Aile...

GÜRÜLTÜ bir yerde ayyuka çıkınca kimin haklı kimin haksız olduğunu anlamak zor olur. Van’daki Yüzyıl Üniversitesi olayı öyle oldu. Ne var ki, yargı son sözü söyleyinceye kadar, bu sırada ortaya atılmış bazı iddiaların tortuları zihinlerde kalacak.

Son -ve çirkin- bir iddiayı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak ortaya attı:

Yücel Aşkın Ermeni kökenli imiş...

Biliyorsunuz birkaç gün önce de Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü’nün tutuklanmasına kadar varan olayların gerisinde aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Sekreteri olarak çalışan ağabeyi Ramazan Çelik’in bulunduğunu söyleyenlere ateş püskürmüştü. Bakana göre ağabeyi kendi halinde bir memur olmasına ve bu tür meselelere hiç burnunu sokmamasına rağmen birileri hem onu hem de Çelik ailesini karalamaya çalışıyordu. ‘Van’da her şey Ramazan Çelikten sorulur’ türü laflar ahlaksızca uydurulmuş bir yalandı. Esasen kendisi bu iddia ve iftira sahipleri hakkında dava açarak hem kendisinin hem de kendisi üzerinden hükümetin ve sonuçta AKP’nin hırpalanmasına izin vermeyeceğini gösterecekti.

Biz önce Aşkın’la ilgili iddiaya dönelim:

Bu iddiayı çirkin bulduğumuzu, Aşkın’ın kökeni Ermeni olduğu veya olmadığı için söylemedik. Çünkü bir insanın Ermeni kökenli olması bizim gözümüzde onu ne yüceltir ne alçaltır. Aynı şeyi Türk veya başka bir kökenli için de söyleriz. Biz insanları milliyetlerine ve etnik kökenlerine göre değil, insanlığa ne ölçüde yararlı olduklarına göre ayırırız. Çirkin bulmamızın nedeni şu veya bu kökenden gelmeyi hálá bir aşağılanma sebebi sayanların olması ve son örneğin de milletvekili sıfatını taşıması. Kaldı ki Aşkın’ın eşi Oya Aşkın, kendisine soranlara Yücel Aşkın’ın aile kökeni hakkında yeterince bilgi vererek bu iddiayı yalanlamış. Bu arada çocukluk yıllarımızdaki radyo programlarından anımsadığımız Batı müziği sanatçısı Necip Aşkın’ın, Yücel Aşkın’ın babası olduğunu açıklamış. Ama Sayın Bakan’ın ağabeyi Ramazan Çelik’le ilgili iddialara verilen yanıtlarla ortaya çıkan durum, bu kadar net bir sonuca ulaşma olanağı vermiyor:

Bizzat Ramazan Çelik’in ağzından basına yansıyan bilgiler, kendisinin öyle kendi halinde bir memur olmaktan çok öte bir konum üstlendiğini ortaya koyuyor. Örneğin dünkü Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi’nde Metin Işık’a;

‘Van’ın her sorunu ile ilgilendiğini’ söylemiş. Milli Eğitim Bakanı olan kardeşi Hüseyin Çelik’in nüfuzundan yararlandığını da şu sözlerle açıklamış:

‘Son olarak Ankara’ya gittim. Tıp fakültesinin yeni hastanesinin arazisi için Yüksek Planlama Kurulu’ndan (YPK) karar çıkarılmasını sağladık. YPK’da karar kolay çıkmıyor. (...) Ben hizmet için Van’a her katkıyı sağladım. İspanyol firması yetkilileri geldi, (bir fakülte sekreterinin işi bu mu diye sormayın) görüştüm’ demiş. Gerçi ‘Ama bu ihaleyle bir ilgim yok. Yetkim de yok’ diye eklemiş ama ilgisi ve yetkisi yoksa firma yetkilileri neden kendisiyle görüşmüşler veya o hangi nedenle gerekli görmüş de bu görüşmeyi yapmış... Söylememiş.
Yazarın Tüm Yazıları