Trump’a F-35 mesajı: Olmazsa başka arayışa gireriz

Güncelleme Tarihi:

Trump’a F-35 mesajı: Olmazsa başka arayışa gireriz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2019 08:00

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’a, F-35 uçaklarına ilişkin uzlaşmaz tavır sürerse Türkiye’nin başka arayışlara girmek zorunda kalacağını söylediğini açıkladı. “Zaten kendisi de bu konuda bize hak veriyor” diyen Erdoğan, Trump’ın azil süreci nedeniyle temkinli hareket ettiğini de söyledi. Erdoğan AK Parti’nin dünkü Meclis grup toplantısında özetle şu mesajları verdi:

Haberin Devamı

ZOR DÖNEMDEN GEÇTİĞİ SIR DEĞİL

“Türkiye-Amerika ilişkilerinin oldukça zor bir dönemden geçtiği, takdir edersiniz ki sır değil. Amacımız bu zor dönemi her iki ülke için de en makul, kabul edilebilir ve sürdürülebilir şekilde yöneterek geride bırakmaktır. Aramızdaki sorun alanlarının pek çoğu küçük pürüzlerden ibarettir. Bu sıkıntılar, Amerika’daki ülkemiz karşıtı çevrelerin köpürtmesiyle suni olarak büyütülmüş ve ilişkilerimize zarar verecek boyuta taşınmıştır. İlişkileri bozmaya yönelik çabaların gerçek mahiyetini en iyi gören de Sayın Trump’tır. Bunun için sistemin ve siyasetin tüm baskılarına rağmen Türkiye-Amerika ilişkilerinin belirli bir seviyenin altına düşmemesi konusunda inisiyatif kullanmaktadır. Biz de aynı anlayışla, yüzümüzü geleceğe çevirerek, kronik sorunları derinleştirmek yerine işbirliği yapabileceğimiz alanlara odaklanıyoruz. Son ziyaretimiz bu bakımdan oldukça faydalı geçmiştir. Yaptığımız görüşmelerde aramızdaki birçok meseleye kökten bir çözüm getiremedik ama bu meselelerin ilişkilerimizi esir almasına da izin vermediğimizi tüm dünyaya gösterdik.

Haberin Devamı

S-400’DE BİZE HAK VERİYOR

S-400 meselesinde görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız vasıtasıyla çözüm yolları aranması konusunda da mutabık kaldık. Sayın Trump’a, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alma noktasına nasıl geldiğini bir kez daha ifade ettim. Zaten kendisi de bu konuda bize hak veriyor. Ülkemizin artık bu savunma sisteminden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını, çözümün bu gerçek ışığında bulunması gerektiğini söyledik. NATO’nun kendi savunma konsepti açısından herhangi bir mani teşkil etmediğini açıkladığı S-400 konusunda kopartılan fırtınanın başka amaçlara matuf olduğunu da Trump’a anlattım. Bu husustaki aşırı ısrarın Türkiye’nin egemenlik haklarına yönelik tecavüz anlamına geleceğinin de altını çizdik.

MÜŞTERİ DEĞİL ORTAĞIZ

Türkiye’nin F-35’in proje ve üretim ortağı olduğunu belirttik. Zira F-35’te Türkiye malum müşteri değil, ortaktır. Şayet F-35 meselesindeki mevcut uzlaşmaz tavır sürerse Türkiye’nin orta vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için başka arayışlara girmek zorunda kalacağını da ayrıca söyledik. Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen sözde Ermeni soykırımı kararının tarihi gerçeklere aykırı ve haksız olduğunu belgeleriyle ortaya koyduk. Nitekim görüşmemizin ardından Ermeni iddialarının Senato gündemine getirilmesiyle ilgili teşebbüsler bildiğiniz gibi bloke edilmiştir. Diğer meselelerde de zaman içinde küçük de olsa ilerlemeler kaydedilmesini umuyoruz. Amerika’da süren azil süreci ve yaklaşık 1 yıl sonra yapılacak seçimlerin Başkan Trump’ı temkinli hareket etmeye yönelttiği de açıktır.

