Almanya’da Türkçe yasağı kaşıntısı

OKTAY Ekşi'nin dünkü "Batı usulü dil yasağı" başyazısını okuyan Ahmet Tan, Almanya'dan aradı. Tan, DSP'nin yeni Genel Sekreteri; Genel Başkan Zeki Sezer'le birlikte Almanya'da dört günlük bir inceleme gezisine çıkmışlar. Alman Sosyal Demokrat Parti'nin çeşitli yöneticileri ve Türk topluluklarıyla bir araya geliyorlarmış.

"DSP olarak yeni bir çalışma dönemine girdiklerini" söyleyen Tan, "Oktay Ekşi'nin önemle vurguladığı dil yasağına karşı oluşan tepkileri kendilerinin de gözlemlediklerini belirtti.

Bundan bir süre önce başlatılan 'vicdan testi' uygulamaları Türkler arasında büyük tepki uyandırmıştı. Ardından da Hollanda'nın Rotterdam Belediyesi 'dil yasağı'nın ipuçlarını vermiş, "Vatandaş Hollandaca konuş" kampanyası başlatılmıştı. Aynı şekilde Almanya'da bazı eyaletlerde 'Türkçe yasağı' uygulaması başlamıştı. 'Okulda, salonda, sokakta Almanca konuş'...

Tan, "Bu uygulama entegrasyonu da zorlaştırıcı bir etki yaratacaktır. Çünkü Türk toplumu, bu baskılar karşısında yeniden içine kapanacak, 'Kaplancılar' gibi dinci örgütler yine güç kazanacaktır. Türkçe yasağını getirmek isteyenler, yarın Türkçe gazete okunmasına da müdahale edebileceklerdir. Hükümet bu konuda hemen harekete geçmelidir" diyor.

KUŞATILMIŞLIK DUYGUSU

Alman
SPD Hessen Eyaleti Başkan Yardımcısı Gernot Brumbach ile görüşen Genel Başkan Zeki Sezer, "Türk toplumunun son yıllarda yaşanan gelişmeler nedeniyle adeta bir kuşatılmış duygusu içinde olduğunu" söylüyor. Türk toplumunun bu duygudan kurtarılması için hükümet ortağı olarak SPD’nin 'inisiyatif üstlenmesini' isteyen Sezer, bu konuya hassasiyet göstereceklerine olan inancını ifade ediyor. Grumbach da, Sezer'in Almanya'da yaşayan Türklerle ilgili olarak öğrendiği sorunları yetkili makamlara ileteceğini bildirdi.

Önümüzdeki martta yapılacak yerel seçimler öncesinde 'Alman milliyetçiliği'nin bazı çevrelerce hortlatılmak istenmesi, 2.7 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'da bir şeylerin habercisi olmasın sakın?

Eski Başbakan Schroder, Erdoğan'a yakındı; Merkel ise uzak...

Başmüzakereci Ali Babacan,Türkiye'ye karşı olan bu durumu umarız ki, AB yetkililerinin önüne getirerek masaya yatıracaktır.

Davutoğlu o makalesini neden sildirdi

HÜRRİYET'
in dün gündeme getirdiği Başbakanlık Dış Politika Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu... Tanınan bir kişilik ama tanınmayan yönleri de var. Sanırım kendisi de o yönlerinin en azından şimdilik unutulmasını istiyor.

Şuradan biliyorum: Prof. Davutoğlu'nun, şimdi bulunduğu göreve getirilmeden önce İslami internet sitelerinin çoğunda 'Medeniyete Ben İdraki' adlı kendi zihniyet dünyasını yansıtan uzunca bir makalesi yayınlanmaktaydı.

Yaklaşık üç yıl önce ufukturu.net adlı bir internet sitesinde yayınlanan bir yazımda ben o makaleye atıfta da bulunmuştum.

Bence şimdiki iktidarla devletin zihniyet çatışmasının ipuçlarını ortaya koyabilecek olan bu çok önemli makale, Prof. Davutoğlu başdanışmanlık görevine getirildikten bir süre sonra bütün internet sitelerinde yayından kaldırıldı!..

Bir sorun bakalım neden? Sanal dünyada da olsa birileri neden izlerini silmek istiyor?

Av. Halil ÖZTÜRKMEN

Aynısını biz de yapamaz mıyız

İTALYA'da Venedik'in kenar mahallelerinden birinde, bir kafe-barda, espressolarımızı içiyorduk. İçeri giren müşterilerden biri, barmene 'due caffee, uno sospeso' (iki kahve, biri askıda) dedi, iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti.

Barmen de duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük káğıt astı.

Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da 'trio caffee, uno sospeso' (üç kahve, biri askıda) dediler.

Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.

Bir süre sonra içeri, üzerindeki giysilerinden yoksul olduğu belli olan bir kişi girdi, barmene 'uno caffee sospeso' (askıdan bir kahve) dedi. Barmen hemen getirdi.

Yoksul kişi kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen ise duvardaki askıya taktığı káğıtlardan birini kopardı, parçalayıp çöp kutusuna attı. Bu gözlemimizin sonunda, gözlerimizi yaşartan, fakat kesinlikle örnek almamız gereken bir 'İtalyan toplumsal terbiyesi' öğrendik.

Yardım etmek için insanların gereksinimlerini belirlerken, yalnızca yaşamsal gereksinimlerle sınırlı kalmak zorunda değiliz.

Biliyor musunuz

SP'nin, '1.5 milyarlık İslam aleminin tepkilerini dile getireceği en büyük miting' olarak nitelendirdiği 'İnsanca Saygı, Zalimlere Lanet' mitinginin 12.00'de Çağlayan'da başlayacağını...

DİSK'in 'Yoksulluğa ve Adaletsizliğe Hayır' mitinginin İzmit'de yapılacağını...

EMİNÖNÜ Belediyesi'nin Kentsel Tasarım Planı çerçevesinde tarihi eserler üzerinde bulunan tabela, klima ve tenteleri sökmeye başladığını...

ŞİZOFRENİ Evi Dostu Derneği’nin kurduğu folklor grubunun, çalışmalarını Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü tesislerinde sürdürdüğünü (0216-471 34 60, 0532-690 29 43)...

Mesaj panosu

25
YTL'lik telefon görüşmesine 47.50 YTL'lik fatura geliyor. Bir sürü vergi ödeniyor. Telefon bir ihtiyaç mı yoksa lüks tüketim olarak mı görülüyor? Murat AKYOL

Yılmaz ERGÜL

EDİRNE Üniversitesi Rektörü Prof. Enver Duran, Trakya bölgesindeki valilerin, belediye başkanlarının, komutanların ve öteki resmi görevlilerin katılacağı Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı çalışmaları kapsamında 'Trakya Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı'nı sunacak.

GÜNÜN SÖZÜ

"Dünyada herşeyi yapmak mümkün; yapay kalbi de... Başka organlarda da yapılabilir ama bir tek şey yapılamaz; o da vicdandır." (Prof. Gazi Yaşargil)

Oyunlar bozulacak

HAMAS direnişi ve kararlılığı ile Ortadoğu'da pek çok oyun bozulacak ve tarihte ilk kez bu korku ile Ortadoğu'da dengeler yerini bulacaktır. HAMAS'ın aşırı dinci ve radikal olarak kalması söz konusu değildir; ılımlı bir yol izlemesinden başka çıkar yolu yoktur. Asıl, HAMAS rejiminin, aşırı radikal bir milliyetçilikle uzun yıllar adından bahsettireceği asla unutulmamalıdır. Üzerinde durulması gereken odak noktası sanırım burasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları