Ahhh... demokrasi-6

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Evet, bu demokrasi konusuna fena halde takmış durumdayım.

Türk demokrasisini seri yazı haline getirmemin üç ana nedeni var. Bunlar sırasıyla şöyle:

1- Bize özgü demokrasi o kadar zengin, o kadar derin bir konu ki, üzerinde yaz yaz bitmiyor.

2- Hep aynı konuda yazı yazarak, her Allah'ın günü yeni bir başlık bulma derdinden kurtulmuş oluyorum.

3- Ciddi bir konuda yazı yazmak istemiyorum. Türk demokrasisi dışında ise nedense hep aklıma ciddi konular geliyor. Ciddiyet ise bana yakışmadığından mecburen aynı konuda devam ediyorum.

***

Türkler'in dünya demokrasisine büyük katkıları nedense hep gözardı edilmektedir.

Oysa bu memlekette insanlar diğer ülkelerdeki insanların kolay kolay düşünemeyeceği kurumları icat edip, üstelik bir de bunlarla ilgili kanun hükmünde kararname yayınlamalarıyla meşhurdurlar.

Örneğin alın Milli Güvenlik Kurulu’nu.

Şimdi, birçok insan bu kurulun ne kadar da demokratik olduğunu görmekten aciz.

Çünkü bu insanlar diğer ülkelerde ne olup bittiğinden bihaber.

Adına demokratik denilen Batı ülkelerinde bizim Milli Güvenlik Kurulu benzeri şeyler yok.

İşte bu nedenle de her memlekette mutlaka bulunan bizdeki bakkal Mehmet’lerin muadili bakkallar kadar oy sahibi olan askerler, çok zor durumda kalıyorlar.

Örneğin Batı ülkelerinde bir başbakana fırça çekilmesi gerektiği zaman, askerler üniformalarını giymekte, bir sürü seremoniden geçip, arabalarına binmekte, uzunca yol gitmekte ve hatta trafiğe yakalanmakta, sonra başbakanın yanına çıkmakta, lafın gelişi bir selam çakmakta ve ancak bütün bunlardan sonra başbakanı fırçalamaktadırlar.

Oysa bizde öyle mi?

Değil tabii. Ülkemiz askerlerin demokratik hakkını en iyi şekilde kullanabilmesi için Milli Güvenlik Kurulu’nu anayasal bir kurum haline getirmiş ve en azından fırça çekilmesi işini rutine bindirerek, bunu ayda bir düzenli hale getirmiştir.

Anlayacağınız bu memlekette sürprizlere yer yoktur. Azarlama saatinin ne zaman olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

***

Böyle güzel sürprizler Türk demokrasisinin en önemli meziyetlerinden bir tanesidir.

Örneğin İngiltere demokrasi açısından Türkiye’den fersah fersah geridedir, çünkü o ülkede sürpriz hiç yoktur.

Bizdekilerle karşılaştırıldığında devlet adamı olduğu bile şüpheli olan Churchill, İngiliz demokrasisi hakkındaki kaygılarını zaten net bir şekilde ifade etmiştir.

Churchill İngiltere’de tam demokrasi olduğunu, çünkü sabahın erken saatinde kapısı çalan her insanın bunun sütçü olduğunu kesin olarak bildiğini ifade etmiştir.

Aman Tanrım ne kadar sıkıcı bir şey...

Sabahın köründe kapıyı çalan kişinin kim olduğunun kesin olarak bilindiği bir ülke demokrasi değil olsa olsa ‘Motononi’ filan olabilir.

Çünkü eğer tam demokrasiden söz ediyorsak o sistemin en büyük vazifesi vatandaşları mutlu etmektir.

Hayatta mutluluğun en önemli şartlarından bir tanesinin sürprizler olmadığını da sanırım kimse iddia etmeye kalkışmayacaktır.

Bizde tam demokrasi gerçek anlamda vardır, çünkü sabahın beşinde kapı çalındığında gelebilecekler A- Baskın yapan özel tim, B- Baskın yapmayan özel tim, C- Mafya elemanları, ya da D- Hesaplaşmaya gelen eski bir sevgili olabilmektedir.

Bu olasılıkları artırmak da mümkündür ancak kesin olan bir şey varsa o da sabahın köründe gelmeyecek tek kişinin sütçü olduğudur.

***

MGK’nın anayasal bir kurum olduğunu söyledim ya...

Bu başka önemli bir demokratik özelliğimizi aklıma getirdi.

Biliyorsunuz demokrasi için çabalayan Batı ülkelerinde zavallı halk anayasalarını ezbere bilir.

Bunun nedeni de korkudur.

Çünkü oralarda biçare insanlar devletlerinden sürekli kazık yedikleri için anayasalarını sürekli okurlar ki başlarına haberleri olmadan bir bela gelmesin.

Bizde ise durum tamamen tersidir.

Bu memlekette halk devletine haklı olarak o kadar güvenmektedir ki sık sık yeniden yazılan anayasayı bile okumaya gerek duymaz.

Çünkü orada yazılı olanların mutlaka en iyi şeyler olduğunu gönülden bilir.

Bu nedenle son anayasa yüzde 92 oy alarak geçmiştir.

Bu anayasaya oy vermeyen yüzde 8’lik kategorinin de bunu anayasayı okuduktan sonra yaptığını sakın ha düşünmeyin.

Bu tipler ‘kökten-vatan haini’ oldukları için zaten memlekette olan her olumlu şeye külliyen karşı çıkarlar.

Bütün bu sayısal veriler içinde kesin olan tek bir nokta ise anayasayı baştan sona kadar okuyan tek bir insanın bulunduğu gerçeğidir.

Onu da bu huyundan artık vazgeçsin, devletine güvenmeyi öğrensin, bu memlekette kurumların ne kadar köklü olduğunu, iyi çalıştığını anlasın diye zaten cumhurbaşkanı yaptık.

Bu çabalarımız da gördüğüm kadarıyla boşa gitmedi. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde şu tarihi sözü söyledi: ‘‘Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde her zaman, önüne gelen her önemli konuda doğru karar vermiştir.’’

Evet, böyle dedi, sonra da başka bir yerde konuşmak için yürüdü ve gitti.

Yazarın Tüm Yazıları