Haberin Devamı

BAĞDADİ AİLESİNDEN İSTİHBARAT

Türkiye’nin Suriye’de DEAŞ’a karşı en etkili mücadeleyi veren ülke olduğunu her fırsatta tekrarlıyoruz. Sadece Fırat Kalkanı harekâtında 3 binin üzerinde DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Diğer operasyonlarımızla bu rakam 4 binin üzerine çıkıyor. Türkiye’deki cezaevlerinde 1200’den fazla, Suriye’de Türkiye’nin kontrolündeki yerlerdeki cezaevlerinde 310’dan fazla, geri gönderme merkezlerinde ise 1000’den fazla DEAŞ’lı bulunuyor. DEAŞ teröristbaşı El Bağdadi’nin eşi, kız kardeşi ve diğer fertlerinden oluşan çok sayıda kişi yakalandı. Bu kişilerden çok değerli istihbari bilgiler elde edildi. Buna karşılık PKK/YPG, Suriye’deki cezaevlerinde ve kamplarda bulunan binlerce DEAŞ’lıyı şantaj malzemesi olarak kullanarak serbest bıraktı. Amerikalı muhataplarımıza bunları da anlattık.

Haberin Devamı

SINIRDAKİ KUŞATMAYI BOZDUK

Mesele, Türkiye’nin sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturarak güneyden kuşatma gayretiydi. Biz ne yaptık? Bu kuşatmayı bozduk. Bunların sıkıntısı burada. Kuşatma bozulunca çılgına döndüler. Çünkü Mehmet’imiz ve Suriye Mili Ordusu el ele, omuz omuza bütün bu oyunları bozdu. Bakıyorsunuz ana muhalefetin başındaki zat, Suriye Milli Ordusu’nu terör örgütü olarak tanımlıyor. Suriye Milli Ordusu orada niye var? Suriye Milli Ordusu orada, bizim ülkemizi taciz eden, bizim ülkemize saldırıda bulunanlara karşı hem kendi topraklarını savunan hem de Mehmetçiğimizle beraber bu mücadeleyi sürdüren oradaki yiğitlerdir, mücahitlerdir ama ne yazık ki bu CHP, teröristlere terörist diyemiyor. Hiç PKK’ya, HDP’ye, PYD’ye, YPG’ye terörist dediğini duydunuz mu? Demez. Niye? Ortaklar ya, beraber yürüyorlar ya...

Haberin Devamı

PKK’NIN SURİYE’DEKİ İŞİ ZORLAŞTI

PKK/YPG’nin yönetici kadrosundaki isimlerin gerisindeki kanlı geçmişi belgeleriyle Trump’a ve senatörlere gösterdik. Ortaya koyduğumuz tablonun, muhataplarımız nezdinde karşılık bulduğunu müşahede ettik ancak Amerika’nın terör örgütüyle Suriye’de girdiği angajmanın bir anda bitmeyeceğinin de ne yazık ki farkındayız. Bununla birlikte terör örgütünün Suriye’deki işinin zorlaştığı bir gerçektir. Amerika’da faaliyetlerini yürüten FETÖ elebaşı ve mensuplarıyla ilgili taleplerimizi tekrarladık. Bu konudaki kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Ülkemize ve milletimize ihanetin hesabını sormak için son nefeslerine kadar bu hainlerin peşinde olacağız.”

Haberin Devamı

NE MAZLUM KOBANİ’Sİ ADI FERHAT ABDİ

ABD’deki bir kesimin Suriye’de bölücü terör örgütünü destekleme ve güçlendirme yönünde çaba gösterdiği anlaşıldı. Türkiye’nin başarıyla sürdürdüğü Barış Pınarı harekâtı, bu projeyi önemli ölçüde akamete uğrattı. Ülkemize yönelik öfkenin gerisindeki sebeplerden biri de bu büyük oyunu bozmuş olmamızdır. Barış Pınarı harekâtında kontrol altına aldığımız yerleşim yeri sayısı 600’ü aşarken etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı 1200’e yaklaştı. Sivillere yönelik saldırıların tamamının müsebbibi PKK/YPG terör örgütüdür. Bölücü terör örgütünü DEAŞ’a karşı savaşan bir yapı gibi göstermek için çırpınanlar, bugün aynı örgütün sivil katliamlarını örtmeye çalışıyor. İşte bakıyorsunuz, ne diyorlar? Mazlum Kobani... Ne Mazlum Kobani’si? Böyle birisi yok, bu biliyorsunuz Ferhat Abdi. Bu adam bizim ülkemizde yüzlerce insanın öldürülmesinin başını çekmiş olan bir katildir, bir terör örgütünün başıdır. Bunu biz defaatle Amerika tarafında da anlattık, Rusya tarafına da anlattık. Bütün bunlara rağmen en sonunda Amerika’da Sayın Trump’a, Senatörlere video kaydından da bunları kendilerine anlattım. Görüntülü olarak kendilerine bunları orada da kendilerine gösterdim. Tabii bu onları ciddi mana da etkiledi. Bunu anlatmaya devam edeceğiz.

