Bu, çevreye bağımlı olduğunuz anlamına gelir.

Önyargı, bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bir bilgi edinmeden, önceden, peşin bir karara varmış olma durumudur.

Haberin Devamı

Toplumun küçüklükten itibaren kulağımıza fısıldadığı her kelime ve sunduğu her resim, önyargımızın temel taşlarıdır. Anne, babalar, öğretmenler, arkadaşlar, medya önyargılı insanlar olmamızda önemli rol oynar. Önyargılı insanlar, kendi düşünceleri doğrultusunda hareket ederler ve insanlar arasında ayrım yaparak davranırlar. Basmakalıp yargılar oluştururlar, düşmanlık duygusuna zemin hazırlar ve yaratır, sosyal uzaklık yaratır. Aşağılık duygusu oluşturur. Bu kişiler genellikle otoriter bir çevrede baskı altında yaşamışlardır. Algılanan benzerlik miktarıda önyargıların oluşmasında etkilidir. Önyargıya sahip insanlar kendilerine benzeyenleri çekici bulur benzemeyenlere mesafeli davranır. Üstün olma duygusu, engellenmenin ve baskılanmanın yarattığı saldırganlık, önyargıların devamını sağlayan bilgilerin aktarılması ve sonucunda olayların, kişilerin çarpıtılarak algılanması önyargıyı güçlendirir.

Kendine saygı duymayan insanlarda savunucu davranış ve önyargı daha çok olur. Önyargılı insanların beklentilerine uyarak önyargıyı güçlendirirsiniz.

theemotionmachine.com’da yer alan bir makalede önyargılarımızı dengede tutmamız ve bunu nasıl yapacağımız söyleniyor.

ÖNYARGILARINIZDAN KURTULMAYA DEĞİL, DENGEDE TUTMAYA ÇALIŞIN.

Günümüzde neredeyse her insanın ön yargıları bulunmaktadır; çünkü herkesin inançları ve dünya görüşü, kendi çevresine ve eşsiz deneyimlerine bağlı olarak şekillenir.

O yüzden hiçkimsenin kendine özgü mükemmel gerçeklik görüşü yoktur. Onun yerine her insanın gerçekliğe açılan pencereleri vardır ve herkesin pencereden gördüğü birbirinden farklıdır. Aslında herkes sizin bilmediğiniz bir şeyler biliyordur ve tabi, siz de onların bilmediği bir şeyleri. Bu aklınızdan çıkarmamanız gereken güçlü bir içgörüdür.

Ön yargılarınızı kabul ettiğinizde yeni şeyler öğrenme ve perspektivinize genişletme adına daha iyi bir pozisyona geçmiş olursunuz.

Herkesin size öğreteceği bir şeyler olduğunu fark etmiş olursunuz ve bu sayede tüm bakış açılarını dinlemeye ve bir konu hakkında gerçeklik payını öğrenmeye gönüllü olursunuz. Elbette bu, tüm gerçekliğin, subjektif ya da görüş meselesi olmasını gerektirmez. Temelde bu durum bilginizin kısıtlı olduğunu kabul ettiğinizi gösterir. Zeki insanlar; belli perspektiflerdeki ön yargılardan geldiğini bilen ve tüm cevaplara sahip olmadıklarının farkına varan kişilerdir.

Sağlıklı bir zihinde, her inanç esnektir ve değişime tabidir, yeter ki siz yeni bilgiyi eskisinin yerine koymaya açık olun.

Haberin Devamı


ÖNYARGILARINIZI NASIL DENGELERSİNİZ?


Ön yargılarınızı kabul edin

Haberin Devamı

İlk olarak, herkes gibi sizin de ön yargılarınız olduğunu kabul etmelisiniz. Bu ille de kötü bir şey olmak zorunda değildir, sadece dünya görüşünüzün belli deneyimlere ve çevreye bağımlı olduğu anlamına gelir.


Kendinizi anlatın.

Ön yargılarınızla ilgili sorunun köküne inmenin bir yolu da inanışlarınızı açıklama ve onlara neden inandığınızı anlatma pratikleri yapmaktan geçer. İnanışlarınızı, değişmez kurallarınızı açıklamak, sağlıklı bir mücadelenin içerisinde olmak demektir.


Yeni haber kaynakları kullanın.

Ön yargılarımızı güçlendirmek için sıklıkla ön yargılarımızı doğrular nitelikteki haberler okur, bilgiler alırız. Bunu etkisiz hale getirmek için, özellikle sizin görüşünüze aykırı olan yeni haber kaynakları kullanın.


Sağlıklı tartışmalar içerisine girin.

Haberin Devamı

Zeki insanlarla girilen sağlıklı tartışmalar inanışlarınızı ölçmek adına mükemmel bir yoldur.

Bu nedenle inanışlarınızı ölçmek için yapmanız gereken en iyi şeylerden biri de zeki insanlarla girilen seviyeli tartışmalardır. Böyle tartışmaları ve insanları bulmak kolay olmasa da, içinde bulunmak paha biçilemez bir deneyimdir.

Hatalı olduğunuzda itiraf edin.

Bazı insanlar için en zor şey hatalı olduklarında itiraf etmektir. Hepimiz hata yaparız; ancak sadece çok azımız bunu kabul eder. Çünkü bu noktada egomuzu koruma endişesi taşırız. Egonuzu korumak yerine hatalı olduğunuzda bunu itiraf edin.

‘Bilmiyorum” diyin.

Her konuda bir fikrinizin olmasına gerek yok. Eğer bir konuda fikriniz yoksa ‘Bilmiyorum’ diyebilirsiniz.

Haberin Devamı

Unutmayın ki, ön yargılardan tam olarak kurtulmak mümkün değildir, çünkü onlar insanoğlunun bir parçası gibidir. Fakat bu değerli öneriler, ön yargılarınızı dengede tutmanıza ve kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır.

Bu noktada en önemli şey de, yeni perspektiflere her zaman açık olmanız ve öğrendiğiniz yeni bilgiyi eski inançların yerine geçirmeye gönüllü olmanızdır.

******

Bu yazıyı okuduktan sonra kısa bir süre durup “acaba ben önyargılı mıyım?” diye soran ve “ben önyargılı değilim ki”diyenler mutlaka olacaktır. İşte bu en büyük ve en tehlikeli önyargıdır.

Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.motivasyonatolyesi.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.twitter.com/aycakn
www.instagram.com/aycakn

Yazarın Tüm Yazıları