AKP’ye, ABD’den kaymaklı ekmek kadayıfı

BAZI liderler şanslı olurlar. Bazıları şanssız.

Şanslı liderler, bu şansları ülkelerine de yansıtır.

Mesela Demirel ‘‘şanssız’’ bir liderdi.

Ne zaman başa geçse ‘‘kötü bir şeyler’’ olurdu.

Son olarak başbakanlık koltuğuna oturduğunda önce Zonguldak'ta müthiş bir grizu patlaması olmuş, 60'ı aşkın madenci hayatını kaybetmiş, hemen ardından da Hakkari'de insanlar çığ altında kalmıştı. Şans perisi Demirel'i sevmezdi ve son başbakanlığında ‘‘kader tarafından’’ böyle karşılanmıştı.

Ecevit de pek şanslı sayılmazdı. İlginçtir, Ecevit ne zaman başbakan olsa, dünyada petrol fiyatları artardı.

Tayyip Erdoğan ise şanslı bir başbakan.

Onun şansı Türkiye'nin şansı olunca, bence hiçbir mahzuru yok.

Şimdi de şansı Tayyip Erdoğan'a gülmek üzere.

Erdoğan, ABD'nin talebi üzerine, hiç de canı istemediği halde Irak'a Türk askerinin yollanmasına yeşil ışık yakan kararı Meclis'ten çıkardı.

Ancak sorumluluk hükümetindi ve Allah korusun Irak'tan gelecek her şehit cenazesi Erdoğan ve partisi için eksi hanesine yazılacaktı.

Fakat son günlerde ABD'de ilginç gelişmeler oldu.

Türkiye'ye yönelik olarak Irak'ta oluşan tepkiler ABD'nin ve Pentagon'un gözünü korkuttu.

Türk askerinin gelişiyle Irak'ta istikrarın değil istikrarsızlığın artmasından endişe eden ve şimdiye kadar işbirliği içinde olduğu gruplarla dahi diyaloğunu bozabileceğini gören ABD yönetimi, Türkiye'den asker isteme kararını gözden geçirmeye başladı.

Birkaç günden beri ABD'den bana gelen sinyaller bu yönde.

Dün de Kanal D Haber Ankara temsilcisi Mehmet Akarca, AKP'nin önde gelen isimlerinden biriyle konuşarak bu ‘‘sinyalleri’’ teyit etti.

Bu olasılığın AKP'yi ve liderini keyiflendirdiğini ise söylemeye gerek yok.

‘‘Tezkereyi geçirerek’’, ABD'yi ‘‘mutlu’’ eden Erdoğan'ın, ABD'nin talep etmemesi nedeniyle asker yollamayarak iç kamuoyunu da ‘‘mutlu’’ etmesi AKP içinde ‘‘kaymaklı ekmek kadayıfı’’ olarak görülüyor.

Alpay bilhassa yaptı


İNGİLİZLERİN futbolcu Alpay'a yaptıklarına kızıyoruz. Hiç hakkımız yok. İyi yapıyorlar. Aynı şey bize yapılsaydı, biz nasıl davranırdık acaba? Yani Türkiye'de oynayan bir yabancı futbolcu, milli takımımızın o ülke ile yaptığı maçta bizim futbolculara saldırsa, türlü terbiyesizlik yapsa, biz millet olarak maçtan sonra ne yapardık? En az İngilizlerin yaptığını.Alpay'a gelince. Tüarkiye'de top oynarken sorunlu bir çocuktu. Anlaşılan hálá öyle. Milli maçta Beckham'a saldırması ve ardından yaptıkları ise bence ‘‘planlı’’ bir haraket. Yaptıklarının İngiltere'de bu sonucu vereceğini ve takımından kovulacağını biliyordu. Bence Alpay milli maçı, kendisini sevmediği ve sevilmediği takımından kovdurmak için kullandı. Şimdi de mağduru oynuyor. Oysa Rüştü'nün de dediği gibi onun yüzünden Türkiye mağdur oldu.

Sizi seviyoruz Sayın Bakan


ADALET Bakanı Cemil Çiçek enfes bir yasa tasarısı hazırlıyor. Bazı kanunlarda değişiklik yapacak tasarıyla hortumcunun üzerine gidilmesinin önü daha da açılacak. Yaptığı konuşmanın metnini bana ileten Çiçek, 12 kanun ve kanun hükmünde kararnameyi diğiştiriyor. Bu sayede ‘‘hortumcu davaları’’ hem daha hızlı görülecek, hem de mal kaçırmanın önüne büyük ölçüde geçilecek. Değişiklikler önemli.

Ancak değişiklikten daha önemli olan uygulama. Bugüne kadar uygulama BDDK'nın kontrolündeydi. BDDK ise tam bir ‘‘vurdumduymazlık’’ içinde davranıyordu. Canının istediği hortumcu ile canının istediği gibi anlaşıyor, hatta bazıları ile anlaşmıyor ama üzerine de gitmeyerek iyice büyük bir avantaj sağlıyordu. Dinç Bilgin'le anlaşmadığı gibi, hiçbir işlem yapmayarak mal kaçırmanın önünü açıyor, Bilgin ve ortaklarının kaçırılan mallarla büyük kárlar elde etmesine göz yumuyordu. Böylesi bir vurguna göz yummak için BDDK'nın nasıl bir anlayış içinde olduğunu düşünmek dahi istemiyorum. Neyse ki, Cemil Çiçek'in yeni yasa tasarısı, hortumcuları koruma ve kollama kurumu haline gelen BDDK'nın bu rezaletine de bir son verecek gibi.

Tasarıyla hortumcuların davaları BDDK'nın hiçbir iş yapmayan hukukçuları tarafından değil, Hazine avukatları tarafından takip edilecek.

Bu davalara adli tatillerde de bakılacak ve celse araları 30 günü aşamayacak. Maliye Bakanlığı içinde de özel ‘‘dava takip ve tahsil çalışma grupları’’ kurulacak.

Bu tasarı hortumcuları koruyarak hiçbir tahsilat yapmayan, devletin alacaklarını heba eden BDDK'yı en azından dava takip konusunda devre dışı bırakıyor. Bu da hortumcuların artık ellerini kollarını sallayarak gezemeyecekleri anlamına geliyor. Cemil Çiçek'e bu ülkenin uçurulan milyar dolarlarına sahip çıktığı için teşekkür ediyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Büyük büyük şirketler, küçük küçük yatırımcıları mağdur etmediği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları