"Aman" dedi

Ercan TANER ve Rıdvan DİLMEN ile geçmişe döndük. Ve bir daha Rıdvan DİLMEN’in maçı seyretmediğine, sahadaki bir oyuncu gibi yaşadığına şahit olduk.

 

Pozisyonları iyi sezdi. Topun nereye gideceğini, kimin ne yapması gerektiğini söyledi.

 

Ve “AMAN” dediği pozisyonda GOLÜ yedik.

 

Maç öncesinde durum, pek iç açıcı değildi.

 

Gerçek rakibimizle oynuyoruz (Hedef Rakip) ve 4 puan gerisindeyiz.

 

Son dönemlerde güncel futbolla, Milli Takımın durumu farklı. (TURKCELL SÜPER LİG’deki ŞAMPİYONLUK YARIŞI ile karşılaştırdığımızda.)

 

Rakip kayıpsız gidiyor. Eğer ciddi puanlar alamazsak, GRUP LİDERLİĞİ ŞANSIMIZ İMKANSIZ, İKİNCİLİK ŞANSIMIZ İSE, ÇOK AMA ÇOK ZOR olacak.  

 

Bizdeki durum ise ligimizin aynısı. SÜPRİZ PUAN KAYIPLARI. Bizimle oynayan zayıf takımlara BAYRAM YAPTIRIYORUZ. TARİH YAZDIRIYORUZ.

 

Sonra AVRUPA ŞAMPİYONU takımdan 2 maçta 4 puan kapmayı bekliyoruz.

 

Yapacak pek bir şey yok.

 

Saha mükemmel. Bizim ancak BİLGİSAYAR ÇIKTISI olarak alabileceğimiz kalitede ve düzeyde ÇİM yetiştirmişler. İstenince, ilgilenince olabiliyor demek.

 

Açıklanan kadrolara bakınca, hep beklenilen GENÇLEŞTİRME, YENİ FUTBOLCULARIN KATILMASI PROJESİ yine ortalarda yok. Denilebilir ki, “BU MAÇTA OLMAZ” ama peki NE ZAMAN olacak. Herhangi bir harekette yok.

 

Sol kanadı savunan İbrahim ÜZÜLMEZ’e alternatif bulunamıyor. Yenilen gol öncesi oluşan faul onun eseri. Sonra da TORRES’e attığı dirsek. Hakem çok rahat oyundan atabilirdi. Maç 1-0 giderken son saniyeye kadar koruduğumuz ümitlerimizi o anda bitirebilirdi. Neyse ki hakemi MHK atamış!

 

Karşılaşmaya Milli Takımımız iyi başlamış gibi gözüküyordu, ama İSPANYA oyuna tam hakimdi. İstediğini yaptırıyordu. Çok iyi paslaşarak bizi yordukça yordular. Biliyorlardı ki maç 90 dakika. İstedikleri anda tempoyu yükseltip, ceza alanı çizgisine paralel bir sağa, bir sola topu rahatça geçirebiliyorlar. Üstelik uzun bir süre.

 

Milli Takımda TUNCAY eski iyi günlerdeki gibiydi. Bir bakmışsın gol kovalıyor, bir bakmışsın defansta son adam olup pozisyon savuşturuyor. ARDA iyiydi. Çabalıyordu.

 

Beklentiye cevap vermeyenler ise, başta oldukça sinirli gözüken NİHAT ve ofansif olarak bir şey yapmayan Mehmet AURELIO. Hakan BALTA’da çok sıkıntı yaşadı ve yaşattı. VOLKAN ise güzel kurtarışlara imza attı. Diğerleri TÜRKİYE’de ne iseler, ORADAda aynısıydı.

 

Bu maçta bizi neler şaşırttı dersek;

 

1. Reklam filmlerinde bile yedek bekleyen SEMİH ilk 11’de oyuna başlıyordu. Sonra ise, herhalde Fatih TERİM gol yemeyiz, SEMİH’e de ihtiyacımız kalmamıştır diye düşünüp, 56’da oyundan alıyordu. Sakatlandı diye düşündük. Soyunma odasına gitti çünkü. Galiba SAKATLANMAMIŞ!

 

2. Maçın son 6 dakikası kalmış ve EMRE çıkıp yerine SABRİ giriyor. 6 dakikada SABRİ ne yapar ben bilmiyorum. EMRE’de oyundan alınınca elini kolunu açıp bir şeyler söyledi. Acaba NE?

 

3. Dakika 88. TORRES oyundan alınıyor. LORRENTE kalan zamanda ne yapabilir. Bu değişikliğin sebebi ne ki? Zaman kazanmak ve TORRES’i alkışlatmak olmalı.

 

DEL BOSQUE’yi buralardan kovduk ama, adam paramızı çatır çatır yiyip, hayatını yaşıyor. Hala başımıza bela kesiliyor.

 

Sırada Çarşamba günkü karşılaşma var. Puan almamız gerekecek ama, bu sefer iş daha da zor. Burada daha iyi ve akılcı oynayacaklardır.

 

Ümidimizi korumak istiyoruz. Maalesef zaman telafi edilebilecek maç kalmadı.

 

Bu maç SON ŞANS gibi. KULLANABİLECEKMİYİZ:

 

BEKLEYİP GÖRECEĞİZ…