Ajansların istediği fotoğraflar

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Hürriyet'in dış fotoğraf satışları sorumlusu Oğuz Şeren söyledi. Dün dünyanın önde gelen ajansları, Hürriyet'ten Eşber Yağmurdereli'nin fotoğrafını istemişler.

Ajansların bu ilgisi, Türkiye'nin başına gelecek yeni bir eleştiri dalgasının ilk işareti.

ÇORAP MI ÖRÜLÜYOR

Türkiye iki gün arayla, kendi elleriyle kendi başına dert açacak iki gelişmeyi hazırlıyor.

Önce Eşber Yağmurdereli, sadece ve sadece düşüncesi dolayısıyla, Kanal D kapısından apar topar götürülüyor.

Bu işi yapanların, hükümetin başına çorap örmek amacıyla hareket ettikleri belli.

Yoksa, gözleri görmeyen bir insana, televizyon kameralarının önünde böyle muamele edilmesini başka türlü nasıl açıklayabiliriz?

Eğer İçişleri Bakanı böyle bir emri verecek kadar çılgınlaşmadıysa, biliniz ki birileri bu hükümete kötülük etmek için harekete geçmiş durumda.

Türkiye'nin başına dert açacak ikinci gelişme ise, cezaevinden çifter çifter kaçırılan Avrasya mahkûmları.

Gemi kaçırmaktan ceza yemiş kişilerin komiklik sınırını aşan bir biçimde cezaevinden kaçırılmaları, Türkiye'nin terörizme karşı mücadelede kullandığı tezleri iki gecede yerle bir etti.

Türkiye, uluslararası platformlarda, terörün her türlüsüne karşı büyük bir mücadele veriyor.

Bu mücadelede kullandığı temel tezi de şu:

‘‘Terör terördür ve bunun ortadan kaldırılması için bunun her türlüsüne karşı çıkmak gerekir.’’

BANA DOKUNMAYAN...

Bugün terörün ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük engel, ülkelerin kendilerine dokunmayan terör örgütlerine karşı müsamahalı davranışlarıdır.

Terör örgütlerinin çoğu, cinayetlerinin ve suçlarının önüne kalkan olarak, kendilerine ait bir ideali koyuyorlar.

Kimi ‘‘ulusal bağımsızlık’’, kimi ‘‘dini inanış’’, kimi başka gerekçelerle cinayetlerini saklamaya uğraşıyor.

Ne yazık ki, bazı ülkeler de kendi menfaatleri için ‘‘ötekilerin teröristlerine’’ karşı müsamahalı, hatta yardımcı bir tutum içine giriyorlar.

Şimdi, Avrasya Feribotu'nun kaçırılıp içindeki insanların rehin alınması, terör suçu mudur, değil midir?

Bu soruya sağlıklı cevap verebilmek için, şu soruya da cevap vermek gerekir.

Aynı işi üç beş PKK'lı yapsa ne düşünürdük?

Hiç düşünmeden, ‘‘Evet terör olayıdır’’ cevabını verirdik.

Öyleyse, Avrasya Feribotu'nu kaçıranları neden tek tek kaçırıyoruz?

O zaman Dursun Karataş'ı serbest bırakarak, kaçmasını sağlayan Fransızlar'a neden kızıyorsunuz?

TEZLER ZAYIFLIYOR

Bu beş kişiyi cezaevinden kaçıran Türkiye, artık uluslararası platformlarda PKK terörüne karşı verdiği mücadelede önemli bir kozunu kendi eliyle zayıflatmıştır.

İlk iki Çeçen kaçırıldıktan sonra Rusya'nın buna karşı tepkisi ne olmuş diye araştırdım.

Rusya ne Moskova'da, ne de Ankara'da bu konuda bir girişimde bulunmuş.

Sadece İnterfaks haber ajansında, kaçan Çeçenler'in Çeçenistan'a girmemesi için önlemler alındığına dair bir haber yayınlanmış.

Acaba Rusya neden tepkisiz kaldı? Cevabını bilmiyorum.

Ama aklıma kötü şeyler geliyor. Moskova Çeçenler'e yardım konusunda Türkiye'yi çok defa uyardı. Hatta, ‘‘Sizin için PKK ne ise bizim için de Çeçen direnişçileri odur’’ diyerek, olaya nasıl baktıklarını açıkladılar.

Türkiye bu sözlere kulak asmadı. Bunun üzerine Ruslar, ‘‘Siz Çeçenler'e yardıma devam ederseniz, biz de PKK'ya yardım ederiz’’ imaları yapmaya başladılar.

Türkiye yine iplemedi.

İKİSİ BİR Mİ

Şimdi son zamanlarda, Rusya'nın PKK'ya ciddi para ve silah yardımı yaptığı yolunda bilgiler geliyor.

Kimse kalkıp, ‘‘PKK ile Çeçenler bir mi’’ diye sormasın. Bizler için bir olmayabilir. Ama Rusya için olabilir.

Herkes terör olayına kendine göre tarif yapmaya başladığı zaman, bu baş belasını ortadan kaldırma imkânı da söner.

Diyorum ya, galiba birileri bu hükümetin başına çorap örmek için düğmeye bastı.

Yazarın Tüm Yazıları