Hürriyet Dünyası Microsoft’un teknoloji üssünde

Günümüz şirketlerinin en büyük amaçlarından biri, dünya markaları yaratmak. Yılların dev şirketleri bunu başarmak için milyarlarca dolarlık bütçeler harcarken, dünyanın dört bir yanından genç beyinler, parlak fikirlerini iyi birer iş modeline dönüştürerek dünya markaları yaratabiliyorlar.

Haberin Devamı

Geleceğe yön veren dev şirketlerin tamamı, rekabet avantajı elde etmek ve güçlerini korumak için işte bu gençlerin yarattığı markaları yine milyarlarca dolar dökerek satın alıyorlar. Aylar öncesinde Tumblr ve Instagram örneklerinde gördüğümüz gibi, zamana ve ihtiyaçlara uygun parlak bir fikir kısa süre içinde büyük şirketlerin iştahını kabartabiliyor.

İşi şansa bırakmayan şirketler ise araştırma ve geliştirmeye büyük bütçeler ayırıyor, genç ve parlak beyinleri kadrosuna katıyor ve onlarla geleceği inşa etmeye koyuluyor. Microsoft da işte bu şirketlerden biri…

Amerika’nın sakin Batı şehirlerinden biri olan Seattle’daki Microsoft kampüsünde geçtiğimiz ay iki gün geçirdim. Underground Tour adlı bu özel gezide, dünyanın önde gelen 10 yayını davetliydi. Fotoğraf makinelerimiz, ses kayıt cihazlarımız ve kameralarımızla bu iki gün boyunca kampüsteki hemen her bölümü ziyaret ettik, uzman ve yöneticilerden bilgi aldık. Hürriyet TV’deki programım %100 TEKNOLOJİ’de ilk gözüme çarpan detayları paylaştım.

Microsoft kampüsündeki bu iki günlük gezide gördüklerimin bir kısmı hâlihazırda üzerinde çalışılan, bazı örneklerini gördüğüm, fakat yine de beni şaşırtabilen teknolojilerdi. İlk defa gördüğüm ve gelecek nesillerin ne kadar şanslı olduğunu bana düşündürten teknolojiler de vardı.
Tüm bunlar bir yana, geleceği inşa etmenin büyüsünü orada canlı biçimde karşımda gördüm ve yaşadım. Binlerce mühendis, tasarımcı, uzman ve yöneticinin büyük bir ahenk içinde, kusursuz bir orkestra gibi nasıl da geleceği ilmek ilmek ördüğüne tanık oldum.

O alışılageldik “neden bizim ülkemizde bunlar yapılamıyor ki!” hissiyatına girmedim ve böyle şeyler de yazmayacağım. Türkiye’de böyle ortamlar olsa fena olmazdı elbette. Fakat bunun için yakınmaya gerek yok. Orada yaratılan gelecek hepimizin ne de olsa. Bundan en iyi biçimde faydalanmanın yollarını aramaya zaman ayırmak belki de en doğrusu.

Yazarın Tüm Yazıları