"MÜLKİYET DEĞİL İŞLETME HAKKI"

CUMHURBAŞKANI Erdoğan grup toplantısında ekonomik gelişmelerle ilgili de şunları söyledi: “Dışarıdan gelen her saldırıya, yöneltilen her türlü iftiraya karşı biz ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu, menfaatlerini sonuna kadar savunuruz. Bu konuda en küçük bir sıkıntımız yok. Üzüntü verici olan, içimizdeki bazı kesimlerin de Türkiye düşmanlarıyla aynı kafayı taşıyor olmalarıdır. ‘Tayyip Erdoğan gitsin, AK Parti yıkılsın da Türkiye’ye ne olursa olsun...’ Bu anlayışın ürünü söylemler adeta birilerinin var oluş gayesi haline dönüşmüştür.

TANE TANE İZAH EDECEKLER (CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Tank Palet Fabrikası açıklamaları): Fabrikanın mülkiyetinin devlette olduğu, sadece işletme hakkının belli bir süreyle Katar ve Türk işbirliğinden oluşan BMC’ye devredildiği; yapılacak yatırımlarla fabrikanın daha etkin ve verimli şekilde çalışacağı tekrar tekrar anlatıldı. Bu süreçte 50 milyon dolarlık yeni bir yatırımla da buranın çok daha işlevsel hale gelebileceği, bu anlaşmanın kayıtları içerisinde de ayrıca vardır. Tabii CHP Genel Başkanı, Tank Palet Fabrikası’nın Katar ordusuna satıldığına kadar vardırdığı yalanlarını tekrarlamakta ısrar ediyor. Bilinen tek icrai faaliyeti SSK’yı batırmak olan birinin böyle bir işlemi anlamasını beklemenin zor olduğunun farkındayız. Onun için dün Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda arkadaşlarıma şu talimatı verdim: Bu konuyu Sayın Genel Başkan’a, ilkokul bile değil tıpkı anaokul öğrencisine anlatır gibi tane tane yeniden izah edecekler. Ta ki anlayana kadar, bu izahı sürdüreceğiz. Hatta görüntülü olarak, görüntüsüz anlamayabilir.

1000 LİRANIN ALTINDA EMEKLİ MAAŞI YOK: Bir başka yalanı da, Türkiye’de hâlâ 1000 liranın altında emekli maaşı alan 847 bin kişinin bulunduğu. Buradan, tıpkı bir ana sınıfı öğrencisine anlatır gibi tekrarlıyorum, Türkiye’de 1000 liranın altında emekli maaşı alan yoktur Bay Kemal. Kılıçdaroğlu, kendi SSK Genel Müdürlüğü döneminde takılıp kalmış olabilir. Kendi döneminde bırakınız 1000 lirayı, 60 lira emekli maaşı alanlar bulunuyordu. Bay Kemal, sen hâlâ oradasın. Gel, gel buralara bir gel. Güya şark kurnazlığı yaparak hak sahipleri arasında paylaştırılan ölüm aylıklarını, her biri ayrı emekli maaşıymış gibi anlatıyor. Halbuki ortada, tek bir emekli maaşının birden fazla hak sahibi arasında paylaştırılması vardır. Maalesef bunların her işi böyle. Hakikatleri anlatmak yerine eğerek, bükerek, çarpıtarak, hatta çoğu defa yalan ve iftiradan da kaçınmayarak, gözünün içine baka baka milleti kandırmaya çalışıyorlar.

İŞGÜCÜNE KATILIMIN ARTMASI: İşsizlik oranı hâlâ yüzde 14 gibi yüksek bir seviyede. Bu yüksek işsizlik oranının, geçtiğimiz yıl yaşadığımız ekonomik saldırının yol açtığı sıkıntıların ötesinde sebepleri vardır. Eskiden ülkemizde çalışma çağına gelen nüfusun bir kısmı iş aramadığı veya aile işinde çalıştığı için istihdam istatistiklerine girmiyordu. Şimdi eğitim düzeyinin yükselmiş olmasının da etkisiyle çalışma çağına gelen hemen her kadın ve erkek vatandaşımız iş arıyor. Mesela 2002 yılına göre 2018’e kadar olan dönemde işgücüne katılma oranında 3.6 puanlık bir artış yaşandı. Bu oran kadınlarda 6.3 puanı buluyor. Toplam istihdam oranında artış 3 puanı bulmasına rağmen işgücüne katılımdaki bu yükseliş sebebiyle işsizlik rakamlarımız nispeten yüksek çıkıyor. Bunun sebebi bizim istihdam oluşturamamış olmamız değildir. Mesele işgücüne katılım oranının eskisine göre fevkalade yükselmiş olmasıdır.” m ANKARA

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!