Almanlar ve Almanya'daki Türkler Alman Markı'nı özlüyor
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2011 13:33
Avrupa Birliği'nin resmi para birimi Avro tedavüle girmesinin 10'nuncu yılını kutlarken, Berlin'de yaşayan Türkler de Alman Markı özlemini dile getirdi.
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB'nin 12 ülkesinde 10 yıl önce ortak para birimi euro tedavüle girdi.
Daha sonraki yıllarda 5 AB ülkesi de euroyu kabul ederek euro bölgesinin içinde bulunan ülkelerin sayısı 17 oldu.
Almanların euro para birimi ile tanışması, yeni para biriminin günlük hayatta kullanmaya başlandığı 1 Ocak 2002 tarihinden kısa süre önce 20 Alman Markı (D-Mark) karşılığında alınan ve “Başlangıç seti” denilen poşet içinde 10,23 euro ile oldu. Poşetin içinde bulunan madeni paralarla halkın avroya alışması ve tanışması hedeflendi.
Ortak para birimi euroya geçilmesi, son bir yıldır yaşanan borç krizine rağmen Avrupa'nın en önemli kazanımlarından biri olarak gösteriliyor.
Euro bölgesinde seyahat etme, mal ve hizmet fiyatlarının karşılaştırılması ve para biriminin değiştirmesindeki zorunluluğunun kalkması gibi konularda euronun vatandaşlara kolaylıklar getirse de Almanların euroya alışması kolay olmadı.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında Almanların her iki kişiden biri D-Mark;ın geri gelmesini istediğini ortaya koyuyor.
Berlin'de yaşayan Türkler de D-Mark özlemini dile getirdiler
Abdü Sorgeç adlı Türk, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce eşi ile birlikte Noel döneminde ödenen 13. maaşla birlike aylık ev gelirinin 5 bin ila 6 bin D-Mark'a çıktığını belirterek, “Ben şimdiki çalışanlara acıyorum. 400 euro ile geçinmek zorunda kalıyorlar. Tabi ki eski zaman daha iyiydi” şeklinde konuştu.
“D-Mark kalsaydı insanlar hesabını bilirdi” diyen Sorgeç, D-Mark'ın geri gelmesini istediğini kaydetti.
Türk girişimcilerden Fikri Arslan ise Almanya'da yaşayanların D-Mark'ın geri getirilmesinin isteği gibi kendisinin de bunu istediğini belirterek “Mark, Dolar'dan sonra en güçlü para birimiydi. Halk da istiyor ben de istiyorum. Getirisine ve götürüsüne bakmak lazım. Almanya'ya bakarsak devlet olarak yanlış bir karardı. Çünkü ihtiyacı yoktu. Güçlü bir paraydı, D-Mark'ı isteriz” diye konuştu.
D-Mark'ı ve euroyu eline aldığında D-Mark'taki alım gücünün fazla olduğunu düşündüğünü ve D-Mark'ı tercih ettiğini ifade eden Arslan, “Euro öyle bir duruma geldi ki 200 euronun 100 mark kadar değeri yok gibi” dedi.
Hasta Bakım sektöründe faaliyet gösteren Nar Yeşilyurt Karakurt da, D-Mark'tan euroya geçişin iyi olmadığını, eurodan dolayı ekonomik krizin daha da arttığın belirterek insanların bütçesindeki para azaldığını, fiyatların aynı kaldığını ve enflasyon yükseldiğini savundu.
Nar Yeşilyurt Karakurt, “Eskiden 200 mark büyük bir paraydı. Bugünün 100 eurosu, ama bununla haftalık alışverişinizi yapamıyorsunuz. 200 markla yapılıyordu” şeklinde konuştu.
“Türkiye AB'ye girmek istiyor, girsin. Ancak ortak paraya hayır diyorum” diyen Yeşilyurt Karakurt euronun insanları daha fakirleştirdiğini, insanları daha fazla borç altında bıraktığını ifade etti.
13 milyar D-Mark hala piyasada
Öte yandan Bild gazetesinde yer alan habere göre, madeni para olarak 6,9 milyar, banknot olarak da 6,41 milyar olmak üzere yaklaşık 13,31 milyar markın hala piyasada olduğu belirtildi.
D-Marklara sahip olan kişilerin ölmesi ile paranın yakınları tarafından bazen duvar kağıdı arkasında veya perdeye dikilmiş şekilde bulunduğunu veya paltonun cebinde unutulduğu ifade edilen haberde, önemli bir paranın da yurt dışında oluğunu kaydedildi.
Alman Merkez Bankası sözcüsü, bu paranın büyük bir bölümünün euroya değiştirileceğini tahmin etmediklerini ifade etti.
İstatistiklere bakıldığında D-Mark'ı euroya değişimlerin her geçen yıl azladığına dikkat çekilen haberde, 2010 yılında 180 milyon D-Mark, 2011 yılında ise sadece 140 milyon D-Mark'ın euroyla değiştirildiği kaydedildi.
