AB'yle karar anına doğru

Bundan daha birkaç ay önce "birbirleri hakkında daha az birbirleriyle daha çok konuşma" kararı alan Türkiye ile Avrupa Birliği son dönemde atışmaktan başka bir şey yapmıyor. Gerek Ankara'dan gerekse Brüksel'den gelen sinyaller hayra alamet değil. İlişkilerin geleceğine yönelik karar anına her geçen gün biraz daha yaklaşılıyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl tarih değiştirmekte herhangi bir sakınca görmeyerek birden fazla erteleme yapan Avrupa Birliği Komisyonu’nun, Amerikan seçimlerinin sonuçlarıyla aynı güne getirmeyi “başardığı” İlerleme Raporu ve verilen tepkiler tarafların ortak paydalarda buluşmasının ne kadar zorlaştığını bir kez daha gösterdi.

AB, dün Türkiye hakkındaki 19’uncu raporunu yayımladı. 19’uncu rapor açıklandı açıklanmasına ama çekilen fotoğrafa bakıldığında 11 yıldır üyelik müzakeresi yürüten bir ülkeden bahsedildiği sonucuna varmak oldukça zor.

Son derece eleştirel ve şu ana kadar yayımlanmış en sert rapor. Bu raporun sert olması zaten bekleniyordu. Son dönemde yaşanan gelişmeler raporun daha da sertleşmesi sonucunu doğurdu. Rapor, kötüden en kötüye evrildi.

Haberin Devamı

Kötüden en kötüye savrulan sadece belge değil. Gerek Türkiye’nin gerekse AB’nin çıkışları ciddi bir krizin habercisi niteliğinde. Ankara’nın rest üstüne rest çekmesine genelde fazla tepki vermeyen AB, resti görmeye başladığının sinyallerini veriyor.

Bazı AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu’ndaki çok sayıda parlamenter, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınmasından yana seslerini yükseltmeye başladı. İşin kötüsü artık Komisyon da Türkiye’nin arkasında durmakta zorlanıyor.

Önceki gün AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, dün de AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Türkiye’nin AB üyesi olmaya yönelik resmi arzusunu sorguya açar şekilde aynı mesajı tekrarladı: “Ankara’nın artık bize gerçekten ne istediğini söyleme zamanı geldi.”

Normalde retorik olarak değerlendirilebilecek bu mesajın dikkate alınmasını gerekli kılan boyut, Türkiye’nin müzakere sürecinin 2005’ten bu yana ilk kez kurumsal olarak tartışılmaya başlanması.

Haberin Devamı

AB bu konudaki ilk değerlendirmesini pazartesi günü dışişleri bakanları düzeyinde yapacak. Aralıktaki dışişleri bakanları toplantısı ve AB Zirvesi ise belirleyici olacak.

Tarafların tansiyonu düşürmemesi ve sağırlar diyaloğundan vazgeçmemesi halinde iki taraf açısından da son derece olumsuz sonuçlar doğurması kaçınılmaz olan dönüşü olmayan bir yola girilme riski hiç olmadığı kadar yüksek.

Yazarın Tüm Yazıları