Amerika'da bir Fransız

Güncelleme Tarihi:

Amerikada bir Fransız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 1998 00:00

Haberin Devamı

Luc Besson'un ‘‘Derinlik Sarhoşluğu’’nda oynayalı on yıl oldu. Daha önce yine Besson'un ‘‘Subway’’inde (Metro, 1984) oynamıştı. Ardından yönetmenin ‘‘Nikita’’ (1989) ve ‘‘Leon’’unda (1993) oynadı. Fransızların koca Jean'ı, ünlü aktör Jean Reno, artık Hollywood aksiyon filmlerinin aranan yıldızı: Brian De Palma'nın ‘‘Görevimiz Tehlike’’ (1995) ve Roland Emmerich'in ‘‘Godzilla’’ (1998) filmlerinden sonra şimdi de onu John Frankenheimer'in ‘‘Ronin’’inde izliyoruz. Jean Reno, Fransız sinema dergisi Premiere'e kendi Amerika'sını anlattı.

Kendini Fransa'da film çeviren uluslararası bir aktör mü, yoksa Hollywood'da bir Fransız gibi mi görüyorsun?

Kendimi fazlasıyla Fransız hissediyorum. Burada evimdeyim. Paris'i seviyorum ama yılda bir kez Amerika'da film yapmak iyi olurdu, o kadar. İki tane yaptım, ‘‘Ronin’’ ise De Niro'dan tesadüfen geldi.

Amerikalılar'a aktarabileceğimiz şaraptı, kültürdü, bir şeyler var. Senin onlara öğrettiğini almaya çok açıklar ama kafalarında sürekli dünyanın en büyük ülkesi oldukları fikri var. Annette Bening ve Michael Douglas'ın oynadıkları Miss bilmemne ve Başkan'ı seyrederken, şu izlenime kapıldım: ABD Başkanı onlar için bütün bir ‘‘özgür dünyanın başkanı’’.

Fransa'ya döndüğünde ‘‘Niye onlar gibi çalışmıyorsunuz’’ diye sormak geliyor mu içinden?

Onların ülkelerinin genişliği 4000 kilometre. Hayalgüçlerinin yettiği mekanlar bizim kafamızda yok. Bu temel bir fark. Üstelik yalnızca bütçe meselesi de değil. Çok daha yakınımızdaki bir ülkeden, İngiltere'den de öğreneceğimiz çok şey var. Paul Weiland'ın filmini (Roseanna) beğenmemeniz beni üzse de, bu böyle. Benim çok sevdiğim bir filmdi. Bir yakınımı yeni kaybetmiştim ve hikaye bana çok dokundu. İngilizler'in ağır ve dokunaklı konuları işleyişlerinde bir başkalık var. ‘‘Full Monty’’yi (Anadan Doğma) seyretmek yeterli. İşsizlik gibi bir konuyla biz bu kadar güldürebilir miyiz?

Niye ABD'de emin adım ilerleyen Fransız aktör olarak tek sen varsın?

Bilmiyorum... Vincent Perez ve Tcheky Karyo da var. Eğer Fransızlar'ın iyi bir ünü yoksa, sebatsızlıklarından. Ben öyle değilim.

‘‘Ronin’’in senaryosu nasıl eline geçti?

‘‘Godzilla’’nın çekimleri sırasında, Bob de Niro aracılığıyla. Onunla iki kere New York'ta karşılaştık, ‘‘Godzilla’’yı bitirdiğinde görüşelim dedi. 'Ronin', efendisini, 'shogun'ununu kaybetmiş 'samuray' anlamına gelen Japonca bir sözcük. Paralı asker gibi bir şey. Bob'la TriBeca mahallesindeki evinde buluştuk, nefis bir Japon restoranında yemek yedik. Böyle başladı.

Kimlerle oynayacağını De Niro mu seçiyor?

Evet, teniste olduğu gibi. Onunlayken, topa vurmasını bilmen gerekiyor. İncelik ve şiddet... Hem bir kaplan hem de bir çocuk o. Çok konuşmuyor. Frankenheimer bana bir şey dedi: ‘‘Masanın üstüne bir tenis raketi koysam, gerçek bir oyuncu onu eline almamazlık edemez.’’ Ne dediğinin farkındaydı, çünkü o eski bir şampiyon. Bütün adamların buluştuğu sahnenin çevrildiği antrepoya girdiğimde bana, ‘‘Senin bir aktör olduğunu biliyorum,’’ dedi.

Teklif getirme şansın olsa, kimle çalışmayı isterdin?

Clint Eastwood gibi bir adamla çalışmayı çok isterdim. ‘‘Alkatraz Kuşçusu’’nu yapmış, 67 yaşındaki John Frankenheimer'la çalışmaktan da çok memnunum.

ABD'de oyuncu arkadaşların var mı?

Tabii ki Bob De Niro, Kevin Kline ve Rosanna (Arquette)...

Bazı filmlerde ikinci rollerde oynamak seni rahatsız etmiyor mu?

Şu anlama gelen iyi bir soru bu: ‘‘Amerikalılar beni De Niro'yla oynatırken, Fransızlar niçin küçük bir rol veriyorlar?’’ Seyirci bunu anlayamaz, ben de anlamıyorum zaten. Şimdi arkadaşlık ve sevgi hatırına, Luc (Besson) ya da Leconte (Patrice) ya da Fechner (Cadıca Sevmek'in yapımcısı) için kabul edebilirim bunu, ya da başka büyük yönetmenleri tanımak için. Eğer memnun değilsem, o zaman oturup kendi hikayelerimi yazıp tek başıma film yapmam lazım!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!