Amerikan seçimleri ve dış politika

ABD’de kim başkan olursa olsun dış politikada hiçbir şey değişmeyecek demek doğru mu?


Evet yeni başkan kucağında, ekonomik kriz gibi büyük bir sorun ile oturacak koltuğuna ama dış politika öncelikli yerini koruyacak.

İki adayın seçim kampanyaları dikkatle incelenince temel konularda birbirine zıt görüşler ortaya çıkmıyor.

Zaten devlet politikaları, liderlere göre değişmiyor genelde. Liderler farklılıklar yaratıyorlar.

ABD’nin terörizme karşı mücadelesi dış politikanın bel kemiğini oluşturmaya devam edecek.

Önümüzdeki dönemde Amerikan dış politikasının önceliklerinin ipuçlarını yansıtan

Changing Course: A new direction for US relations With The Muslim World başlıklı ve Müslüman Dünyası ile ilişkilerde yapılması gereken değişiklikleri vurgulayan raporda da teröre karşı mücadeleye öcelik veriliyor.

Aralarında Madeleine Albright, Richard Armitage gibi 34 Amerikalı lider ile Müslüman Amerikalı toplumunun önde gelen 11 isminin imzasını taşıyan bu raporda en önemli nokta, terörle mücadelede yöntem değişikliği. Askeri güce dayalı dış politikanın Amerika’nın güvenlik çıkarlarını tehlikeye atan sonuçlar verdiğini belirten raporda askeri çözümün yerine diyalogla çözüm öne çıkıyor.

Yeni Amerikan yönetimini, çatışmaların çözümü için diplomasiyi öne çıkartmaya çağırırken, "karşıtlar" ile de diyaloga girilebileceğini söylüyor rapor.

İlk sırada ise İran var. Irak ve Filistin-İsrail sorununun çözümü için de İran ile diyalog önemli.

AFGANİSTAN’DA TÜRKİYE NE YAPABİLİR?

Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai’nin, "Kabil’in 100 kilometre dışına çıkamıyoruz" açıklamasıyla da kesinleşen bir şey var. Afganistan tam bir bataklık. Oradan kurtulmak için Amerika, Pakistan’ı istikrarsızlaştıracak adımlar atmak zorunda kalıyor.

McCain Pakistan hükümetiyle işbirliği içinde bu konuyu ele alacağını ileri sürüyor, Obama ise "El Kaide için Pakistan’a girerim" diyor. Bush Yönetimi, son zamanlarda Taliban içinde uzlaşabilecek unsurlarla masaya oturmayı tartışıyor.

Hatta, Dışişleri Bakanı Babacan’ın Afganistan ziyaretinde, bu konunun da yani Taliban ile müzakere meselesinin de "test" edildiği iddiaları kulislerde dolaştı.

Henüz bu konuda bir politika belirlenmiş değil, karar yeni başkana kalacak.

IRAK’TA İSTİKRAR

Irak ile ilgili olarak Obama 16 ay içinde askerleri geri çekeceğini söylüyor, Mc Cain ise "Ne kadar gerekiyorsa o kadar kalma" sözü veriyor. Önümüzdeki dönemde Amerika’nın Afganistan batağından kurtulmaya çalışırken, Irak’tan arkasına bakmadan çekilip gitmesi tabii ki beklenmiyor. Irak’ta karmaşanın sona ermesi, bir devletin güvenliğini garanti edecek bir istikrar ortamının yaratılması Amerikan dış politikasının öncelikli konusu olacak.

Burada Türkiye çok önemli. Türkiye’nin Kürdistan bölgesel Yönetimi ile ilişkilerinin gelişmesi daha da ağırlık kazanacak.

Rapora dönersek, yeni Amerikan liderliğine bu konuda ilginç tavsiyelerle karşılaşıyoruz.

Türkiye’nin "Irak’ın istikrarı ve toprak bütünlüğü için bölgesel işbirliğine katkıda bulunması, AKP’nin Türkiye Kürtleriyle ilgili ilerici politikalarının teşviki, bu konuda ABD için en iyi eylem yolu olarak gözüküyor" deniyor.

PKK’nın her an Kuzey Irak için istikrarsızlaştırıcı bir rol oynayabileceği bunun da Irak’ın istikrarsızlığının derinleşmesine yol açacağı üzerinde duruluyor.

Obama ya da McCain, kim gelirse gelsin, Irak’ta istikrar için Türkiye’de Kürt meselesinin hale yola girmesi gerektiği görüşü ağırlık kazanacak. Ayrıca AKP hükümetine verilecek Amerikan kredisinin de bu konuya bağlı olacağı anlaşılıyor.

MÜDAHALE OLMAMALI

Raporda, AKP’ye açık destek var. Orta vadede AKP’nin "laik muhafazakarlar, askerler, adalet mekanizması, siyasi partiler ve Avrupa Birliği içinde Türkiye’ye karşıt kesimlerin" yarattığı sorunlarla uğraşmak zorunda kalacağı vurgulanıyor. "Türk ordusu üzerinde ABD önemli etkiye sahiptir. AKP ile laikler arasındaki meşru siyasi mücadelenin dışında durması için Amerika, orduyu cesaretlendirmelidir" deniyor.

Amerikan yeni dönem politikalarının, bu raporda ortaya çıkan yaklaşımlardan çok farklı olmayacağını düşünüyorum.

AB’nin yeni başkanı kim olursa olsun, Türkiye’den bölgesel istikrara katkıda bulunmasını isteyecek.
Yazarın Tüm Yazıları