin uyumu herkesi kıskandırıyor.
Yazarın Tüm Yazıları