Amerika'dan gelecek paranın işlevi

SÖYLENDİĞİ kadarıyla, olası Irak harekatının Türkiye ekonomisi üzerindeki maliyetini karşılamak üzere, ABD İdaresi Türkiye'ye 6 milyar dolar kadar nakit para verecek.

Alacağımız paranın 1 milyar dolarını teminat olarak geri verirsek, ABD Türkiye'ye 10 milyar dolar tutarında piyasa fiyatının altında bir faizle kredi kullandıracak.

Ekonomik istikrar açısından borçlanma yeni bir kaynak değildir. Yeni borçlanma imkanı, borç idaresi açısından, Türkiye'nin ek tasarruf yapması gereğini ortadan kaldıran bir unsurdur. Borçlanma dinamiğindeki olumsuzlukları yok etmez, ama erteler.

Yeni kaynak, kredi almak isteyeceğimiz varsayımıyla, 5 milyar dolardır. ABD'den gelecek para bütçenin cari gelirlerinin ‘‘alınan hibeler’’ başlığı altında bir parçası olacaktır. Dolayısıyla, faiz dışı fazla hesabı yapılırken gelirler içinde 5 milyar dolar da görülecektir.

Kısacası, gelecek para bütçe hazırlanırken hedeflenen faiz dışı fazla için eksik kaldığı söylenen 7.5 katrilyon liraya eşit bir meblağdır.

Tesadüfe bakın! Hedeflenen faiz dışı fazla, geçen yıl gibi saçmalamazsak, ABD'den gelecek para sayesinde tutturulabilecektir. Geçen yıl IMF hesabına göre milli gelirimizin yüzde 4'ünün altına düşen faiz dışı fazla bu yıl yeniden yüzde 5.4 civarına çıkarılabilecektir.Yani, IMF'nin kabul edebileceği bir bütçe hazırlayabileceğiz.

Gelecek parayla bu yılı kurtardık. Ya gelecek yıllar?

GELECEK YILLAR

Seçimlerden sonra yapılan hovardalıkları ABD'den gelecek paralarla finanse ediyoruz. Aranan kaynak nihayet bulundu. ABD'nin, vereceği parayı IMF'nin denetimine bırakmak istemesinin en büyük nedeni gelecek yıllarda da Türkiye ekonomisinin yeni ek kaynak ihtiyacı içine düşmemesi için gerekenlerin yapılması zorunluluğudur.

Nasıl olacak da, önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisi gelecek yıl benzer faiz dışı fazla hedefi içinde kendi yağı ile kavrulabilecek?

Gündemdeki yapısal reformları hızlandırmak ve gelecek yıla yönelik olarak ivedilikle sonuç almak zorundayız. Bir anlamda, 2002 yılında seçim havasıyla bozulan kamu finansmanının 2003 yılının başında da daha fazla bozulma eğilimine girmesinin faturası bundan sonra yapacağımız fedakarlıkların artmasıyla ödenecek.

İvedilikle kamuda personel reformu yapılıp personel harcamalarından tasarruf yapabilme esnekliği getirilmek zorundadır.

Sosyal güvenlik sisteminin radikal bir biçimde yeniden yapılandırılması zorunludur. Radikal önlemler kazanılmış bazı haklardan fedakarlıkları içerebilir. Sübvansiyonlardaki tasarrufun gelecek yıldan itibaren devreye girmesi kaçınılmaz gibi görünmektedir.

Tarım kesimi de dahil olmak üzere tüm sübvansiyonların düşürülmesi gerekiyor.

Kamu İktisadi Kuruluşları'nın zararlarını asgaride tutacak mekanizmaların oluşturulması şarttır. Bu bağlamda, önümüzdeki yıllarda enerjiyi ucuzlatmak hayaldir.

İSTİKRARSIZLIK

Kamu finansmanında radikal önlemler alınmazsa, kartopu gibi büyüyen istikrarsız bir bütçe açığı yolunda hızla ilerlemekteyiz.

Bunları yapamazsak ne olacak?

Bütün bunları yapamazsak, gelecek yıl hedefler içinde kalabilmek için Türkiye ekonomisi yeniden 5-10 milyar dolar ek kaynağa muhtaç olacaktır. Bu kez böyle bir kaynağı kim verir? Galiba, bize para verecek farklı bir kaynak kalmadı.
Yazarın Tüm Yazıları