Ah o Malezya şirketi, ah şu pasaportlar

DÜNYANIN herhangi bir havaalanı girişinde, pasaport kontrolü yapan polis:

“Siz Mösyö Ahmet, siz Türk’sünüz, sizi şuraya alalım”.

Haberin Devamı

Dünyanın herhangi bir sınır kapısında, pasaport kontrolü yapan polis:

“Siz Madam Ayşe, siz Türk’sünüz, sizi şuraya alalım”.

Dünyanın herhangi bir ülkesine karadan, havadan, denizden, ister özel jet uçağı ile ister özel yatla, ister tarifeli uçakla, ister özel otoyla, ne ile olursa olsun, başka bir ülkeye giriş yapan Türkler, Türk pasaportu ile 1 Nisan’dan itibaren, dokuz gündür, dokuz doğruyor. Girişte, başlarına “Sizi şuraya alalım” diyerek, ayrı bir yerde, bir süre bekletme pekâlâ gelebilir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak taşıdıkları pasaportlardan dolayı.

Huzurlarınızda iş bitirici iktidarın duvara toslama örneklerinden sonuncusu. Yüksek siyasetle ilgisi olmayan sıradan bir beceriksizlik.

SÜRE DOLDU


1999’da uluslararası bir sözleşme imzalanıyor. Sözleşmeye, Türkiye dahil yaklaşık 180 ülke imza atıyor.

Amaç, pasaport sahtekârlığını önlemek.

Her türlü kalpazanlığa kapı kapatmak, kaçışları engellemek, ama özellikle teröristlerin yolunu kapatmak üzere sahte pasaport yapılmasını önlemek. Buna genel bir kural konuyor. Biyometrik pasaportlara geçmek. Biometrik öyle bir teknik ki, sahte pasaport hemen sırıtıyor.

1999’da alınan karar gereği, biyometrik pasaporta geçmek için, ülkelere on bir yıl süre tanınıyor. On bir yıl içinde hem yeni, hem eldeki pasaportlar biyometrik olacak.

Verilen süre 1 Nisan 2010’da doluyor. Yani, dokuz gündür dolmuş bulunuyor.

Pasaportunuz varsa, biyometrik olarak yenileniyor mu? Yoo. Yenilenen bir şey filan yok.

ÜÇ ÜLKE GEÇEMEDİ


Ülkelere tanınan on bir yıllık süre içinde, sadece üç ülke biyometrik pasaporta geçemiyor.

Sefaletinden dolayı Bangladeş, nüfus yoğunluğundan dolayı Hindistan ve dünyanın 17’nci büyük ekonomisi Türkiye.

Eh, o kadar olacak. Levent Kırca’nın kulakları çınlasın.

Açlıkla boğuşan Gabon geçiyor, Togo geçiyor, Nijerya geçiyor, Bolivya ormanlarında, Klimanjaro Dağları eteklerinde ilkel ülkeler geçiyor, dünyanın bir ucunda dünyadan habersiz yaşayan Eskimolar geçiyor, dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyle övünen bizimkiler hoop, güüm.

I-ıhh, tık nefes, bir türlü geçemiyor. Neden geçemiyor?

İŞİMİZ ZOR


İş önce Dışişleri Bakanlığı’nda çuvallıyor. Bir Malezya modası, Malezya hayranlığı, Malezya ile din kardeşliği var ya...  Koca Malezya bu ya, işin şakaya gelir tarafı olur mu? Elbette Malezya. Var mı daha iyisi?

Dışişleri biyometrik pasaporta geçmek için bir Malezya şirketi ile anlaşıyor. Artık o şirket kimin aklına gelmişse... Altında kimin imzası varsa... Tanırsınız, o kişiyi tanırsınız, uzaktan tanıdık olur. Yok canım, bakan filan değil. Hık demiş bu iktidarın burnundan düşmüş bir sefiri kebir.

Ne var ki, o Malezyalı şirketin Avrupa’da faaliyeti yasaklanıyor. Bizim biyometrik pasaport işi de, suya düşüyor. Bunlar yedi buçuk yıldır iktidarda, tanınan on bir yıllık süreye rağmen, 1 Nisan 2010’a yetişemiyor.

Dünyanın 17’nci büyük ekonomisine sahip, arz-ı kürede fırtına gibi esen emsalsiz iktidarımız sayesinde, ülkemiz vatandaşlarının işi bugünlerde zor olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları