AKP'li vekilden savcıya müdahale

DÜN 'Tavşanlı'da Ali Dibo' başlıklı, jandarmanın yürüttüğü 'kömür yolsuzluğu' ile ilgili yazımızda, AKP Kütahya Milletvekili, KİT Komisyonu üyesi, Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Hüsnü Ordu'nun adından da sözetmiştik.

Haberin Devamı

Olay geçen yıla dayanıyor; bazı kişiler 'zamsız' kömür alıyorlar, devleti 5.2 milyon YTL zarara uğratan olay Cumhurbaşkanı Sezer'e bildiriliyor. Sezer'in, Enerji Bakanlığı'na durumu iletmesi üzerine müfettişler soruşturma yapıyorlar. GLİ Müessese Genel Müdürü Paşa Kaya'nın görevden alınmasını istiyorlar.

Bugüne kadar bir işlem yapılmıyor.

Ancak savcılığın soruşturma yaptığını öğrenen AKP Milletvekili Ordu,

olaya 'müdahil' olmak isteyerek Tavşanlı Cumhuriyet Savcısı Adem Kul'a 'Sayın Başsavcım' diye bir yazı yazıyor.

İnşaat mühendisi olan bir milletvekili, görevi olmadığı halde savcıya 'hukuk dersi' vermeye kalkışıyor.

Belki de, partisinden yeni 'Ali Dibo'ların çıkmasından endişe ediyor.

Vekil Ordu'nun yazısında ne dediğini biliyor musunuz?

"Yaptığımız incelemede..." diye başlıyor mektubuna... TKİ Pazarlama'dan çekilen zam faksının GLİ'ye gelip gelmediğini araştırmış ancak böyle bir teyit faksının olmadığını öğrenmiş... "Evrak girişi yapılmadıysa, iddianın ispatının hukuki bölge olarak kabul edilemeyeceğini..." ve "Dolayısıyla zamlı satış fiyatlarının bilinmesine rağmen bayiler toplam 5.2 milyon YTL'lik kaybın yapıldığı iddiası hukuken doğru değildir.... Zammın bilinerek verildiğini söylemek mümkün değildir... GLİ müdürü yaz dönemiyle stokla yanan kömürleri takdir yetkisini kullanarak vermiştir. TKİ'nin zarara uğraması söz konusu değildir..." iddiasında bulunuyor.

Haberin Devamı

Böyle bir yazı yargıya müdahale değil midir?

Adalet Bakanlığı, bunu ihbarı sayar mı?

Kömürün de Ali Dibo'ları var

TAVŞANLI'da TKİ'ye bağlı Garp Linyitleri İşletmesi'nin (GLİ) Tunçbilek Müessesesi Müdürlüğü'ne bağlı Tunçbilek işletmesinde 'kömür soygunu' olduğu yolundaki iddialar Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'e ihbar ediliyor.

İhbar Enerji Bakanlığı'na bildiriliyor ve Teftiş Kurulu Başkanlığı olayı soruşturmakla görevlendiriliyor.

İhbar, 1.6.2005 günü dağıtılan kömürlerin sevk fişleri üzerinde görevlilere baskı uygulanarak 31.5.2005 tarihinin yazıldığı yolunda... Yani Ankara'dan kömüre yapılan zam uygulanmıyor ve tonlarca kömür zamsız tarifeden çekiliyor.

Haberin Devamı

Müfettişler geniş bir soruşturma yapıyorlar.

KAYDA DÜŞENLER

Zam kararının hangi fakstan geldiği, kantar fişinde 'kredili' yazan kömürlerin sevkıyatının nasıl yapıldığı, bazı yönetim kurulu kararlarının yok sayıldığı... Bazı davranışların hukuken de, etik olarak da doğru bir davranış olmadığı... Geçmişteki ihbarlar üzerine gidilmemesinin iyi niyetli bir davranış olmadığı... 2.400 tonu aşkın kömür sevk işlemi için beklerken, sadece (Polat Madencilik 535 ton, Sev-Ka 171.5 ton ve Küçükağa Madencilik 39 ton) üç firmaya ait kömürlerin verilerek diğerlerinin siparişlerinin iptal edilmesi nedeninin diğer firmaların kömür talebinde bulunmamaları şeklinde açıklamasının makul bulunmadığı... Müessese Müdürü Paşa Kaya'nın bu kişiler (Sevkıyat Şefi İdris Çelik ve Satış Şefi Nizamettin Düzgün) tarafından uyarılması gerektiği, ancak bu kişilerin amirlerine güven duydukları gerekçesi ile gerekli uyarı görevlerini yapmadan görevi kabul ederek sorumlu duruma düştükleri... Bir güne ait işlemlerin başka bir güne ait işlemmiş gibi gösterilmesi işleminin güven duygusundan kaynaklandığı şeklindeki savunmanın mevzuat çizgisinden uzak bir yaklaşım olduğu... Müşteki kantarcı Metin Akkaya'nın talimatın doğru olmadığını ikaz etmesi ve bunun için yazılı talimat istemesine rağmen şifahi talimatlarında ısrar ederek Metin Akkaya'yı devre dışı bıraktıkları ve hakkında soruşturma yaptıkları... 1.6.2005 günü Vardiya 1'de görev yapan Tuncay Akyüz ve Şemsettin Barış adlı kantar görevlilerinin yaptıkları sevk işlemini 31.5.2005 günü (bir gün önce) kayda aldıkları... Bu işlemler nedeniyle 1.6.2005 tarihi itibarıyla peşin ve zamlı olarak satılması gereken 745.5 ton kömürün hem düşük fiyattan hem de 90 gün vadeli olarak satılması ve bu nedenle sadece satış fiyatına gelen zamdan dolayı kamunun KDV dahil 5 milyon 378 bin 140 (kömür bedelinden kurum kaybı 4 milyon 473 bin YTL, KDV'den Maliye'nin 805 milyon 140 YTL) YTL zarara uğradığı, ancak bu zararın sadece fiyat farkından ibaret olduğu, kurumun nakit sıkıntısı nedeniyle ihtiyaçlarını görmek için bankalardan faizle nakit temin ettiği bir dönemde peşin tahsil etmesi gereken bir bedele vade uygulamak zorunda kaldığı, bu maliyetin bu rakama dahil olmadığı...

