AK Parti'li Kaya, "Selçuk'taki tiyatronun senaristi de, oynayanı, organizatörü de bellidir"

Güncelleme Tarihi:

AK Partili Kaya, Selçuktaki tiyatronun senaristi de, oynayanı, organizatörü de bellidir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2017 15:15

AK Parti'li Kaya, "Selçuk'taki tiyatronun senaristi de, oynayanı, organizatörü de bellidir"

Haberin Devamı

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, TRT Kent Radyo'nun canlı yayınına katılarak açıklamalarda bulundu. Program sunucusunun sorusu üzerine, geçtiğimiz hafta Selçuk'ta gerçekleşen toplu açılış ve temel atma töreninde yaşanan olayla ilgili konuşan Kaya, "Selçuk'taki tiyatronun senaristi de, oynayanı, organizatörü de bellidir. Cevap hakkı doğmasın diye isim vermek istemiyorum, belediye başkanı aynaya bakarsa bu hadisenin sorumlusunu görecektir. Burası İzmir, İzmir'de kimse birbirine hakaret etmez. İzmir'de bir tane hakaret ve nefret söylemlerinde bulunan isim var, onun da tüm İzmir kim olduğunu net bir şekilde biliyor" dedi.

AK Parti Milletvekili Kaya, TRT Kent Radyo İzmir'de Kemal Kamburoğlu'nun canlı yayın konuğu oldu. Burada soruları cevaplayan, İzmir'in hedefinin İstanbul'un ardından ikincilik olduğunu söyleyen Kaya, projeleri anlattı. Başbakan Binali Yıldırım'ın kentin önüne bir hedef koyduğunu vurgulayan Kaya, "İzmir'e genel bir perspektiften bakarsak, kentin önüne Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'ın koyduğu bir hedef var. Biz her zaman 34 İstanbul, 35 İzmir diyoruz. İzmir, İstanbul'un arkasından ikinci büyük kent olmalı. Bu CHP'li 15 yıllık belediye dönemi içerisinde A'dan Z'ye her dalda, maalesef beşinciliğe, altıncılığa, hatta kimi dönemlerde yedinciliğe düştüğümüz zamanlar oldu. Biz bunu değiştirmek için çalışıyoruz" dedi.

İzmir'e yapılan kamu yatırımlarına da değinen Kaya, "İzmir-İstanbul Otoyolu tamamlanıyor, İzmir-Ankara hızlı treninde inşaat çalışmaları hızla sürdürülüyor, devamında yapılacak olan İzmir-Ankara otoyolu, İzmir Antalya otoyolu, bunların hepsi tekrardan İzmir'i şaha kaldıracak, o geçmişteki parlak günlerine geri döndürecek projelerdir. İzmir çok daha kolay ulaşılabilir olacak, üretimin, ticaretin, pazarlamanın odak noktası haline gelecek. Rakamlar ortadadır, 35 proje 35 milyar dolara tekabül ediyor. Bizim hükümet olarak İzmir'e bugün itibariyle yapmış olduğumuz kamu yatırımının tutarı eski parayla 44 katrilyonu bulmuştur. 35 Proje'nin 2023'e kadar tamamlanması hususunda Sayın Başbakanımız ortaya hedefi koydu. Bunların 8 tanesi bitti, yapımı hızla süren, projesi tamamlanan ve ihale aşamasına gelenler var, 2023'e kadar biz bunları tamamlamış olduğumuzda ortada büyük bir rakam olacak. O tarihe kadar rutin kamu yatırımları 50 katrilyonu bulacak, buna ek olarak da 35 milyar dolarlık bu 35 proje ile birlikte izmir'deki kalkınmayı hep birlikte görmüş olacağız" diye konuştu.

"CHP'Lİ BELEDİYELER PROJE ÜRETMİYOR"

CHP'li yerel yönetimlerin proje üretmediğini öne süren Kaya, "Maalesef geçmişte İzmir'deki seçimlerde projeler değil ideolojiler yarıştığı için, CHP'li belediyeler slogan siyasetinden, ideolojik siyasetten öteye gidemiyorlar. Hizmet siyaseti ile uzaktan yakından alakaları yok. Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım 2014'te İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunda, 1414 tane proje ortaya koydu. Sayın Kocaoğlu'nun ortada hiçbir projesi yoktu. Bunların gerçekten böyle bir derdi hiçbir zaman olmadı" dedi.

"İSTEMEZÜK CEPHESİ HİÇ BOŞ DURMUYOR, MALUM ODALAR BUNLARIN ÖN BAHÇESİDİR"

Körfez Geçiş Projesi'nde gelinen noktayı anlatan Kaya şöyle devam etti:

"1 Kasım 2015 genel seçimlerinden hemen sonra Sayın Başbakanımız projenin detaylarını basın mensuplarıyla, kamuoyuyla paylaştı ve kentin bunu tartışmasını istedi. Bu proje, 6 dakikada İzmir'in iki yakasını birbirine bağlayacak bir proje. İzmir'de 1 milyon 200 bin araç var. Bu araçlar mevcut durumda ya 31 kilometrelik şehir içi yolunu kullanıyor, ya da 52 kilometrelik Çevre Yolu'nu kullanarak şehrin bir yakasından diğer yakasına geçiyor. Bunların önemli bir kısmı bu projeyle karşıdan karşıya 6 dakikada geçme imkanı bularak kent içindeki diğer iki yolumuzu kullanmaktan vazgeçecek. Böylelikle de kent içi trafikte müthiş bir rahatlama imkanı sağlanmış olacak. Ama istemezük cephesi yine boş durmuyor. ÇED sürecini bitirdik, karşımızda yine bir dava bulduk. CHP'li belediyelerin uzantıları sahneye çıktı. Bu dava açan malum odanın yönetimine bakıyorsunuz, 7 arkadaşın 5'i CHP'li belediyelerde çalışıyor. Bazen bakıyoruz, stadyum projelerinde olduğu gibi kimi zaman direkt kendileri dava açıyor, kimi zaman da tepki almamak için uzantılarına dava açtırıyorlar. Kamuoyundaki rahatsızlığı görünce çıkıp 'bu odalar bizim arka bahçemiz' değil dediler. Ben söylüyorum, bu odalar bunların arka bahçeleri değil ön bahçeleridir. Bunlar iç içe girmiştir, her konuda ortak hareket etmektedir. İzmir'de yapılacak kamu yatırımlarının önünü kesmek için pusuda bekliyorlar."

"İZMİR'DE BİR TANE HAKARET VE NEFRET SÖYLEMLERİNDE BULUNAN KİŞİ VAR"

Programı sunan Kamburoğlu'nun sorusu üzerine 8 Eylül'de Selçuk'ta İZBAN töreninde yaşananlara değinen Kaya, "8 Eylül'deki Selçuk'un kurtuluş gününde yaşanan ve neredeyse onun akabinde 9 Eylül İzmir'in kurtuluş günü törenlerini etkilemeye yönelik yaşanan kabul edilebilir bir durum değildir. 8 Eylül'de Selçuk'ta ne vardı; Selçuk'un kurtuluş günü, toplu açılış ve temel atma törenleri vardı. Buna ilişkin de programlar çok önceden yapılmıştır. Cevap hakkı doğmasın diye ismini vermek istemiyorum. TCDD Genel Müdürü'nün çok net açıklamaları var. Diyor ki, 'Biz bayramdan önce Belediye Başkanı ile görüştük, kendisini bilgilendirdik, kendisi de çok güzel olacağını söyledi. Yetinmedik, bir daha aradık. Tarih, gün ve saat verdik. Sonuçta bu törende bir araya geldik.' Ben çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum, o törende ne bir hakaret, ne de birisinin konuşmasını engelleme durumu olmadı. Biz bugüne kadar çok açılış töreni, çok etkinlik gördük. Geçmişte ne oluyorsa aynısı oldu. CHP'li bir grup orada slogan attı, sonrasında da AK Partili bir grup 'Recep Tayyip Erdoğan' diye slogan attı. Gayet saygılı, gayet nezaketli, nefret söylemi içermeyen bir durumdan bahsediyorum. Burası İzmir, İzmir'de kimse birbirine hakaret etmez. İzmir'de bir tane hakaret ve nefret söylemlerinde bulunan isim var, onun da ismini vermeyeceğim ama tüm İzmir kim olduğunu net bir şekilde biliyor. Öfke nöbetine girdi, hep birlikte gördük. Siyasi hırslarının onda biri kadar İzmir'e hizmet etme hırsı olsaydı bu kent böyle olmazdı" dedi.

"SELÇUK'TA TİYATRO OYNANDI"

Selçuk'ta bir tiyatro oynandığını savunan Kaya şunları söyledi:

"Orada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı var. Bir devlet adabı vardır. Bir devlet saygısı vardır. Biz hiçbir noktada kimseye saygısızlık yapılmasına müsaade etmeyiz. Bakın net söylüyorum, bu a veya b partisi olsun fark etmez, karşılaştığımız kim olursa olsun, saygıyı ve asgari nezaket kurallarını göz ardı etmeden davranılması hususunda bilinçli bir siyasi geleneğin temsilcileriyiz. Biz insanlara değer veriyoruz. Görüşleri ne olursa olsun, biz uzak ya da yakın fark etmez, biz temsil edilen makama değer veriyoruz. Bu Belediye Başkanı, olmayan bir hadiseyi varmış gibi göstermeye çalışmıştır. Bir tiyatro oynamıştır. O alanda hiç kimsenin birbirine yaptığı bir hakaret yoktu ama etrafa hakaretler yağdıran tek bir kişi vardı, onu da İzmir kamuoyu çok net bir şekilde biliyor. Yakın zamanda partisinin il kongresi var, yeniden adaylıkla ilgili düşünceleri var, kendi örgütüne bir mesaj vermeye çalışmıştır, kendi örgütündeki pozisyonunu kuvvetlendirmeye çalışmıştır, bunun için de buradaki töreni kullanmıştır. Zaten süreç içerisinde de kendi kendini yalanlamıştır. Baştan dedi ki, 'Devlet Demiryolları bana bilgi vermedi' sonra da çıkıp 'Evet, bana bayramdan önce bilgi geldi' ifadesinde bulundu. Böylelikle olaydan hemen sonra attığı tweet'leri kendisi yalanlamış oldu. Bir yalanını daha kendi ortaya çıkardı. Siyasi hesapları uğruna milleti provoke edici bir faaliyet gerçekleştirmiştir. Bu yakışmadı, bu olmadı. İzmir hoşgörünün şehridir. İzmir'de herkesin yaptığı ortadadır. Biz kavgayla değil sevgiyle anılırız, uzlaşmayla, diyalogla anılırız. Belediye Başkanı açısından durum böyle değildir. Geçmişte kendi partisinin milletvekillerine, belediye başkanlarına kameralar önünde hakaretamiz ifadeler kullandığını hepimiz biliyoruz. Bunun böyle bir tarzı var. İzmirliler neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Sorumluluk sahibi olacağız, 8 Eylül Selçuk'un kurtuluş gününde böyle bir şey yapıyorsunuz, ertesi gün de 9 Eylül İzmir'in kurtuluş günü. Bu şehirde gerginlik çıkarmaya çalışıyorsunuz. Siyasi hesaplar uğruna böyle bir şey yapıyorsunuz. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Orada bir kişinin burnu kanasaydı, Belediye Başkanı olsan ne yazar, dünyanın en büyük makamında yer alsan ne yazar. Ben daha yaptığı işleri, orada sarf ettiği sözleri söylemek istemiyorum, çünkü gerçekten buna terbiyem el vermiyor. Olay yaşandı, bitti, akabinde yaşananlara bakıyoruz, dediklerimizi doğruluyor. 9 Eylül'ü İzmir'in kurtuluş gününden ayrı bir noktaya taşıma gayreti oldu, kendi örgütüne mesajları oldu, örgütünden bu noktada kendisine gelen mesajlar oldu, işte bu tiyatronun amacını böylece hep birlikte görmüş olduk. Ama ben İzmirlilere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu oyuna gelmediler, İzmirli duruşu ile her zamanki gibi kendilerine yakışanı yaptılar. Sayın Başbakanımız o gün 250 milyonluk yatırımın açılışını yaptı, 400 milyonluk yatırımın da temelini attı. İzmir için önemli kazanım olmuştur. İzmir adına şükranlarımızı sunuyoruz."

