Alex gibi adamın olsun

KONUŞARAK ve savaşarak final haftalarına koşuyorlar. Gheorghe Hagi, Diyarbakırspor maçının ardından F.Bahçe ile aralarındaki 4 puanlık farka sırt çevirerek ve sesini yükselterek haykırdı... İnanıyor ve ümit ediyorum, ligi G.Saray kazanacak! Hagi, böylesine iddialı konuşmasına bir de gerekçe getiriyor... Ligin en iyi futbolunu G.Saray oynuyor. 5 haftada çok şey değişecek. Ve Christoph Daum, medyanın eleştirileri, taraftarların sitemleri altında kötü futbolun bir temsilcisi gibi her hafta gündeme geliyor. Christoph Daum, bu eleştirilere alıştı. Sanki yaşamının ayrılmaz bir parçası. O, F.Bahçe’yi kendi futbol dünyasının değerlerine göre yorumluyor. Ve her demecinde üstü kapalı birbirinin benzeri mesajlar gönderiyor. Kazanan takımın mutlaka güzel yönleri vardır. Ve F.Bahçe de kazanıyor! İşte, futbolun güzelliklerini değişik kavramlarda arayan iki teknik adam. Gheorghe Hagi ve Christoph Daum. Her iki rakip, her iki teknik direktör ve şampiyonluğun iki adayı F.Bahçe ile G.Saray, hem konuşarak hem de savaşarak son 5 haftaya şampiyonluk umudu ile koşuyor. Hangisi daha gerçekçi bilemiyorum. Ama Hagi’nin sözleri bana bir şarkıyı hatırlatıyor... Ben güzele güzel demem. Güzel benim olmayınca! * * * GEÇEN haftaya ikişer golle damga vuran bazı isimler... Konyaspor maçında kaşla göz arasında Beşiktaş’a üç puan kazandıran Ahmed Hassan. Trabzonsporlu genç Adem Koçak, Samsunsporlu Serkan Aykut, Denizlisporlu Timuçin Beyazıt, İstanbulsporlu Bülent Karaman... Ve attığı tek golle, diğerlerinden daha çok konuşulan Alex de Souza. Geldiği günleri ve oynadığı ilk maçları hatırlayın. Üzerine kara bulutlar çökmüştü. Ve eleştiriliyordu. Alex koşmuyor. Alex savaşmıyor. Takım oyununa uymuyor. Bu paranın adamı değil. Ve aradan geçen 29 hafta sonunda Alex ile ilgili bazı gerçekler... Alex, 47 yıllık Türkiye liglerinde sezon ve maç oranına göre, gelmiş geçmiş en çok gol atan yabancı futbolcu. Üstelik bu futbolcu orta saha oynuyor. İşte Alex’i zirveye taşıyan rakamlar ve Brezilyalı futbolcunun geride bıraktığı golcüler... Alex 26 maç-23 gol. Maç başına gol ortalaması 0.884 Jardel 25 maç-22 gol. Maç başına gol ortalaması O.880 Boliç 31 maç-23 gol. Maç başına gol ortalaması 0.741 Şota 34 maç-25 gol. Maç başına gol ortalaması 0.735 Christoph Daum, sezon başında ne demişti Alex için... Alex’i yorumlamak için onu anlamak, oyun felsefesini kavramak gerekir. Şu günlerde Anelka için de benzeri şeyler söyleniyor. Ve Selçuk Yula’nın da Anelka için söylediği bir söz var. Yeri gelmişken yazmak istedim. Alex’i geç anladılar. Anelka’yı erken anlamaya bakın... * * * VE Süper Lig’in bu hafta heyecanı cuma günü başlıyor. Cumartesi günü F.Bahçe-Trabzonspor karşı karşıya gelirken G.Saray, pazar gününü Malatya deplasmanında geçirecek. Bu haftanın maçları ligin çehresini bir anda değiştirebilir mi? Hem de nasıl. G.Saray, Malatya’dan üç puanla dönerse ve Trabzonspor da F.Bahçe’yi yenerse, geride kalan birkaç haftaya yürek dayanmaz. Ve Trabzon da potaya girer. Ya, tersi gerçekleşirse... Yani, F.Bahçe kazanır, G.Saray, Malatya’da yenilirse? O zaman F.Bahçe-G.Saray derbisinin ezeli rekabetten başka hiçbir özelliği kalmaz. Matematiğin kuralları bile F.Bahçe’nin şampiyonluğunu engelleyemez. * * * GEÇEN hafta Daniel Pancu’ya özenenler vardı. Malatya-A.Sebat maçında Sebatspor kalecisi Milosevski sakatlandı. Sebat, 3 oyuncu değiştirme hakkını kullandığı için kaleye Selahattin geçti. Trabzon-A.Gücü maçında Ankaragücü kalecisi Zafer sakatlandı. Onlar da üç oyuncu hakkını kullandıkları için kaleye İsmet geçti. Ama hiçbiri Pancu kadar ses getiremedi. Bu arada Sebatsporlu Selahattin bir rekora da imza attı. Sebatsporlu futbolcu, yaşamında şimdiye kadar her mevkide görev yapmış. Savunmada oynamış, orta sahada koşmuş, forvette gol aramış. Sadece kalecilik yapmamış. Onu da Malatya maçında tattı!