Haberin Devamı

Yani müfettişler şunu söylüyor:

90 gün süreli kredi satış işlemine aykırı davranılmış, ayrıca yönetim kurulu kararı ile 1.6.2005 günü peşin ve zamlı olarak satılmaya başlanan kömürleri eski fiyattan ve vadeli olarak satılmak suretiyle kamu kurumu zarara uğratılmıştır. Bazı firmalara imtiyaz tanınmıştır.

PEKİ NE YAPILDI?

Müfettişler, alt görevliler için çeşitli kurumiçi cezaların uygulanmasını isterken, en önemlisi de Müessese Müdürü Paşa Kaya hakkında 'müessese müdürü görev unvanı ile memuriyetine devamının uygun olmayacağı' görüşüne varıyorlar.

Peki Enerji Bakanı Hilmi Güler, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Dr. Selahaddin Anaç ne yapıyorlar?

Ama bilinen Kaya'nın hâlâ görevini sürdürdüğü...

Haberin Devamı

10 kişi gözaltında

---------------

Tavşanlı'da  jandarmanın zor operasyonu

ANLATACAĞIMIZ bu olay, GLİ'de meydana gelen ve ilk olayın bir parçası...

Jandarma bir süredir GLİ'de kömür alım-satımında ve nakliyesinde oyunlar oynandığı ihbarlarını takibe alıyor.

Ve önceki gün olay patlıyor, önce GLİ Müessese Müdürlüğü'ne baskın yapılarak iki çuval evraka el konuluyor.

GLİ'de yapılan taşıma ihaleleri ile kömür satışlarında yolsuzluk yapıldığı, görevin kötüye kullanıldığı, ihaleye fesat karıştırıldığı, bazı kuruluşlara evraklarda tarih değiştirilerek zamsız kömür satışı yapılarak bu kuruluşlara çıkar sağlandığı iddiaları ile iki günden beri sorgulanan zanlılar şunlar:

Hacı Ziya Demir (Tavşanlı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatif Başkanı, Tavşanlı Şoförler Odası Başkanı), Davut Efe (Tavşanlı Ticaret Odası Başkanı, Ziya Demir'in iş ortağı), İsmail Akın (Tunçbilek Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı), Uğur Demirsöz (kömürcü, AKP Tavşanlı eski İlçe Başkanı Mümtaz Serdaroğlu'nun ortağı), Remzi Çolsan (GLİ eski Pazarlama Müdürü), Halil İbrahim Bedek (GLİ eski Başmühendisi) ve kömür ticareti yapan İdris Çelik, Abdullah Dinç, Recep Çelikkaya ve Mehmet Yılmaz...

Tavşanlı'dan arayan bir okurumuz "Kütahya Milletvekili Ordu, kömürcülerden birinin gizli ortağı olup olmadığı yolundaki iddialara açıklık getirmelidir" dedi. Biz de kendisine iletiyoruz.

Haberin Devamı

Tavşanlı'da şoförler, ilçeye 10 km. uzaklıktaki hiçbir yerden kömür taşıtmazlar; Kütahyalı şoförlerle sürekli tartışırlar... Ne kavgalar olduğunu yöre halkı çok iyi bilir. Bu nedenle bunun zor bir soruşturma olduğu anlaşılıyor. Hele Ankara'da geçmişteki 'Enerji Operasyonu'nda neler olduğu hatırlanırsa... Acaba, hangi siyasiler jandarmadan 'ricacı' oluyor?

Tarihi Yarımada'da bir tek kültür merkezi yokken...

-------------------------------------------

Gedikpaşa Okulu ranta kurban gitti

MİLLİ Eğitim Bakanlığı, merkezdeki okulları 'rant' uğruna satma kararı verdi ya... İlk uygulama dün gerçekleşti; Eminönü'nde Ordu Caddesi üzerindeki tarihi Gedikpaşa İlköğretim Okulu, 21.4 bin YTL'ye Malatyalı işadamı Mehmet Çeker tarafından Özel İdare'den alındı.

CHP Denizli Milletvekili Mehmet Gazalcı, daha üç gün önce bakan Hüseyin Çelik'e, Kadıköy, Maçka, Eminönü, Bakırköy, Levent ve Ortaköy'de merkezi yerlerdeki bu okulların satışına neden gerek duyulduğunu sorarken "Mirasyedi konumuna düşmeyecek misiniz?" diye sormuştu?

Edebiyat Fakültesi'nin karşısında bulunan 2.535 m2'lik okul Ahmet Çetinsaya'nın Eminönü Belediye Başkanlığı (1995-99) döneminde belediyeye alınmıştı. Çetinsaya buraya otel yapmayı düşünüyordu. Ancak CHP'li üyelerin itirazı üzerine dönemin valisi Kutlu Aktaş satışı iptal etti. Olay yargıya intikal etti, okul mahkeme kararıyla Özel İdare'ye geçti. FP'li Lütfi Kibiroğlu burayı Semt Konağı yapmak istiyordu. AKP gelince işin üzerine atladı, bu alanı imar planlarına 'ticaret alanı' olarak geçirdi. Nitekim planlar Büyükşehir'den geçirildi. Özel İdare de satışı uygun görerek, okul yerini kapalı zarf usulü ile satışa çıkardı. Muammen bedeli 17.2 bin YTL idi. Kapalı zarf olunca da ihaleye üç kişi katıldı; Tacettin Coşkun ve Koala İnşaat'ın tekliflerinin üzerinde fiyat veren Mehmet Çeker'in 'Erpet Turizm İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.'de kaldı tarihi okul...

İhaleye iki gün önce girme kararı verdiğini söyleyen Çeker, Malatyalı bir işadamı... Eminönü Belediye Başkanı AKP'li Nevzat Er'in hemşehrisi. Er,

AKP Teşkilat Başkanı Hayati Yazıcı birlikte Başbakan Erdoğan'ın avukatlığını yapmışlardı. Çeker'in, yerel seçimlerde Er'in yanında yeraldığı biliniyor.

21.11.2005'de Hürriyet'te yer alan söyleşisinde "(2001 krizinde) Musalla taşına yatmış bir sanayiciyim. Beni Hüsnü Özyeğin (Finansbank) oradan kaldırıp, yeniden sanayiciliğe döndürdü" demişti. Gebze'de Işık Plastik'in sahibi, sera örtüsü ve plastik boya üretiyor. 2002'de 8 milyon dolar cirosu 2005'de 40 milyon dolara yükselmiş.

Eminönü'nde bugün 600 otel, binlerce işyeri var.

Yarımadaya işmerkezi değil kültür merkezi lazım.

Bir meclis üyesinin söyledikleri ilginç:

"Okulun altında tarihi eser var, vakıf olayı var diye çok kişiyi ihaleden ürküttüler. İhaleye adamlarını soktular. Sırada Ortaköy'deki Yüzme İhtisas'ın yeri, daha önce yanan Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu var..."

Artık kimse trafikten bunalıyoruz diye yakınmasın.

'Doktorsuz' rektör adayı

YENİ üniversite rektörleri için gözler bir kez daha Çankaya'dayken Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde (MSGSÜ) kaygılı bir bekleyiş var! MSGSÜ'lülerin kaygılarındaki neden ise Cumhurbaşkanlığı'na sunulan 3 isimli YÖK listesinde 2. sırada yer alan Onur Altan'ın 'doktorası' konusundaki belirsizlik.Bugüne dek doktorası olduğunu kanıtlayamadığı halde sürekli 'Dr.' unvanını kullanan Onur Altan'ın profesörlüğü de 'bilimsel bir çalışma'ya dayanmıyor. 12 Eylül döneminde askeri yönetim tarafından çıkartılan ve "15 yıl sanatla uğraşanlara da herhangi bir tez çalışması olmadan 'prof' unvanı verilmesini” sağlayan yasadan yararlanan Altan; o yıllarda 'tesisat uzmanı' olarak 'öğretim üyeliği' yaptığı 'iç mimarlık eğitimi'ni 'sanat' olarak bildirerek 'prof unvanı’na kavuşmuş. Ne var ki 'doktora'sı olduğuna dair bir belge bulunamıyor. Şimdi MSGSÜ'lüler, doktorasını kanıtlayamadığı halde Dr. unvanı'nı kullanan 'özel yasa profesörü' Altan'ın YÖK'e ve Cumhurbaşkanlığı'na sunulan dosyasında, bu unvanına ait nasıl bir 'belgesi'nin bulunduğunu merak ediyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları