Alman siyaseti ve medya, dilini de üslubunu da gözden geçirmeli

Güncelleme Tarihi:

Alman siyaseti ve medya, dilini de üslubunu da gözden geçirmeli
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2016 14:35

Almanya’nın Dresden kentinde önceki gece saat 21.50 sıralarında Fatih Camisi’ne yapılan saldırıya tepkiler büyüyor. Türk sivil toplum örgütleri ve milletvekilleri, Alman makamlarının Müslümanların da kendilerini güvende hissetmelerini sağlaması gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya:
“Maalesef son yıllarda Müslümanları hedef alan sözlü ve fiziksel saldırılarda bir yükseliş trendi var. Bu da bizi endişelendiriyor. Alman makamları, yükselen İslamofobi ve şiddet olayları karşısında önlem almalı. Almanya’da dini kuruluşlara ve camilere saldırılar, din özgürlüğü açışından, Almanya’daki özgürlükler açısından, demokrasi açısından endişe vericidir. Bu konuda acil tedbirler alınması lazım. Alman makamlarının, Müslümanların da kendilerini güvende hissetmesini sağlaması lazım. Kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, camileriyle güvende hissetmelerini sağlaması lazım.”

İSLAMOFOMİ, AVRUPA GENELİNDE YÜKSELİŞTE

“İslamofobi, son dönemde yalnızca Almanya’da değil Avrupa genelinde de yükselişte. Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede hükümetlere ve toplumun tüm kesimlerine büyük görev düşüyor. Bu noktada siyaset ve medyaya da çok önemli görev düşüyor. Siyaset ve medyanın, dilini ve üslubunu gözden geçirmesi lazım, ön yargıları körüklememesi lazım. Çünkü, görüyoruz, Avrupa’nın her yerinde aşırı sağcı ırkçı partiler yükseliş gösteriyor. Bu endişe verici bir boyuta ulaştı. Merkezdeki kitle partilerinin de söylemlerini göçmenlerin ve Müslümanların aleyhine çevirmeleri çok sorumsuz bir davranıştır. Çünkü, akıllı siyasetçilerin toplumun barışına katkıda bulunmaları gerekiyor, olayları ve ortamı yatıştırıcı açıklamalar yapması gerekiyor. Bu konularda endişelerim var.”

Haberin Devamı

AfD’NİN PEŞİNE TAKILMAYIN

“Avusturya’da aşırı sağcı ÖVP, artık normal siyasi hayatın parçası haline geldi. Endişem, bir gün Almanya’da da AfD’nin böyle bir noktaya gelmesi. Bunun olmaması için merkezdeki kitle partilerine büyük görev düşüyor. Popülizmden kaçınmaları, AfD’nin peşine takılmamaları gerekiyor. Tam tersine, AfD’nin bu içi boş vaatlerini gerçekten boşa çıkartarak toplumsal barışı teşvik etmeleri gerekiyor. Göçmenlerin bir kazanım olduğunu, Almanya’nın kalkınmasına, geleceğine katkı sağladıklarını daha çok öne çıkarmaları gerekiyor.”

SALDIRILAR NİTELİK DEĞİŞTİRDİ

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Dış İlişkiler Müdürü Dr. Zekeriya Altuğ:
“Geçmişte sözlü saldırılar, cami binalarına zarar verme gibi eylemlerle karşı karşıya kaldık. Ancak artık doğrudan insan hayatını tehdit eden saldırılar görüyoruz. Dresden’de yaşam tehlikesi de oluşturabilecek bir saldırı düzenlendi. Kolay atlattık. Allah’a şükür insan kaybı olmadı. Almanya genelinde son dönemde Müslüman vatandaşlara ve mültecilere karşı saldırıların yükselişe geçmesinden endişeli duyuyoruz. Saldırılar son dönemde nitelik değiştirdi. Özellikle Müslümanların kesinlikle Almanya’ya ait olmadığı düşüncesi öne çıkıyor. Bir hafta kadar önce bir trende, başörtülü iki kadına fiili saldırı yaşandı. Bu daha önce hiç görülmemiş bir olay. Bir insanın sadece dini kimliğinden ya da görünür dini kimliğinden dolayı şiddete maruz kalması, Almanya’da bu şekliyle çok nadir olan bir olay. Ancak son dönemde bu olaylar çok yoğunlaştı.”

Haberin Devamı

OY KAYBETME KORKUSUYLA HEDEFTEYİZ

“Siyasetçiler oy kaygısıyla popülist, göçmen karşıtı açıklamalar yaptıkları zaman aşırı sağı cesaretlendiriyor. Medyada, Müslümanların potansiyel tehlike gibi gösterilmesine son verilmeli. Bu konular ciddiye alınmalı ve daha büyük vakalar yaşanmadan, Allah korusun bir insan kaybı yaşanmadan, genel bir toplumsal tartışmaya dönüşmeli. Almanya’da biz Müslümanlar üzerindeki tartışmanın şeklinin ve yönteminin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü AfD’ye oy kaybetmemek düşüncesiyle şu anda Müslümanlar adeta hedef tahtasına oturtuluyor. Bu da aşırı grupların antipatilerinde haklı oldukları düşüncesini körüklüyor. Ayrıca zaman zaman sanki bir toplumsal kabul olacağı varsayımıyla şiddete dönüşebiliyor.”?

Haberin Devamı

SAYIN MERKEL SESSİZ KALAMAZ

Yeşiller Federal Meclis milletvekili Özcan Mutlu:
“Dresden kentindeki ırkçı bombalı saldırıları şiddetle kınıyorum. Özellikle bir caminin hedef seçilmesi, toplumsal barışa ve tüm dinleri koruyan anayasamıza karşı yapılmış hain bir saldırıdır. Federal hükümet, Almanya’da son yıllarda ciddi şekilde artan ırkçı saldırıları artık görmezlikten gelemez. Irkçı saldırılar ve İslam düşmanlığı toplum için büyük tehdit teşkil etmekte. Sayın (Angela) Merkel’in bu konuda sessiz kalması artık kabul edilemez.”

Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu:
“Ülkede Müslümanlara karşı nefret alarm seviyesinde. Bu saldırı ırkçı grupların ne kadar tehlikeli davranabileceğini gösterdi.

Haberin Devamı

TEHLİKELİ KISIR DÖNGÜ SÖZ KONUSU

İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş:
Dresden’deki bombalı saldırılar şiddetin artık en uç noktaya ulaştığının göstergesidir. Patlamanın etkileri bütün Almanya’da hissedilmiştir. Bu saldırılar Saksonya Eyaleti’ndeki sağcı şiddet eylemlerinin senelerden beri örtbas edilişinin ve ciddiye alınmayışının sonucudur. Politikacılar bu sağcı şiddetin sebeplerini araştıracaklarına, bizzat kendileri bu saldırgan güruhun sloganlarını kullanarak ucuz hesaplar peşinde koşmaktadırlar. Burada telafisi mümkün olmayan ve tehlikeli kısır döngü söz konusudur. Siyasilerin de emniyet birimlerinin de bu saldırıların adını koymaktan geri durduklarını ve ‘terör’ kelimesini bilinçli olarak kullanmadıklarını görüyoruz. Burada açık bir çifte standart mevcuttur. Zira kısmen de olsa ‘İslami’ bir kontekst söz konusu olduğunda durum tamamen değişmektedir. Bu çifte standartlı tutum siyasilere ve emniyet birimlerine güvenin azalmasına katkı sağlamaktadır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!