Berna Bora’dan İKSV de şikáyetçi

İÇ mimar Berna Bora’nın Türkbükü’ndeki görüntüyü nasıl bozduğunu yazınca dertli bir isim aradı: Şakir Eczacıbaşı.

‘Ah Fatih Bey ah, biz de bu hanımefendiden çok çekiyoruz’ dedi.

Ve anlattı.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın elinde pek çok gayrimenkul var. Vakıf bu gayrimenkullerin geliriyle İstanbul’un dünya kültür kentlerinden birisi olması için yıllardır çabalıyor.

Bu gayrimenkullerden biri İstanbul Rumelihisarı’ndaki bir daire.

Dairenin kiracısı ise Berna Bora.

Bora’
nın kira sözleşmesi bitince, İKSV daireyi satma kararı alıyor. Uzun uğraşlar sonunda Vakıflar Genel Müdürlüğü engeli aşılarak satış için izin alınıyor ve daire satışa çıkarılıyor.

Ancak bu kez Berna Bora engeline takılınıyor.

Berna Bora daireyi görmeye gelen müşterileri içeri sokmuyor, daireyi göstermiyor ve satışı engelliyor.

Bunun üzerine İKSV mahkeme kararı alıyor. Ancak Berna Bora takmıyor.

Şakir Bey dertli, ‘Onay çıktı. Bu satışı yapmak zorundayız. Yapmazsak kanun karşısında zor duruma düşeceğiz ama Berna Hanım takmıyor. Üstelik bu satışa ihtiyacımız da var’ diyor.

‘Peki Şakir Bey ben yapabilirim’ diye soruyorum.

‘Yazın lütfen, belki utanır da, daireyi satmamıza engel olmaktan vazgeçer’ diyor.

Gülüyorum. İlk kez birisi benden Asliye Mahkemesi görevi yapmamı bekliyor.

Ama Şakir Eczacıbaşı’nı da kıramıyorum. Onun bunca yıldır Türkiye için yaptıklarından sonra.

Rıdvan milli takıma niye yakışmadı

TÜRK
futbolunun ‘şeytanı’ Rıdvan Dilmen, geçtiğimiz hafta bir yazı yazarak, milli takımda göreve çağrıldığını ancak son anda ne olup bittiyse devre dışı bırakıldığını aktardı.

Ve dedi ki: ‘Ne olup bittiğini bilmiyorum. Kimse bana bir açıklama yapmadı.’

Rıdvan’
a ve futbol kamuoyuna ne olup bittiğini ben açıklayayım.

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim göreve getirildiği zaman, çalışmak istediği kadroyu oluşturdu. Bunu kafasındaki isimlerle, yakın çevresiyle ve bazı spor yazarları ile paylaştı.

Terim’in kafasındaki kadroda ‘çok güvendiği’ ve ‘çok önemsediği’ iki isim vardı.

Bunlardan biri Fenerbahçeli Rıdvan Dilmen, diğeri ise yine Fenerbahçeli Aykut Kocaman’dı.

Açıkçası her ikisi de ‘doğru’ isimlerdi. Aykut hem iyi insan hem iyi teknik adamdı. Rıdvan ise futbol camiasının sevdiği, Türkiye’nin en iyi futbol analizcisi idi.

Terim, Aykut’u Genç Milli Takım’ın başına geçirecekti. Rıdvan ise kendi yardımcısı olacaktı.

Önce Aykut işi yattı. Aykut, Konyaspor ile anlaşmıştı. Federasyon Başkanı’nın kulüpler üzerinde etkisi ‘sıfır’ olduğu için, Aykut alınamadı.

Rıdvan’da ise sorun son gece çıktı.

Federasyonun gerçek başkanı Hasan Doğan, Fatih Terim’in çalışmak istediği isimlerden bir tek Rıdvan’a karşı çıktı. Terim’le buluşan Doğan, ‘Rıdvan’a itirazımız var. Olmaz’ dedi. Terim gerekçesini sordu. Hasan Doğan, ‘Yakışmaz’ dedi. Terim ‘yakışmama gerekçesini’ öğrenmek istedi.

Hasan Doğan açıkladı: ‘Rıdvan’ın adı etrafında yıllardır çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Yok kumarbazlığı, yok özel hayatı, yok at yarışı merakı. Bunlar milli takıma gelecek bir adamda olması gereken özellikler değil. Bizi rahatsız eder’ dedi.

Terim bunların özel hayat olduğunu, dedikodu olduğunu söylemeye çalıştı ama Hasan Doğan ‘Nuh’ dedi, ‘peygamber’ demedi.

Hasan Doğan ile Terim bu konuyu tartışırken, Terim’in halkla ilişkilerini yürüten Ali Saydam’ın Bersay Ajansı da basın toplantısında yapılacak sunumu hazırlıyordu. Toplantıda bütün kadro tek tek dev ekrana yansıtılacak ve özellikleri anlatılacaktı.

Program hazırlanmıştı. Hasan Doğan’la toplantıdan çıkan Terim, hemen Bersaycılara Rıdvan’ın adının sunumdan çıkarılması talimatını verdi.

Son saniye operasyonuyla Rıdvan’ın adı barkovizyon tanıtımından çıkarıldı. Rıdvan’ın ‘Ne oldu anlamadım’ dediği gelişme bundan ibaret.

Umarım şimdi ‘anlamıştır’.

El Kaide terörist, PKK milis

‘TARAFSIZLIĞI ’ ile ünlü İngiliz yayın kuruluşu BBC Londra’daki bombalama olaylarının ardından eylemi ve eylemcileri tanımlarken sürekli olarak ‘terör’ ve ‘teröristler’ ifadesini kullandı.

Haklıydı da. Fakat tam aynı günlerde PKK’lı teröristler Türkiye’de bazı eylemler yaptılar. Bu eylemler sırasında pek çok şehit verdik. BBC bu haberi de kullandı. Ancak konu Türkiye olunca PKK için ‘teröristler’ ifadesi kullanılmadı. ‘Tarafsız’ BBC için İngiltere’de bomba patlatanlar ‘teröristti’, ama Türkiye’de bomba patlatan PKK’lılar terörist değil, ‘ayrılıkçı Kürt milislerdi’.

Madem öyle ben de bundan böyle El Kaide için ‘terörist’ ifadesini kullanmayacağım.

PKK’lılar ayrılıkçı Kürt milis ise, El Kaideciler de ‘anti-emperyalist Müslüman milis’.

Acaba bu tanımlama Batılı dostlarımızın hoşlarına gider mi?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İdarecilikle yöneticiliğin aynı anlama gelmediğini anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları