'Ahlaksızlık'

Güncelleme Tarihi:

Ahlaksızlık
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2017 00:21

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KHK’larla akademisyenlerin üniversitelerden ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bunun adı ahlaksızlıktır. Bir rektör muhbir olabilir mi” dedi. Referandum stratejisini belirlemek üzere CHP’nin Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu ve Meclis grubunun ortak toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

ÜNİVERSİTEYE DÖNECEKLER
“Üniversiteler susturuldu. KHK ile görevine son verilen öğretim üyesi sayısı 4 bin 811 oldu. Hangi ahlak bir akademisyeni kapının önüne koyar? Bunun adı ahlaksızlıktır. Birinci sorumlu YÖK, ikinci sorumlu rektörler. Rektörler kendilerini muhbir olarak konumlandırdı. Bir rektör muhbir olabilir mi? Utanma duygusu diye bir şey var, o kadar kitap okudunuz, makale yazdınız, yanında beraber çay içtiğiniz insanı nasıl ihbar edebilirsin. Yarın bu insanların tamamı üniversitelere geri dönecek. Bu rektörler bu arkadaşlarının, daha da önemlisi çocuklarının, eşlerinin yüzüne nasıl bakacak? Sadece bilim insanı değil, sanatçıları da kapının önüne koydular.

Bu kadar hoca kapının önüne konmuş, hiçbir üniversiteden tık çıkmıyor. Aydın, toplumun öncüsüdür, önderidir, elinde meşale ile yürüyendir aydın. Bu üniversitelerden aydın falan yetişmez, bu anlayışla giderlerse, Türkiye’yi Ortaçağ karanlığına götürürler.

YSK DEVRE DIŞI BIRAKILDI
Sivil darbe sonrası hukuk, demokrasi, insan hakları, ahlak diye bir şey kalmadı. TBMM diye bir şey de kalmadı. Görünürde var ama fiilen dişleri sökülmüş bir aslana benziyor. Binası görkemli, içindeki insanlar milletvekilleri, iyi paralar alıyorlar ama yasama yetkisi ellerinden alınmış. Bütün bunlar yürürlükteki anayasaya göre yapılıyor. Bir de düşünün anayasa değişiklikleri kabul edilirse Türkiye’nin başına açılacakları. Anayasa değişikliklerinin kabulü halinde Türkiye’nin nasıl tehlikeli bir mecraya sürüklendiklerini hep birlikte düşünmemiz lazım.

AYM KAOSA SÜRÜKLÜYOR
Bu hafta yayınlanan KHK ile seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanunda değişiklik yaptılar. Havuz medyasının kontrolsüz yayın yapmasına imkân sağladılar. YSK’yı devre dışı bıraktılar. Referandumun adil koşullarda olmayacağının mesajını verdiler.

Bu işin gerçek sorumlusu Anayasa Mahkemesi (AYM). Anayasa’da temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınan bir ülkede AYM, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda siyasi iktidara ‘Her şeyi yapabilirsin’ dedi. Bu AYM ve yargıçları, bu topluma da dünyaya da hukuk dünyasına da güven vermiyor. Türkiye’yi bugün bir kaos ortamına sürükleyen temel öge AYM’dir.

SENİN İRADEN YOK MU?
El Bab’dan şehitlerimiz geliyor. Şehit sayımız 60’ı geçti. Gittiler El Bab’a, ‘El Bab’ı alacağız.’ Niye alacaksın, Türkiye topraklarına mı katacaksın? Sonra aklı başına geldi ‘El Bab’dan derinlere inmeyeceğiz’ dedi. Geçen gün Sayın Trump ile görüştü, ‘El Bab değil, Membiç ve Rakka’ya da gireceğiz.’ 24 saatte ne değişti? Bir ülkenin yönetimi, başka ülkelerin yönetim kadrolarını kendi güvencesi olarak görürse, o ülkeyi yönetemez. Senin iraden, özgüvenin yok mu, vatandaş yüzde 49 oy vermiş, sen umudunu neden başka ülkelerin liderlerine bağlıyorsun.”

HAYIR'DA TÜRKİYE NEFES ALIR
DENİLİYOR ki, ‘Efendim ‘Hayır’ çıkarsa Türkiye’de büyük bir kargaşa çıkar.’ Yok efendim, ‘Hayır’ çıkarsa Türkiye büyük bir nefes alır. ‘Hayır’ çıkarsa TBMM, kanun tekelini korur. Kanun teklifleri, tasarılar Meclis’e gelir, Meclis’te demokratik ortamda tartışılır, herkes anayasal konumuna geri döner, Cumhurbaşkanı yerine, Başbakan yerine, anamuhalefet yerine, herkes yerli yerine, yasaların kendisine verdiği görevleri yaparlar. Bunu yapmak zorundayız. Evlatlarımız için, güzel ülkemiz için, birlikte yaşamak için, beraber yaşamak için, farklı düşüncelerde bile olsak, farklı siyasal partileri bile desteklesek demokrasi ortak paydasında buluşuruz.

BAKMADAN GEÇME!