Deutsche Bank uzmanlarının hesaplamalarına göre değiştirilmeyen paradan dolayı ekonomik zararın büyük olduğu, 13,31 milyar D-Mark;ın (yaklaşık 6,8 milyar euro) değiştirilmesi durumunda Almanya'nın ekonomik büyümesinin yüzde 0,27 oranında ekstra bir büyüme kaydedebileceği belirtildi.
Daha sonraki yıllarda 5 AB ülkesi de euroyu kabul ederek euro bölgesinin içinde bulunan ülkelerin sayısı 17 oldu.
Almanların euro para birimi ile tanışması, yeni para biriminin günlük hayatta kullanmaya başlandığı 1 Ocak 2002 tarihinden kısa süre önce 20 Alman Markı (D-Mark) karşılığında alınan ve “Başlangıç seti” denilen poşet içinde 10,23 euro ile oldu. Poşetin içinde bulunan madeni paralarla halkın avroya alışması ve tanışması hedeflendi.
Ortak para birimi euroya geçilmesi, son bir yıldır yaşanan borç krizine rağmen Avrupa'nın en önemli kazanımlarından biri olarak gösteriliyor.
Euro bölgesinde seyahat etme, mal ve hizmet fiyatlarının karşılaştırılması ve para biriminin değiştirmesindeki zorunluluğunun kalkması gibi konularda euronun vatandaşlara kolaylıklar getirse de Almanların euroya alışması kolay olmadı.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında Almanların her iki kişiden biri D-Mark;ın geri gelmesini istediğini ortaya koyuyor.
Berlin'de yaşayan Türkler de D-Mark özlemini dile getirdiler
Abdü Sorgeç adlı Türk, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce eşi ile birlikte Noel döneminde ödenen 13. maaşla birlike aylık ev gelirinin 5 bin ila 6 bin D-Mark'a çıktığını belirterek, “Ben şimdiki çalışanlara acıyorum. 400 euro ile geçinmek zorunda kalıyorlar. Tabi ki eski zaman daha iyiydi” şeklinde konuştu.
“D-Mark kalsaydı insanlar hesabını bilirdi” diyen Sorgeç, D-Mark'ın geri gelmesini istediğini kaydetti.
Türk girişimcilerden Fikri Arslan ise Almanya'da yaşayanların D-Mark'ın geri getirilmesinin isteği gibi kendisinin de bunu istediğini belirterek “Mark, Dolar'dan sonra en güçlü para birimiydi. Halk da istiyor ben de istiyorum. Getirisine ve götürüsüne bakmak lazım. Almanya'ya bakarsak devlet olarak yanlış bir karardı. Çünkü ihtiyacı yoktu. Güçlü bir paraydı, D-Mark'ı isteriz” diye konuştu.
D-Mark'ı ve euroyu eline aldığında D-Mark'taki alım gücünün fazla olduğunu düşündüğünü ve D-Mark'ı tercih ettiğini ifade eden Arslan, “Euro öyle bir duruma geldi ki 200 euronun 100 mark kadar değeri yok gibi” dedi.
Hasta Bakım sektöründe faaliyet gösteren Nar Yeşilyurt Karakurt da, D-Mark'tan euroya geçişin iyi olmadığını, eurodan dolayı ekonomik krizin daha da arttığın belirterek insanların bütçesindeki para azaldığını, fiyatların aynı kaldığını ve enflasyon yükseldiğini savundu.
Nar Yeşilyurt Karakurt, “Eskiden 200 mark büyük bir paraydı. Bugünün 100 eurosu, ama bununla haftalık alışverişinizi yapamıyorsunuz. 200 markla yapılıyordu” şeklinde konuştu.
“Türkiye AB'ye girmek istiyor, girsin. Ancak ortak paraya hayır diyorum” diyen Yeşilyurt Karakurt euronun insanları daha fakirleştirdiğini, insanları daha fazla borç altında bıraktığını ifade etti.
13 milyar D-Mark hala piyasada
Öte yandan Bild gazetesinde yer alan habere göre, madeni para olarak 6,9 milyar, banknot olarak da 6,41 milyar olmak üzere yaklaşık 13,31 milyar markın hala piyasada olduğu belirtildi.
D-Marklara sahip olan kişilerin ölmesi ile paranın yakınları tarafından bazen duvar kağıdı arkasında veya perdeye dikilmiş şekilde bulunduğunu veya paltonun cebinde unutulduğu ifade edilen haberde, önemli bir paranın da yurt dışında oluğunu kaydedildi.
Alman Merkez Bankası sözcüsü, bu paranın büyük bir bölümünün euroya değiştirileceğini tahmin etmediklerini ifade etti.
İstatistiklere bakıldığında D-Mark'ı euroya değişimlerin her geçen yıl azladığına dikkat çekilen haberde, 2010 yılında 180 milyon D-Mark, 2011 yılında ise sadece 140 milyon D-Mark'ın euroyla değiştirildiği kaydedildi.
Deutsche Bank uzmanlarının hesaplamalarına göre değiştirilmeyen paradan dolayı ekonomik zararın büyük olduğu, 13,31 milyar D-Mark;ın (yaklaşık 6,8 milyar euro) değiştirilmesi durumunda Almanya'nın ekonomik büyümesinin yüzde 0,27 oranında ekstra bir büyüme kaydedebileceği belirtildi.