Ahu Özyurt, mezun olduğu lisede öğrencilerle buluştu

Gürkan DURAL/BURSA,(DHA) - BURSA'da mezun olduğu lisede öğrencilerle buluşan haber spikeri Ahu Özyurt, tartışma programlarına ilişkin "Aslında konuklar birbirlerini büyük ölçüde tanıyorlar, ölçülü bir fikir çatışması yönetmeye gayret ediyoruz. Herkes birbirine saldırmadan, birbirinin üzerinden kitleyi ikna etmeye geliyor" dedi.
Haber spikeri Ahu Özyurt, mezun olduğu Bursa Anadolu Lisesi’nde (BAL) öğrenciler ile bir araya geldi. BAL Zirve’nin konuğu olarak panelde öğrencilerin sorularını yanıtlayan Özyurt, eğitim hayatı ve mesleğiyle ilgili açıklama yaptı. Yıllar sonra yeniden mezun olduğu okula gelmenin kendisine mutluluk verdiğini belirten Özyurt, “Öğrencilerin burada inşa edecekleri dostluklar, zenginlikler bundan sonraki hayatlarında belki üniversiteden bile daha etkili olacak. Sistem değişiyor, üzerlerindeki yük değişiyor, farkındayız. Bizim kadar kolay değil onların işi ama çok daha büyük fırsatlar var, çok daha açık bir dünyaya mezun olacaklar önümüzdeki günlerde. Onlar için cesaretli günler geliyor, ben onların cesaretlerini ve ufuklarını açmak için geldim” diye konuştu.
Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Ahu Özyurt, “Öğrencilere tavsiyem; yapmak istedikleri işi, okulu ne olursa olsun eninde sonunda yapabilirler. Ben de buradan mezun olduktan sonra işletme okudum ama bu sıralarda gazetecilik yapacağımı biliyordum. Bu sıralarda karar verirlerse ne okurlarsa okusunlar, kaderlerini çizmiş oluyorlar. Üniversite seçmek, hayat seçmek değil. Hayatınızı siz seçiyorsunuz, onu da büyük ölçüde bu sıralarda seçiyorsunuz” dedi.
'UZLAŞI ZEMİNİ OLMASINI İSTİYORUZ'
Televizyondaki tartışma programında moderatörlük de yapan Özyurt, yaşanan fikir çatışmalarını nasıl yönettiği ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı:
“İşinize hazır gitmek, ev ödevinizi iyi yapmak bu işin temeli. Tartışma programlarının kendi içerisinde bir dinamiği var. Aslında konuklar birbirlerini büyük ölçüde tanıyorlar, ölçülü bir fikir çatışması yönetmeye gayret ediyoruz. Herkes birbirine saldırmadan, birbirinin üzerinden kitleyi ikna etmeye geliyor. Fikirler farklı olsa da siyasi duruşlar farklı olsa da herkes tırnak içerisinde 'karşı kampta' diye tabir edebileceğimiz kişilere kendi fikrini pazarlamaya çalışıyor. Bunun aynı zamanda uzlaşı zemini olmasını istiyoruz. İnsanlar nasıl Meclis'te birbirleriyle tartıştıkları halde kuliste milletvekilleri dost kalabiliyorsa, bizim programlarımızda da karşılıklı fikir sertleşse bile tansiyonu düşürebiliyorum belli bir noktadan sonra. Onlar anlıyorlar benim bakışımdan, onlar da günün sonunda eve gittiklerinde dost kalabilmeyi becerebiliyorlar.”

FOTOĞRAFLI