BUCA BELEDİYE BAŞKANI HADSİZLİK YAPTI

Yaşanan olayların ardından basına yansıyan açıklamaları da değerlendiren Kaya, "Buca Belediye Başkanı çıkıp diyor ki, 'Sayın Başbakan özür dilesin.' Devlet hiyerarşisinde, devlet terbiyesinde böyle bir şey yoktur. Bu hadsizliktir. Bunu siyasi terbiyesi olmamasına ve devlet adabını bilmemesine veriyorum. Ülkenin Başbakanının yanından bağırıp çağırarak, öfke nöbeti halinde çıkıp gidiyorsun, sonra da özür bekliyorsun. Bu ilçe belediye başkanı, kendi ilçesinde yapılan gençlik merkezi açılışı öncesinde o merkezin bahçesindeki 100 metrelik alanı düzenleyemedi. Oraya Ödemiş'ten çim, Menderes'ten park ve bahçe malzemesi geldi. Herkes işine baksın, işini iyi yapmaya çalışsın" dedi.

RANDEVU KONUSUNA DEĞİNDİ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Başbakandan randevu beklediğiyle ilgili açıklamalarına da değinen Kaya, "Bu çok komik bir şeydir. Başbakan iki gün İzmir'de olacak, tüm programlara davetlisin ve protokol gereği hemen yanında olma durumun var. Başbakanın programını terk edip gidiyorsun sonra da randevu alamıyorum diyorsun. İnsanlar sana güler, bunu yapma" diye konuştu.

GÖKKUŞAĞI BENZETMESİ

Başbakan Binali Yıldırım tarafından temeli atılan statlarla ilgili süreç hakkında da konuşan Kaya, "Tam üç yıl kuru gürültü, içeriği boş olmayan davalarla bekledik. TOKİ ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Türkiye genelinde 16 tane stadyum yapılması hususunda karar almıştı, bunların 3 tanesinin de İzmir'e kazandırma noktasında Sayın Başbakanımız devreye girmişti. Bu 16 stadyumla ilgili çalışmalar aynı dönemde başladı. 13 stadyumun ihalesinde hiçbir itiraz olmadı, davalar açılmadı, engellemeler olmadı ve inşaatlar yükselmeye başladı. İşte Eskişehir, Antalya, Sivas, Malatya, buralarda gittik Göztepe'mizle birlikte, maçları izledik. Bunlara hep gıpta ile baktık. İzmir'deki stadyumlar da aynı dönemde planlandı ama yapılamadı. Sebebi işte bu engellemeler ve açılan davalardır. Neden dava açtılar, neden engellediler, bakıyoruz bu stadyumların mevcut yerlerine yapılmasını istemediler. 400 milyonluk bir proje, üç stadyumun toplam maliyeti bu miktarı buluyor. Ve bu üç proje de kulüplere gelir getirecek, 24 saat yaşayan stadyumlardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu stadyumları burada istemediğini söyledi. Taraftar burada istiyor, kulüp yönetimleri burada istiyor, camialar burada istiyor, çevredeki esnaf burada istiyor, çevre sakinleri burada istiyor, İzmirliler burada istiyor, bir tek belediye istemiyor. Bu stadyumların yerlerinin tarihi önemleri var. Burada hatıralar var. Burada yaşanmışlıklar var. Burada başarılarla dolu bir tarih var. Herkes burada istiyor, sen neden istemiyorsun? Biz üç yıl maalesef bu istemezükçülerle uğraştık. Bu işler belediye başkanının keyfine göre olmaz. Gerçi biz belediye başkanını artık biliyoruz. Aziz Bey gökkuşağı gibidir. Renkten renge giriyor. Hangi renkte çıkacağı hiç belli olmuyor. İyi günü oluyor bir başka renkte çıkıyor, kötü günü oluyor başka bir renkte çıkıyor. 4 milyon İzmirlinin kaderi, onun hangi renkte çıkacağına bağlı olamaz. Bir gün başka, bir gün başka, bu sorumlu bir yöneticiye yakışan bir görünüş değildir. Sonunda ne oldu, bitti. Onlar inat etti davalarla, biz de 'inat da bir murattır' dedik ve 9 Eylül günü bu stadyumların temelini attık" diye konuştu.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!