Çünkü hayallerimin peşinden gitmeyi öğrenmiştim.

İzleyeceğim yolu seçerken kuzeye doğru giden yolda karar kıldım.

Haberin Devamı

Bu yolculuk, Çocukluk Ormanı’ndan başlayıp Başarı Şehri’nde bitiyordu.

Sırt çantam ağzına kadar bilgiyle doluydu. Ancak aralarında korkularım ve sırtlamam gereken bazı yüklerim vardı.

Şehrin parlak ışıklarla aydınlanmış kapısı, çok uzakta olsa da gözüküyordu. Tüm yolculuk, en az kapı kadar aydınlık ve güzel olmalıydı.

Geçmesi neredeyse imkansız bir nehre ulaştığımda tüm hayallerim yıkılmıştı. Yolculuk buraya kadarmış diye düşündüm.

Sonra birden büyük bir kaya gördüm ve bir ağaç keserek halatların da yardımıyla kendime bir köprü yaptım.

Bu sırada yağmur yağmaya başladı. Hava da buz gibi olmuştu. Ne yapacağımı şaşırmış bir halde etrafıma bakınıyordum.

Hemen ağaç dallarını ve yapraklarını kullanarak kendime büyük bir şemsiye yaptım ve yağmurların beni iyice ıslatmasını engelledim.

Haberin Devamı

Bu yolculuk, daha şimdiden planlarımdan daha uzun sürmüştü. Çantamdaki yiyecekler ve bana yardımcı olacak aletler git gide azalıyordu.

Çok geçmeden tüm yiyeceklerim bitti. Hayal ettiğim şehre ulaşamadan açlıktan ölmemek için balık tutmayı öğrendim.

Çantamdaki yükler, ben yürüdükçe sanki daha da ağırlaşıyor gibiydi. Bu yüzden onları bırakıp yoluma devam ettim. Artık kuş gibi hafiftim. Beni yavaşlatan tek bir engel kalmıştı: korku.

Korkularımla da başa çıkmayı öğrendim ve büyük bir kararlılıkla yoluma devam ettim. Çocukluk Ormanı’nı geçtiğimde Başarı Şehri tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu.

Yıllarca uğraştım ve nihayet amacıma ulaştım. Herkes, hatta tüm dünya beni kıskanacak diye düşündüm.

Fakat sevincim kısa sürdü. Şehre vardığımda, kapının kilitli olduğunu gördüm. Kapıda bekleyen adamlardan biri, kaşlarını çatarak bana baktı ve sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

“Seni içeri alamam. İçerisi yeterince kalabalık ve adın da elimdeki listede yer almıyor. O kadar yolu boşuna gelmişsin.”

Sinirden ve üzüntüden ağladım, bağırdım, kapıyı yumrukladım ama nafileydi. Tüm hayatım, tüm hayallerim boşa gitmiş gibi hissediyordum.

Tüm hayatımı bu yolda harcamıştım. Ve o an ilk kez geriye dönüp geldiğim yöne, güneye doğru baktım.

Haberin Devamı

Yol boyunca başımdan geçen zorluklara; yaptığım, başardığım ve öğrendiğim şeyleri düşündüm.

Şehre giremiyordum ancak bu, başarısız olduğum anlamına gelmiyordu.

Kendi kendime köprüler yapmayı, yağmurda kuru kalmayı, balık tutmayı ve daha bir sürü şey öğrenmiştim.

Arada bir umutsuzluğa düşsem de pes etmemeyi ve hayallerimin peşinden gitmeyi öğrenmiştim.

Geriye dönüp baktığımda, yaşamın sadece nefes almak olmadığını; tecrübeler edinerek hayatta kalmak olduğunu fark ettim.

Başarım, vardığım yer değildi. Başarım, tüm yolculuğumdu.

Kahve Kokulu Hikayeler kitabından alıntıdır.

Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.motivasyonatolyesi.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.instagram.com/aycakn
www.twitter.com/aycakn

Yazarın Tüm Yazıları