Ahmed Tatlıses babasını anlatıyor

İbrahim Tatlıses’in oğlu Ahmed Tatlıses, vurulduğu dakikadan bugüne kadar bir an olsun babasının yanından ayrılmayan isimdi...

Hastanede ziyaretçileri kabul eden de, bir dakika yoğun bakımdan ayrılmayan da, babasını Almanya’ya götüren de, kolları sıvayıp işlerin başına geçen de oydu...
Tatlıses vurulduktan sonra iki-üç kez görüştüm Ahmed Tatlıses’le...
İbo’nun sağlığıyla ilgili bütün gelişmeleri, vurulma anını hep onun ağzından öğrendim.
Önceki gün yine birlikteydik, “Bu sefer yazayım anlattıklarını” dedim, bu sefer “Peki yaz” dedi...
/images/100/0x0/55ea86e4f018fbb8f885c750
Babanın vurulduğu haberini ilk aldığında neredeydin?..
- Evde 4,5 aylık oğlumun yanındaydım. Nasıl fırlayıp hastaneye gittim hatırlamıyorum. Babamla aynı anda kapıdan içeri girdik...

İlk gördüğünde ne yaptın?
- Bacaklarım tutmuyordu. “Neden bu hastaneye getirdiniz?” diye bağrınmaya başladım. O sırada bir iki tane vurmuşum korumalara. Ambulansa koydurup hemen Acıbadem’e götüren de benim... Benim evim Maslak Acıbadem’in yanında, oğlum o hastanede doğdu. İyi biliyorum yani orayı...

O sırada baban nasıl?
- Kafasından vurulmuş, her yeri kan içinde ama şaşırtıcı derecede bilinci açık. Kolu tutmuyormuş haberimiz bile yok çünkü hepimiz kafasıyla ilgiliyiz. Benim o sağa sola saldıran halimi görünce bana ne dedi biliyor musun?

Konuşabiliyor muydu?
- Evet... Son derece de sakindi, “Rahat ol evlat, bunu da hallederiz” dedi.

İlk sözü bu mu oldu?
- Evet... Ambulansta giderken ikinci olarak da “Bana bunu kim yaptı?” diye sordu...

O kadar bilinci açıktı yani...
- İnanılır gibi değil. Vurulduğu gece son olarak Acıbadem’de ameliyata girerken konuştu. Ameliyat kapısında, “Merak etme, ben buradan çıkacağım” dedi. Yığıldım kaldım olduğum yere, saatlerce kalkamadım.

HASTANEDE ŞARKI SÖYLÜYOR

Şimdi sağlık durumu nasıl?

- Ben buraya gelmeden doktorlar “Artık taburcu olabilirsiniz” dedi. O kadar iyi durumda.Ama biz biraz daha kalsın istiyoruz... Fizik tedaviye biraz daha devam etsin orada. Haziran başında dönebiliriz. Çünkü orada daha rahat, buraya gelse ziyaretçiden yorgun düşer.

Konuşmasında bir aksaklık var mı?
- Konuşmasında zaten hiç problem olmadı.

Şarkı söylemeye devam eder yani...
- Hastanede söylüyor zaten. Kendi şarkılarını söylüyor, albümlerini dinliyor.

Ayağa kalkabiliyor mu artık?
- Kendi işlerinin tamamını kendi yapıyor artık. Masada oturup yemek yiyor, ayağa kalkıp yürüyüşler yapıyor. Sohbet ediyor, gülüyor, eğleniyor... Parmaklarını oynatmakta zorlanıyordu, artık onu da yapmaya başladı.

ÇİĞKÖFTELER İSTANBUL’DAN

Kebap falan yemeye başladı mı?

- Yemez mi? Çiğköfte getirtiyoruz ıstanbul’dan. Doktorlar acı konusunda uyarıyordu, kaşıntı falan yapar diye. Geçen hafta acı da yemeye başladı. Acı yiyorsa İbrahim Tatlıses düzelmiş demektir...

Türkiye’de en çok neyi özlüyor?
- Tabii ki sahneye çıkıp şarkı söylemeyi. Ben babamı çocukluğumdan beri en çok sahnede mutlu gördüm. Oraya çıktığı anda arkasındaki tüm sorunları unutur o...

Hastanede Türk televizyonlarını izliyor mu? Dizi tiryakisi falan oldu mu?
- Çok izlemiyor. Hastanenin yayınında bir tek TRT var, ona bakıyor arada sırada. Öyle çok televizyon izleyen biri değildi zaten.

Günlük gazeteleri okuyor mu?
- Ara sıra... TV ya da gazetedeki olaylarla kafasını meşgul etmesinden çok kendiyle ilgilenmesini istiyor doktorları.

Artık babamın yanından bir dakika ayrılmam

Bu yaşadıklarınız sizin baba-oğul ilişkinize nasıl etkiledi?

- O benim babam... Demirci İbrahim olsaydı da babamdı, İbrahim Tatlıses olsa da babam. Baba kaybetmenin korkusunu ilk kez bu kadar derinden hissettim.

Eskiden aranızın biraz açık olduğu söylenirdi...
- Değildi... Her baba-oğul arasında yaşanacak şeyler bizde de olmuştur ama hiçbir zaman kırgın olmadık birbirimize.

Sen babandan bağımsız kendi işini yapıyordun, babanın yokluğunda şimdi tüm işlerin başındasın. Baban döndükten sonra ne olacak?
- O ne isterse onu yapacağım... Ama şunun kararını verdim; artık onun yanından bir dakika bile ayrılmam. Benim için, “Allah herkese senin gibi oğul versin” lafını söyledi ya... Hâlâ ağlatıyor beni bu sözü...

Ne kadar süredir Almanya’dasın?
- Sürekli oradayım, otelde kalıyoruz. Buraya 10-15 günde bir iki-üç günlüğüne geliyorum işler için. Sonra hemen dönüyorum.

Oğlunu özlemiyor musun?
- Burnumda tütüyor. Oğlum 4,5 aylık, 2,5 aydır da bu işlerle uğraşıyoruz... Baba-oğul ilişkisinin ne olduğunu öğrenmek için demek ikisini bir arada yaşamam gerekiyormuş.

Siyaset 4 yıl sonra...

Başbakan’ın aday göstermemesine üzüldü mü?

- Hayır bu konuda hiçbir kırgınlığı olmadı.

Bağımsız adaylıktan neden vazgeçti?
- Seçim süreci çok yorucu olacağı için. Muhtemelen Başbakan aday gösterseydi de aynısı olacaktı, affını istemek zorunda kalabilirdi.

Bir daha siyaseti deneyecek mi?
- “Dört yıl sonra Meclis’teyim” diyor.

Bu hafta görüntüsünü yayınlayacağız

Kral TV gecesine neden bağlanmadı?
- Doktorlar gereksiz olduğunu söyledi. “Heyecanlanmasına, onun için hazırlık yapmasına gerek yok, çıkmasa ne olur?” dediler... Zaten “Başbakan Erdoğan gelecek” dediler, o yüzden bağlanmaya sıcak baktı babam. Başbakan’ın da gelmeyeceğini öğrenince doktorların uyarısını dinledi.

Ne zaman medyanın önüne çıkacak?
- Sadece Türkiye’de değil, Ortadaoğu’da Avrupa’daki hayranları da bunu merak ediyor. ıbrahim Tatlıses’in son halini görmek istiyorlar. Bu hafta yeni fotoğraflar çektirip dağıtacağız basına. Ayrıca 1-2 dakikalık konuşmasının yer aldığı görüntüsünü de vereceğiz, tatlises.com’da yayınlanacak babamın ilk konuşması.
Yazarın Tüm Yazıları