Amatör dedektifin cevapları

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Devlet Bakanı Eyüp Aşık istifa kararını vermeden önce 36 saate yakın ortadan kayboldu. Özel kalemine telefon edenlere, kendisinin yurtdışında olduğu söyleniyordu.

DOLAYLI SOHBET

İzini bulduğumda saat 14.30'du.

Yanında Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu vardı.

Topçu, kaset olayının patladığı andan itibaren Eyüp Aşık'ın yanından ayrılmadı.

Aşık'la konuşamadım. Ama yanından Topçu ile konuştum.

Topçu, ‘‘Eşimi, arkadaşımı zor günde yalnız bırakmam’’ diyerek söze başladı.

Eyüp Aşık'a sormak istediğim soruları sorabileceğimi, bir anlamda onun adına cevap vereceğini söyledi. Şimdi söz sırası onların.

Topçu, önce şu değerlendirmeyi yapıyor:

‘‘Hepinizin atladığınız bir şey var. Çakıcı'yı kim yakalattı? Biz... O yüzden bizden intikam alıyor.’’

HİÇ KARŞILAŞMADI

Aynı saatlerde Başbakan Yılmaz da ABD'de aşağı yukarı aynı sözleri söylüyordu.

Aşık, Çakıcı'yı neden aramış? Cevap: ‘‘Eyüp, hiçbir zaman Çakıcı'yı aramadı. Her defasında Çakıcı onu aradı.’’

Peki Çakıcı ile hiç yüz yüze konuştu mu? Tanışıklığı var mı?

‘‘Hayır, bir defa dahi karşılaşmadı.’’

Öyleyse Çakıcı ile neden konuştu?

‘‘Onun söylediklerini resmi makamlara aktarıyordu. Zaten Çakıcı bu bilgilerle yakalandı.’’

Aşık, neden iki günden beri saklanıyor?

‘‘Morali çok bozuk. Yıkıldı. Çetelere karşı bunca mücadeleden sonra, basının üzerine gelmesi onu yıktı. Susurluk olayından sonra çetelerle ilgili bütün bilgileri Eyüp ortaya çıkardı. Onun yerine kim olsa morali bozulur.’’

İlk telefon temasını ne zaman yapmış?

‘‘Çete olayları ortaya çıktıktan sonra.’’

Çakıcı'nın Mesut Yılmaz'dan televizyonda yapmasını istediği konuşma nedir?

‘‘Bilmiyorum.’’

İki güne yakın zamandan beri ortaya çıkmayan Eyüp Aşık'la dolaylı olarak yaptığım konuşma buydu.

Konuşmada çok açıklayıcı bilgi yoktu.

AMATÖR DEDEKTİF

Basit bir savunmadan öteye geçemiyordu. Dahası, kafamı kurcalayan asıl meselelere hiç değinilmiyordu.

Eyüp Aşık'ı da eskiden beri tanıyorum. Amatör bir dedektiflik yanı vardır. Mesut Bey'e her konuda bilgi götürmek için elinden geleni yapar. O nedenle zaman zaman akıl almaz şeyler de yapabilir.

Benim bu konuşmalarla ilgili tahminim, Eyüp Aşık'ın Çakıcı'dan Çiller aleyhine bilgi almak için bütün bu ilişkilere girdiği yolundadır.

Zaten konuşmaların zamanlaması, Çakıcı'nın Flash TV'ye çıkıp Çiller Ailesi aleyhine konuştuğu dönemlere rastlıyor.

Demek ki Aşık o sıralarda bu olayı yönlendirmek için bazı girişimlerde bulunmuş. Ancak bu tür kişilerle böyle ilişkiler, her zaman bumerang gibi atanın üzerine gelebilir.

Aşık, Çakıcı'yı kullanıp, Çiller'i götürmek istiyordu.

Bumerang onu götürdü.

Geçmişte Çakıcı'nın Çillerler için de devreye girdiğini herkes biliyor. Ancak ondan sonra bir banka özelleştirmesi yüzünden araları bozulunca, demek ki bu defa Eyüp Aşık devreye girmiş.

Bu kasetin bir kopyası da Çiller'e gönderilmişti. Bana gelen bazı bilgilere göre Çiller bu kaseti Meclis'in açılışında bomba gibi patlatmak istiyordu.

Ancak olay basına erken yansıdı.

Bana göre kaset savaşı burada bitmedi. Yakın bir zamanda Çakıcı'yı kullanan herkes, bu ilişkilerin bir bumerang gibi kendilerinin üzerine geleceğini görecek.

İLK İŞARET

Bunun ilk işaretini dün Çakıcı'nın avukatı verdi. Temiz toplum için çağrı yaparken sadece iki politikacının, Ecevit ve Baykal'ın adını verdi.

Dikkat edin Çiller'in adı yok.

Demek ki sırada başka kasetler de var.

Demek ki, Çakıcı skandalı yavaş yavaş merkez sağın bütün partilerini içine alan bir çığ gibi büyüyerek gelişecek.

Bu da çok normal.













Yazarın Tüm Yazıları