Amerikalı doktorlara göre Ege sağlığın merkezi olabilir

Kimler mi vardı?
En başta hepimizin gurur duyduğu Prof. Dr. Murat Tuzcu... Prof. Dr. Conrad Simpfendorfer, Prof. Dr. Steven Nissen, Prof. Dr. Walid Saliben ve Prof. Dr. Oktay Ergene...
Amerikalı doktorlar aynı zamanda Beyaz Saray’ın da doktorlarından...
Yani, ABD yönetiminin kalple ilgili sağlığı Cleveland’lı doktorlara emanet etmiş.
Kendileriyle önce biraz Türkiye’den, Ege’den; sonra da tıptaki gelişmelerden konuştuk.
Beni sevindiren konu ise, dünya çapındaki bu doktorların Türkiye’yi çok yakından izlemeleriydi.
Cleveland Clinic’teki doktorların çoğu her yıl bazıları iki yılda bir Türkiye’nin değişik yerlerine geldiklerini öğrendim.
Bunda Murat Tuzcu’nun büyük katkısı var.
Tuzcu, Cleveland Clinic’in bir sosyal sorumluluk projesi olarak yürüttüğü çalışmaları ağırlıklı olarak Türkiye’ye kaydırmış.
Nitekim...
Ekip önce İstanbul’a geldi, ardından İzmir’e, sonra da Diyarbakır’a gitti.
Her seferinde Anadolu’nun farklı yerlerini gören, halkla tanışan ve o bölgedeki doktorlarla temas halinde olan bu ünlü uzmanlar, Türkiye’yle ilgili epeyce bilgi sahibi de olmuşlar.
Amerikalı doktorlar; İstanbul ve İzmir’in sağlık sektöründe Avrupa’nın en önemli merkezlerinden biri olabileceklerini söylediler.
Bunu da Türk tıbbındaki olumlu gelişmeler kadar hizmet sektöründe de Türklerin başarılı olmalarını gösterdiler.
Gelişmiş teknoloji kadar tedavi sonrasındaki bakım konusunda da Türkiye’nin farklılık yaratabileceklerini söylediler.
O yüzden İzmir’i çok şanslı gördüklerini İzmirlilerin sağlık sektörüne yatırım yapıp bu alanı öne çıkarmalarını söylediler.
Ben de kendilerine yüzde yüz katılıyorum.

Prof. Tuzcu Türk doktorların da önünü açtı

Prof. Dr. Murat Tuzcu’yu Amerika’da da herkes artık biliyor. Tuzcu, İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Cleveland Clinic’te Kardiyoloji Yüksek İhtisası’nı yaptı. Sonra, Boston’daki Massachusetts General Hospital’da özel ihtisası bitirdi. Ardından Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1992 yılından bu yana Cleveland Clinic’te çalışıyor ve aynı zamanda öğretim üyeliği yapıyor. Şu anda dünyanın en önemli referans kalp merkezlerinden biri olan Cleveland Clinic Kardiyoloji Bölümü Başkan Yardımcısı görevini sürdürüyor.
Prof. Dr. Murat Tuzcu bir elçi gibi çalışıyor.
Şu ana kadar 150’ye yakın Türk kardiyoloğun Cleveland’da ileri çalışmalar yapmasını sağlamış. Prof. Tuzcu kalbi açmadan, ameliyatsız, anjiyo yöntemiyle kalp kapakçığının değiştirilmesi de dahil uluslararası düzeyde çığır açan yeni kardiyolojik tedavi yöntemleriyle ilgili araştırmaların da başını çekiyor.
Amerika’da kalp-damar hastalıkları üzerine yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettirince Tuzcu, dünyanın en büyük Uluslararası Kardiyoloji Kongresi olan American College of Cardiology Bilimsel Kurul Başkanlığı’na da getirildi.
Özetle...
Pazartesi akşamı Türkiye’nin bu çok ünlü kalp doktoruyla saatlerce sohbet yapmanın büyük bir keyfini yaşadım.

Tuzcu Cleveland değil de İzmir’de yaşasaydı

Prof. Dr. Murat Tuzcu’ya “Bir gününüz nasıl geçiyor?” diye sordum.
Öyle ya...
Kalbi en iyi tanıyan, yaptığı ilklerle çığır açan Tuzcu’yla benim aramda ne farklar olabilirdi?
Kaçta yatar, kaçta kalkardı? Ne yer, ne içerdi?
İşte cevabı...
“Sabah 5’te kalkarım. Bodrum katımdaki spor odama iner, yarım saat yürüme bandında yürürüm. Duş yaptıktan sonra bol tahıllı ve kuru meyvelerden oluşan bir karışımı süt ya da yoğurtla yerim. Saat 6 ya da 6.15’te hastanede olurum. Hastalarımızın kanı 4-5 arası alınmıştır. Sonuçlara bakarız. Ardından minik bir toplantıyla günün planlamasını yaparız. Anjiyolar ya da kalp ameliyatları varsa 8’den sonra başlarız. İşler azaldığında evden getirdiğim büyük bir salatayı yerim. Sonra yeniden devam.. Saat 3’te bir yeşil elma yerim. 4’te bir fincan kahve... Yaşadığımız yerde hayat erken başlar, erken biter. Akşam yemeğini akşam 7’de bitiririz. 10.30 yatağa giremezsem bu tempoyu kaldırmak mümkün değildir. Çünkü, bazen ameliyatlar saatlerce sürer ve siz ilk dakikasından sonuna kadar diri kalmak zorundasınızdır...”
5’te kalk, 10’da yat...
“Peki Cleveland değil de, İzmir’de yaşasaydınız” deyince...
“Emin olun ki... Sizin gibi yapardım. Kordon’un keyfini çıkarır, biraz daha geç yatağa girerdim” dedi.
Prof. Dr. Murat Tuzcu, Akdeniz tipi beslenmenin giderek daha fazla tavsiye edilir hale geldiğini söylüyor.
Ve...
“İzmir’i anlatırken yeme içme kültürünü de öne çıkarın. Zeytinyağlı yemeklerinizi, balığınızı ve yaşam biçiminizi anlatın. İnanın Ege’de yaşadığınız için kendinizi şanslı hissetmelisiniz” diye konuştu.