Akıllı ve başarılı eşlerini çekemeyen erkekler

“Hiçbir şekilde uyum sağlanamayan bir evliliğe sabır göstermek aptallıktan başka bir şey değil” diyor bu sevgili okurum. 25 yıllık evliliğinde hiç mutlu olamamış, asla uyum sağlayamamış. Ama toplum ne der, düşüncesiyle pek çok kadın gibi, sürdürmek zorunda hissetmiş bu evliliği...

Haberin Devamı

Şimdi artık çok geç, diye düşünüyor olmalı. Ama hiç değilse kendisine kalan şu birkaç yıllık gençliğini huzur içinde yaşamayı düşünmeli.
Nasıl olsa böyle de yalnız değil mi?

25 yıllık beyhude bir evliliği sabırla sürdürdüm

Sevgili Güzin Abla, “Evli ama tek başına” rumuzlu hanımefendinin yüreğinden dökülen sözcükleri köşenizde okuduğumda, yoksa daha önce size yazdım da hatırlamıyor muyum diye düşündüm. Bu hanımefendi gibi ben de evliliğimde çok mutsuzum.
Bazen kadınların niçin evlenmek zorunda olduklarını düşünür, içinden çıkamam.
 Ancak ayakları üzerinde durabilen başarılı bir işkadını olduğu halde anlaşamadığı eşinden ayrılmak için yeterli çabayı göstermeyenleri anlayabiliyorum.
Yılların alışkanlıkları var, çocuk var, her ne kadar kimseye muhtaç olmasak da “topluma hesap verme” borcumuz devam ediyor.
İçki içmiyorsa, dövmüyorsa, aldatmıyorsa evliliği bitirdiğinde hesap vermenin zorluğunu biliyorum.  “Ayrı dünyaların insanlarıydık” demek yeterli olmuyor bizim toplumumuzda.
Ben de 25 yıllık beyhude bir evliliği anlamsız bir sabırla sürdürmüş, bir çocuklu, devlet memuru bir kadınım. Annem ısrarla yapamayacağımı söylese de dinlemeyip evlenmiştim onunla.
Kaynanalı, görümce bolluklu aile apartmanında yaşıyorduk. Ancak ben evlendiğim günden beri yapayalnızdım. Sadece sığındığım bir Allah’ım vardı.

Haberin Devamı

İŞİMDEN AYRILMAM İÇİN BASKI YAPTILAR

Benim ailem modern görüşlüydü ve evlenmeden önce de çalışıyordum. Ancak evliliğimin daha ilk haftasında eşim dahil bütün sülalesi başıma üşüşüp işten çıkmamı, kapanmamı istediler.
Yapmadıkları baskı kalmadı. Eşim sanki en büyük düşmanımdı, ailesinin etkisi altında her akşam rencide ediyordu beni.
Eşime aşık olmamıştım. Ama çok dürüst, güvenilir ve iyi niyetli bir insandı. Annemin çenesinden bıkmıştım. Onun tüm ısrarlarına rağmen yağmurdan kaçmaya çalışmıştım sadece.
Sonrası felaket...
Siz mutlaka böyle bir ortamda yaşayan bir kadının çilesini bilirsiniz. Tek yaptığım akıllılık her türlü baskıya rağmen işten çıkmamak oldu.
Boşanmaya korkmuştum, o eski mahalleye geri dönmek, annemle o sıkıntıları tekrar yaşamak istemedim.
“Kendime ev alayım öyle ayrılırım” dedim. Zaman içinde kendime daire ve arsa aldım.
Ev sahibi olsam da yine de korkularım var. Yalnız yaşayabilir miyim, diye. 25 yıllık evliliği neden bitirdiğimle ilgili, toplumun tatmin olacağı bir cevap arıyorum hâlâ.
Adamın içkisi, kumarı, dayağı yok. Evine bağlı, ev işlerinde yardımcı, her hafta sonu benimle gezmeye çıkar.
 Ancak, bu gezmeler “hanımın şoförü”nü aşamadı bir türlü.
Uzun yıllar önce, tüm ısrarlarıma rağmen bir arkadaşının iş vaadine kanıp erkenden emekli oldu.
Evde oturup kafa dinlemek memnun ediyor onu.

Haberin Devamı

BANA BİR KEZ BİLE İLTİFAT ETMEDİ

Hayat pahalı, insanca yaşayabilmek için üç kuruş yeterli değil. Çocuk okutuyoruz, her şey masraf.
Ben çalışmamış olsaydım, kira vermediğimiz halde büyük sıkıntılar çekerdik, biliyorum.
Her şeyden çok sevdiğim bir çocuğum var.
Ama eşimin umurunda bile değil. Eşim yıllar boyu çalışıyor olmamdan büyük utanç duydu, başkalarının yanında küçümser tavırlar takındı.
Ayrıca, giydiğim tek bir kıyafet bile eşimi memnun etmedi.
Azıcık sürüp sürüştürsem bin türlü hakaretle karşılardı beni.
25 yıl içinde bana bir kez dahi iltifat etmedi. Eşimle ve ailesiyle hiçbir noktada uyuşamadık.
Tamamen farklı dünyaların insanlarıydık. Birkaç kez terk ettim evi. Yalvar yakar geri götürdü beni.
Evden çıkıp iş çevreme geldiğimde içime güneş doğuyordu sanki.
Uzun yıllar bu ikilemle yaşadım. Ben o eve gelin geldiğimden beri aslında tavukların arasına kazayla düşmüş bir kartal yavrusuydum.
Beni tavuk olduğuma inandırmak için öyle zorladılar ki.
 İki arada bir derede kaldım, ne kartal olabildim ne de tavuk.
Şimdi, bu sevgisiz ve anlamsız evliliği bitirmek için ne yapabilirim, diye düşünüyorum.
Çok yalnızım. Bu evliliğin tek güzel yanı, dünya yakışıklısı, saygılı ve sevgi dolu bir oğlumun olması.
Onun varlığı bana güç veriyor. Ama ne zamana kadar?
Rumuz: Beyhude

Yazarın Tüm Yazıları